Doğu Akdeniz gazıyla Kıbrıs sorunu çözülür mü?

Sabiha KÖTEK

SABİHA KÖTEK

Doğu Akdeniz'in en stratejik noktasında yer alan Kıbrıs’ta süregelen bölünme ve anlaşmazlık bölgede devasa gaz yataklarının bulunması ve gazın çıkarılması önündeki yasal ve finansal zorlukların aşılmaya başlanmasının ardından çözümlenmesi daha acil bir sorun haline geldi. 

Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik çabalar yoğunlaştı. Cenevre'de garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere dışişleri bakanları tarafından geçen hafta yürütülen Kıbrıs müzakerelerine taraflar arasında bir anlaşma sağlanamadığı için ara verildi. Teknik konuların görüşülmesine bu hafta ortasında yeniden devam edilecek.

Çok fazla sayıda tarafı, çıkarı ve siyaseti içinde barındıran Doğu Akdeniz doğalgazı meselekinde Kıbrıs, birçok bileşeni buluşturan bir zemin olarak oldukça önemli. Ancak yine ve tam da bu nedenle aynı zamanda kemikleşmiş ve bir türlü çözülemeyen bir kördüğüm. 

Doğu Akdeniz’deki gaz yataklarına sahip olan Güney Kıbrıs, İsrail, Mısır ve Lübnan, doğal olarak birbirlerine de rakipler aslında. Ama şimdilik ortada üretilen bir gazdan söz edilemeyeceği için bu rekabet pek ön planda değil. Öncelik suların derinliklerindeki gazı yeryüzüne çıkarma ve çıkarılan gazı hedef pazarlara aktarma projelerine verilmiş durumda. Ve en erken 2020'li yıllarda tamamlanabilecek bu projelerin hiç birinde Türkiye'nin adı geçmiyor. 

Yine, İsrail gazının Türkiye üzerinden aktarılması isteği pek çok kez dillendirilse de, bu konuda da somut bir adım atılmış değil. 

Kıbrıs sorununun çözüme kavuşturulması halinde Türkiye daha rahat ve az maliyetle Doğu Akdeniz enerji projelerine dahil olabilir. Adil bir çözüm Kıbrıs karasularındaki Afrodit sahasındaki gazın da adil paylaşımını sağlayacağından Güney kesimi ile yaşanan deniz kovalamacası son bulur ve artı bir kazanç da sağlanır.

Kıbrıs sorunun çözülmesi sadece doğal gaz alanında değil aynı zamanda elektrik alanında da bir çok projeye Türkiye'nin dahil olmasını sağlar. Hem Doğu Akdeniz gazının Avrupa'ya ulaştırılmasında, hem de Ada'nın Avrupa ile elektrik şebeke bağlantısı projelerinde en kestirme ve ekonomik seçenek olarak Türkiye öne çıkar. 

Ancak, sadece yılların iki toplum arasına yerleştirdiği güvensizliği aşabilmenin zorluğunu dikkate aldığımızda bile, Kıbrıs sorununun tüm tarafları memnun edecek şekilde çözülmesi imkânsız. Kıbrıs sorunu çözülmeden de Türkiye Doğu Akdeniz gazına dahil olabilir ama bunun için siyasi riskin olmaması ve güvenliğin tam sağlanması gerekiyor.

Fakat Türkiye'nin yaşadığı siyasi ve ekonomik çalkantılar, Suriye savaşı içinde yer alması ve terör tehdidi benzeri nedenlerden dolayı kısa vadede Türkiye'nin oyuna dahil olabilmesi çok zor. Her ne kadar Türkiye aynı zamanda büyük bir gaz müşterisi olsa da, Doğu Akdeniz'deki taraflar da güvenlik riskinin yüksek olduğu böylesi bir ortamda tedariğin ötesinde bir ortak projeye yanaşmayacaklardır.

Rusya ile yakınlaşması ve Türk Akımı projesine yeniden dönülmesi de Türkiye’nin Doğu Akdeniz gazına dahil olmayı ağırdan almasına neden olabilir. Rusya da Türkiye’ye cazip teklifler, tehditler ya da siyasi bazı manevralarla Türkiye’nin Doğu Akdeniz gazından uzak durmasına çalışabilir.

Bu durumda, Doğu Akdeniz enerji projelerinin dışında kalan Türkiye’nin elindeki enerji projeleri de gelişmelerle boşa çıkma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir. Örneğin Mısır, devasa Zohr sahasındaki gazı LNG formunda Avrupa’ya aktarmaya başlarsa, TANAP’ın önemi azalır. 

Dahası, Enerji HUB’ı olma gibi bir hedefi bulunan Türkiye’nin burnunun dibindeki gaza bir şekilde taraf olamaması, bu iddia ile son derece çelişen bir durum. Tüm bunlar dikkate alındığında tarafların bir şekilde Kıbrıs sorununda orta yolu bulmaları çok önemli. 

Sabiha KÖTEK - Enerji Günlüğü / 16 Ocak 2017