Son zamanlarda hem dünya, hem de Türkiye gündeminin üst sıralarında enerji var.
Nasıl olmasın ki?
Uluslararası siyasete yön veren enerji...
Diplomasi koridorlarında askeri konulardan çok enerji konuşuluyor.
Dünyadaki ekonomik ve ticari faaliyetlerde ağırlığı giderek azalsa da, yaşlı kıta Avrupa, hâlâ en büyük enerji tüketilen coğrafyalardan biri.
Bu yüzden de Avrupa Birliği üyesi ülkeler enerji fiyatlarına karşı çok hassas.
Dolayısıyla, katlanılabilir enerji maliyeti için rekabete güveniyorlar.
Ancak enerji zengini olan Doğu komşuları Rusya, bu zenginliği ekonomik, politik ve giderek askeri gücünün manivelası olarak görüyordu.
Bu manivelayı daha rahat kullanmak istediği için de rekabetten pek hoşlanmıyordu.
Asya’dan Avrupa’ya boru hatlarını uzattım mı, tıkır tıkır para basarım modundaydı.
Dikkatinizi çekerim, son üç cümlemiz di, dı ile bitti. Çünkü artık Rusya da bu yaklaşımı geride bırakmak zorunda. Çünkü son yıllarda, başına dert olmaya başlamıştı.
Öyle ya, sadece tek bir kalemden elde edilecek dış alem gelirlerine bel bağlamak, dış ticaret dengesini sürekli riskli kılıyordu. Bu aynı zamanda, iç pazarındaki istikrarın da sürekli tehdit altında kalması anlamına geliyordu.
Rusya’nın enerjiyi basit ama etkili bir silah olarak kullanma anlayışını terk etmek zorunda kalışının en önemli göstergesini önceki gün, Başkan Vladimir Putin’in ağzından duyduk.
Pek çok medya organımız, manşetine başlık atarken, Rusya’nın Türkiye’ye doğalgaz fiyatında yaptığı yüzde 6’lık indirime tav olsa da asıl bomba, Güney Akım Projesi’ne son verdiklerini açıklamasıydı.
Ve tabii devamı... Karadeniz’in altından geçerek Bulgaristan’da karaya çıkıp, Avrupa’ya gaz taşıyacak bu hattın ucunun birkaç yüz kilometre güneye inip Türkiye’ye gelmesi önerisi...
Rusya’nın yeni yaklaşımı ne anlama geliyor? Konu üzerinde çok yorum yapıldı, yapılıyor, yapılacak da. Ama biz özetle şunu söyleyebiliriz.
Rusya, yeraltı zenginliklerini coğrafi pozisyonunu da kullanarak Avrupa pazarında etkin olmak için silah olarak kullanmak istiyordu.
Batı da Ukrayna’da baraj oluşturup Moskova’yı sıkıştırdı. Bunun askeri sonucu, Kırım’ın ilhakı oldu. Ancak ekonomik sonucu Moskova’nın hiç de istemediği şekilde ortaya çıktı.
Ekonomik ambargo ve enerji fiyatlarının Batı’nın Orkadoğu’daki müttefiklerini de kullanarak yaptığı baskıyla aşağı düşmesi...
Şimdi Rusya-Türkiye arasındaki yeni hat, Yunanistan-Türkiye ekseninde, Güney Balkanlar’da yeni bir gaz piyasası oluşmasını öngörüyor. Bu durumda artık Rusya bundan böyle gaza karşı gaz kullanacak. Yani Avrupa’ya enerji geçişi sağlayan Ukrayna’da olduğu gibi uçak, gemi, top, tüfek, değil...