Doğalgaz krizi Avrupa’da büyümeyi tehdit ediyor

Mehmet KARA

Avrupa Birliği ülkeleri yıllardır Rus doğalgazına bağımlılık oranını aşağıya çekmeye çalışmasına rağmen, bu kış gaz yetersizliği riski ile karşı karşıya.

Bunun nedeni Rusya’nın Avrupa ülkelerine gaz akışını kısma tehdidi.

24 Şubat 2022 tarihi itibariyle sıcak çatışmaya, daha doğrusu Ukrayna’nın işgaline dönüşen Rusya-Batı enerji restleşmeleri AB ülkelerindeki “Rusya’dan gaz almayalım” yaklaşımını güçlendirmişti.

Yılın ilk döneminde durum tüketici tarafın Rusya’yı boykot etmesi gibi görünüyordu. Bugün durum biraz farklı. Bu yıla kadar, “ben gazımı boru hatları ile kapınıza kadar getirdim, ister kullanın ister kullanmayın” yaklaşımındaki Rusya artık fiilen gaz kısıntılarına başlamış durumda.

ABD’nin Rus gazını ve petrolünü alan ülkelere karşı ambargo tehdidine bu kez Moskova, “doğalgazımı Ruble ile satarım” resti ile karşılık vermişti. Kimi ülkeler Ruble ile gaz alırken, Rus petrolü de piyasadaki muadillerinin yüzde 25-30 altında fiyatlardan el değiştirmeye başlamıştı.

Söz konusu fiyat farkı, Türkiye gibi petrol ithalatçısı kimi ülkelerin işine geliyordu elbette. Ne kadar devam eder bilinmez ama toplam ithalat içinde Rus petrolünün payı giderek yükseliyor. Böylece enerji ithalatı kaynaklı dış ticaret açığı rakamını bir nebze de olsa aşağıya çekiyor diyebiliriz.

Rus doğalgazının Avrupa macerasına dönersek, taraflar bir noktada uzlaşma yakalama çabalarını sürdürüyor. Tıpkı hububatta olduğu gibi enerji arz krizi riskine karşı da tüm ilgili tarafların uzlaşması şart gibi duruyor. Uzlaşma ne kadar mümkün zamanla görüşeceğiz ama gelecek kış enerji arzıyla ilgili sıkıntılar yaşanacağına kesin gözüyle bakılabilir.

Bu arada AB Komisyonu ve üye ülke liderleri ve enerji yönetimleri önümüzdeki kış aylarında ciddi bir gaz yetersizliği ile karşı karşıya gelme senaryoları üzerinde çalışıyor. Birlik, üye ülke vatandaşlarına daha az gaz tüketmenin yol ve yöntemlerini öğrenip uygulamaya çağırırken, mesele konutlardaki ısınma sorununu çözmekle bitecek gibi değil. Kaldı ki, gaz kısıntısı ortaya çıkarsa, kesintiye en son maruz kalacak kesim konut aboneleri olacaktır.

Peki AB, arz yetersizliği halinde vatandaşlarını daha gaz gaz tüketmeye çağırmanın yanında başka neler yapabilir? AB ülkeleri öncelikle doğalgazı ikame edecek kaynaklara yönelecektir. Ki burada akla hemen geçtiğimiz yıl doğalgazda yaşanan hızlı fiyat artışları üzerine kömüre yöneliş geliyor. Yani devreden çıkarılmış ama her an çalışabilecek durumdaki kömüre dayalı santraller devreye girebilir. Nükleer santrallere daha fazla görev yüklenebilir.

Yine de bu kaynaklar, doğalgazın bazı alanlarda ikamesi olamayacağı için, yaşanacak arz yetersizliğinin başka sonuçları olacağı söylenebilir. Peki ne gibi sonuçlardır bunlar? Konutlardaki gazı kesmemek için elektrik santrallerine verdiğiniz gazı kısabilir ya da kesebilirsiniz. Elektrikte ortaya çıkacak açığı kömür ve nükleer ile kapatırsınız. Ancak, dediğimiz gibi doğalgaz elektrik üretimi ve konut ısıtmanın dışında sanayide de çeşitli üretim proseslerinde kullanılıyor. Arz yetersizliğine karşı alınacak bir diğer önlem de büyük ölçekli gaz tüketen sanayi tesislerinin gazını kısmak olacaktır. Tüm bu önlemler alındığında Avrupa, Rus doğalgazının kesilmesi halinde kışı en az hasarla atlatabilecektir. Ancak önlemler, sanayi tesislerinin gazını kesmeye kadar uzanırsa, AB bölgesindeki ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyeceği açık. Avrupa’daki olası durgunluk, Türkiye’nin bu ülkelere yönelik ihracatını da aşağı çekecektir.

​​​​​​