Elektrik sektöründe dağıtım ve satış lisanslarının birbirinden ayrılması, sektör açısından kritik öneme sahip. Mevcut dağıtım şirketleri, hem dağıtım hem perakende satış yapabilirken, yeni düzenleme, satış kısmı için ayrı bir lisans alınmasını zorunlu kılıyor.
Bu durum, daha önce yazdığımız gibi, 150`yi aşkın toptan elektrik satış lisansı sahibi şirketin önünü açıyor. Çünkü, mevcut yapıda toptan satış lisansı sahipleri, hem dağıtım hem de satış yetkisine sahip rakiplerle karşı karşıya olduklarından, güçlü bir şekilde tüketicinin karşısına çıkamıyor. Ama bundan böyle çıkabilecekler.
Son değişikliğin önünü açtığı bir başka şey daha var: Özelleştirmeler...
Bilindiği gibi, elektrik dağıtım özelleştirmelerinde özellikle Doğu ve Güneydoğu`da başarıdan söz etmek pek mümkün değil. Hatta, tam tersine, bir başarısızlıktan söz etmek mümkün. Çünkü bu bölgelerde hem kayıp kaçak oranı yüksek, hem şebekenin durumu iç açıcı değil. Ayrıca tahsilatla ilgili sıkıntılar da diğer bölgelere oranla oldukça yüksek.
Son değişiklik ise dağıtım ve satışı birbirinden ayırdığı için, özelleştirmelerin rengini değiştirecek. Dağıtım tarafı ayrı, satış tarafı ayrı özelleştirilmek durumunda. Bu da şu demek: Doğu ve Güneydoğu`daki enerji özelleştirmelerinde, dağıtım kısmının özel sektöre devrinin önü açıldı. Çünkü dağıtıcı sadece dağıtmaktan sorumlu. Satış tarafı devlette kalacağı için, dağıtıcı, yaptığı hizmetin bedelini kamudan rahatlıkla alabilecek. Bu da, dağıtım işine talip şirketlerin önündeki riski neredeyse sıfırlayacak.
Tabii riskin az olduğu yerde kazanç da az olacaktır kuşkusuz. Ama en azından dağıtım kısmı özel sektöre devredilebileceği için, "hiç yoktan iyidir" deyip, Hazine`nin kasasına girecek paranınhesabını yapmaya başlayabilir.
Sadece dağıtımın özelleştirilmesinin sektörün liberalizasyonu açısından başarı sayılıp sayılmayacağı ayrı mesele... O yüzden bu konu daha çok su kaldırır.
Tartışmaya, düşünmeye devam...