Doğu Akdeniz'de sular ısınıyor - Haluk DİRESKENELİ

Haluk DİRESKENELİ

HALUK DİRESKENELİ 

Doğu Akdeniz off-shore gaz çalışmalarıyla ilgili göreceli iyimserlik, kısa sürede kasvetli bir sıcak gerçekle karşı karşıya kalabilir.

Doğu Akdeniz off-shore doğalgaz rezervleri konusunda her gün yeni rakamlar ortaya çıkıyor. Burada vereceğimiz rakamlar konusunda ihtiyatlı olunmasını tavsiye ediyoruz. 

İsrail Tamar bölgesinde 320 bcm, Leviathan bölgesinde 600 bcm, Güney Kıbrıs Aphrodite bölgesinde 130 bcm, Mısır Zohr bölgesinde tahminen 850 bcm doğal gaz rezervi var. BP, ENI, Exxon, Total firmaları bölgede çalışma yapıyorlar. Doğalgaz ithalatımızın son yıllarda 50 bcm civarında olduğunu akılda tutalım. 

Deniz kuvvetlerimiz savaş gemileri, İtalyan petrol şirketi ENI için çalışan bir sondaj gemisinin, tartışmalı Kıbrıs açık deniz sahasına ulaşmasını engelledi. Bölgede önceden ilan edilmiş askeri manevra duyurusu vardı. Ankara, bu hareketiyle çatışmaya yönelik sert tavrını gösterdi. Ankara, off-shore rezervlerin adanın Türk kesimine de ait olduğunu belirtiyor ve doğalgaz kaynaklarında adil paylaşım istiyor.

Kıbrıs'ın çevresi deniz alanları, Suriye'nin kuzeyinde Suriye Kürtlerini destekleyen ABD ordusu ile Türkiye arasında muhtemel, NATO üyeleri arasındaki ikinci çatışma alanı oldu. Nato ülkeleri arasında savaş olmaz. Buna izin verilmez. Ancak birbirlerini her zaman taciz edebilirler.

Öte yandan coğrafi olarak ana kıtaya yakınlık, kolay lojistik destek bakımından silahlı kuvvetlerimizin deniz ve hava güçlerinin gölgede üstün ezici varlığı tartışılmaz.

Ankara'nın bölgesel siyasi ve idari beklentileri, artık sadece algılanan tehditlere bağlı değil, enerji varlıklarıyla da bağlantılı.

Geçen hafta Kıbrıs çevresinde Total -ENI ortak girişimiyle denizde başlatılan gaz araştırmalarından bu yana, Türkiye bölgedeki askeri faaliyetlerini hızlandırdı.

Doğu Akdeniz bölgesinin diğer tarafında Mısır- Türk uyuşmazlığı devam ediyor. Ankara'nın, Müslüman Kardeşler beyanatları ve Suriye ve Afrika Boynuzu'nda başlayan askeri faaliyetleri nedeniyle Kahire, Lefkoşa tarafına ağırlığını koydu. Mısır Dışişleri Bakanı, sadece Kıbrıs açık deniz gaz arama projelerini değil, 2003 EEZ, Exclusive Economic Zone (Münhasır Ekonomik Bölge) Kıbrıs ile yapılacak deniz ticaret anlaşmasının kendileri için geçerli olduğunu söyledi.

2003 yılında Kahire ve Lefkoşa, denizde doğal gaz arama ve üretim yapmak için Doğu Akdeniz'de bir EEZ kurmak için anlaşma imzaladılar. Doğu Akdeniz çevre ülkelerinin üstünde anlaştıkları bir EEZ haritası henüz ortada yok. Herkes kendi çıkarlarını gözetiyor ve uygulamak için gerekli sert askeri tedbirleri almaktan kaçınmıyor.

Ankara, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin deniz kaynakları üzerindeki yasal haklarını ve adil paylaşımını talep ettiği için bu oluşumlara karşı çıkıyor. Dışişlerimiz, anlaşmayı "geçersiz ve hükümsüz" saydı.

Kahire, çevre ülkeleri Mısır'ın egemenlik haklarını ihlal etmemeleri yönünde uyardı. Kıbrıs ve Mısır Avrupa Birliği tarafından desteklense de Ankara tavrını sürdürüyor. Türkiye diğer deniz alanlarında Yunan ve Rum gemilerine karşı engelleme başlamıştı. Ankara, uluslararası şirketleri Ankara'nın dostluğunu kaybedebileceği konusunda uyardı. Kahire, ENI Zohr gaz sahası ve en son BP offshore alanı nedeniyle, denizaşırı üretimini daha da genişletmeyi hedefliyor. Kahire, 2020'de LNG ihracatçısı olmak için planlar uyguluyor.

Bu planlar, Kıbrıs-İsrail kıyı gaz üretimi ortaklığı ile birleştirilecek.

İsrail-Türkiye ilişkileri sonunda koptu. İsrail'in boru hattı gazını Türkiye'ye ihraç etme konusundaki eski planları, ABD ve AB tarafından teşvik edilmesine rağmen ortada kaldı. Ankara'nın mevcut bölgesel alanda son duruşu bu ortak planlara artık imkan vermiyor.

Doğu Akdeniz Offshore gazının üretim sonrası Avrupa pazarlarına en kolay ucuz çabuk geçiş güzergahı Türkiye üstünden geçiyor. Diğer alternatifler daha pahalı, uzun süreli, zor çözümler görünüyor.

İsrail gazının ticari olarak cazip hale getirilmesinin bir yolu Mısır'la bir ihracat işbirliğidir. Ankara'nın stratejik tercihleri şimdi Mısır-İsrail bağlarını daha pekiştiriyor gibi görünüyor. AB üyesi olan Kıbrıs, Avrupa'nın kapısı, dolayısıyla stratejik önemde sayılıyor. Mısır'ın mevcut LNG sıvılaşma planlarının yeniden açılması ve muhtemel genişlemesi olasılığı ile off-shore gaz üretimi konusunda yeni üçlü koalisyonu kuruluyor. 

Adil paylaşım talebi sadece Türkiye'den gelmiyor - Lübnan ve Suriye bu paylaşımda var. 

İsrail donanmasını, gaz projeleri ve nakliye hatlarını korumak için genişletti. Lübnan'da artan bir tehdit, sadece İsrail için daha fazla vurgu yapacak. İsrail donanmasının genişlemesi sadece kuzeydeki tehditler değil, aynı zamanda Filistinli aşırılık yanlısı Hamas hareketi denizaşırı projelere yönelik tehditlere karşı olacak. 

Sahadaki gerçeklere baktığımızda, olası bir sıcak savaş oluşuyor. “Doğu Akdeniz” gaz vadeli işlemlerine darbe vuracak.

Bölgede artan güvensizlik veya olası savaş, yalnızca İsrail'i veya Lübnan'ı tehdit etmekle kalmıyor, aynı zamanda diğer ülkelere de yayılıyor. Büyük resimde, gaz operasyonları sadece tek tehdit değil. Denizdeki tehditler ve çatışmalar aynı anda diğer petrol taşımacılığına da zarar verebilir. Açıkdeniz Kıbrıs-Lübnan-İsrail alanını kapsayan tam bir askeri çatışma, Ceyhan'dan (Türkiye) gelen petrol transit hatlarını engelleyecek. Aynı zamanda, Kıbrıs ile Türkiye arasındaki doğrudan bir çatışmada, Boğaz yoluyla transit güzergahları doğrudan tehdit eden Yunanlılar da yer alacak. Her ikisi de 1.6 milyon BPD (BTC boru hattı) ve 2.9 milyon BPD (Boğaziçi) arasındaki ulaşım hacmini tehdit edebilir. 

ABD ve Avrupa'nın yapabileceği şimdilik çok birşey yok.

Doğalgaz rezervlerinde akılcı adil paylaşım olmadan, Türkiye'nin kabul etmediği bir kalıcı çözüm Doğu Akdeniz'de mümkün değildir. 

Haluk DİRESKENELİ - Enerji Günlüğü