Dünya enerji kavgasında Türkiye enerji arzını güvence altına almaya çalışırken bazı projeleri kendi lehine değiştirme ve geliştirme çabasını da ihmal etmiyor.
Türkiye dünya enerji kavgasında bir taraf olmadığını her fırsatta ifade ediyor. Oysa Ukrayna krizinden doğrudan etkileniyor. Hatta Putin’in ünlü 10 Nisan mektubunda işaret ettiği 18 ülkeden biri de Türkiye. Çünkü doğalgaz ihtiyacının % 60’ını Rusya’dan karşılayan Türkiye bunun % 12.5’luk kısmını Ukrayna üzerinden alıyor. Kalan oran ise Mavi Akım üzerinden ulaşıyor.
Gazprom’un Ukrayna’ya doğalgaz akışını durdurması ile doğalgaz kıtlığı yaşayacağını iyi bilen Türkiye bir yandan Rusya dışında alternatif enerji kaynakları ararken, bir yandan da Rusya ile ilişkilerini daha da geliştirmeye çalışıyor.
Türkiye’nin alternatif enerji kaynaklarının durumu en azından şimdilik pek parlak görünmüyor. Kürt petrolü seçeneği Bağdat-Erbil anlaşmazlığına takılmış durumda. Doğu Akdeniz petrol seçeneği hala Kıbrıs sorununun çözümüne bağlı. İran doğalgazı seçeneği fiyat anlaşmazlığı ve Tahran’ın yeniden kendini güçlendirebilmesi için ihtiyaç duyduğu zaman engeline takılmış durumda. Kazakistan’dan alınması öngörülen petrol henüz netleşmiş değil. Cezayir’den alınacak petrol içinse zamanında teslim sorunu var.
Azerbaycan önümüzdeki üç-dört yıl içinde Şah Deniz II açık deniz sahasından Türkiye’ye 6 milyar metreküp doğalgaz aktarmayı planlıyor. Ancak Azerbaycan doğalgazı büyük oranda Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan ve potansiyel olarak da İran’dan gelecek gaza bağlı ve Rusya bu duruma karşı. Kısacası Azeri petrol seçeneği de oldukça karışık ve belirsiz durumda.
Bu durumda Türkiye için Rusya yeniden ilk seçenek olma konumunu sürdürüyor. Üstelik Türkiye Rusya ile olan ilişkilerini bir üst boyuta taşımak istiyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın deyimiyle, “Rusya ile stratejik işbirliğini daha da genişletmek, derinleştirmek” istiyor.Nasıl mı?
Öncelikle Türkiye Mavi Akım boru hattından doğalgaz akışını arttırmak için girişimlerini sürdürüyor. 16 milyar metreküp kapasiteli Mavi Akım boru hattından şu anda 13.6 milyar metreküpü kullanılıyor ve Türkiye bu hattı tam kapasite kullanmak istiyor. Bu da yaklaşık 3 milyar metreküplük bir artış anlamına geliyor. Gazprom ile yapılan diplomatik görüşmelerde fiyatta anlaşma olursa gelecek yılsonunda 3 milyar metreküp fazladan doğalgazın özel sektör eliyle gelebileceği açıklaması yapıldı bile. Buna ek olarak da yine Rusya ile Mavi Akım’a paralel bir hat inşa etme planı uygulanabilir.
Mavi Akım dışında Türkiye Güney Akım projesinde de şansını deniyor. Ukrayna gerginliği nedeniyle, Rusya’nın Türkiye Münhasır Ekonomik Bölgesinden geçirmeye karar verdiği ve Türkiye`nin de kabul ettiği Güney Akım Boru Hattına daha fazla dahil olmak istiyor. 63 milyar metreküp Rus gazını Avrupa’ya taşıyacak olan 2.400 km uzunluğundaki Güney Akım Boru Hattı rotasının değiştirilerek Bulgaristan yerine Trakya bölgesinde karaya bağlanması önerisini dile getiriyor.Rusya’nın AB ile yaşadığı anlaşmazlıkları işaret ederek, Rusya’ya AB’nin yasal ve bürokratik engelleri ile uğraşmana hiç gerek yok, gel doğalgazını bana gönder, sorunlarını halledene kadar gazı ben kullanırım, hallettiğinde de benim üzerimden sağlanacak bağlantılarla aktarırım diyor.
Ama Bulgaristan bu konuda son derece istekli ve böylesi avantajlı bir konumu Türkiye’ye bırakmaya da hiç niyetli görünmüyor.
Buna rağmen hiç belli olmaz deyip beklemek gerekiyor. Çünkü Rusya’da Türkiye’nin coğrafi konumunun öneminin farkında ve Türkiye ile daha sıkı ilişkiler kurmak istiyor. Mesela Gazprom Türkiye’de faaliyetini doğrudan sürdürmeye karar verdi ve Bosphorus Gaz şirketindeki hisselerini yüzde 75’e arttırdı. Türkiye pazarındaki varlığını genişletmek için fiyat indirimi de dahil bazı adımlar atması ise hiç şaşırtıcı olmaz.