Doğalgazda Rusya’ya bağımlılık ve ABD yaptırımları

Haluk DİRESKENELİ

ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırım kararlarının ardından Türkiye’nin, Rusya’dan doğalgaz ithalatı için ABD’den muafiyet talep etmesi, enerji politikalarındaki bağımlılık ilişkilerini bir kez daha gündeme getirdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın bu talebi, Türkiye’nin enerji arz güvenliğini koruma çabalarını yansıtırken, aynı zamanda bağımsızlık konusundaki eksiklikleri de gözler önüne seriyor.

Gazprom’un Türkiye Enerji Piyasasındaki Payı

Türkiye’nin doğalgaz ithalatının %40’ını karşılayan Gazprom, ABD’nin yaptırım listesinde yer alıyor. ABD Hazine Bakanlığı, Gazprom ve 6 yabancı iştirakine yönelik yaptırım uygularken, Türkiye’nin bu durumdan etkilenmemek için diplomatik yollar aradığı görülüyor. Avrupa Birliği üyesi bazı ülkelerin, Rusya’dan gaz ithalatına devam edebilmesi ise Türkiye’nin pozisyonunu daha da tartışmalı hale getiriyor.

EPDK tarafından açıklanan verilere göre, Türkiye’nin doğalgaz tüketiminin 2024 yılı için öngörülen 56 milyar metreküp seviyesinin altında kalabileceği belirtiliyor. Ancak bu durum, arz güvenliğini sağlama gerekliliğini ve alternatif kaynak arayışını daha da önemli hale getiriyor.

Enerji Politikalarında Bağımlılık ve Alternatifler

ABD’den muafiyet talep edilmesi, Türkiye’nin enerji politikasında dışa bağımlılığını gözler önüne seriyor. Enerji bağımsızlığını artırmak için şu adımlar değerlendirilebilir:
1.    Alternatif Tedarikçiler: LNG ithalatı artırılarak Katar, Cezayir gibi ülkelerden tedarik sağlanabilir.
2.    Yenilenebilir Enerji: Rüzgar, güneş ve hidroelektrik gibi kaynaklara yapılan yatırımlar hızlandırılmalı.
3.    Yerli Kaynaklar: Karadeniz ve Akdeniz’de keşfedilen doğalgaz rezervleri hızla üretime kazandırılmalı.
4.    Depolama Kapasitesinin Artırılması: Doğalgaz depolama kapasitesini artırarak arz güvenliği sağlanabilir.

Türkiye’nin enerji bağımsızlığı için Rusya’ya olan bağımlılığını azaltması, stratejik bir öncelik haline gelmiştir. ABD’nin yaptırımları, bu konuda bir uyarı niteliği taşıyor. Yenilenebilir enerji yatırımları ve alternatif tedarikçi arayışları, Türkiye’nin enerji arz güvenliğini sağlamada kritik rol oynayacaktır. Ancak kısa vadede diplomatik çözümlerle enerji ithalatının kesintiye uğramaması sağlanmalıdır.