Dilek: Depolamayla güneş ve rüzgar artık alternatif değil

Global Enerji Derneği Başkanı Murat Dilek, yenilenebilir enerji yatırımlarında önümüzdeki dönemde en büyük sıkıntının kredilerdeki tıkanma olduğunu belirterek kredilerde sübvansiyona ihtiyaç olduğunu söyledi.

Enerji Günlüğü - Global Enerji Derneği Başkanı Murat Dilek, güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir kaynakların artık alternatif değil, depolamayla birlikte emre amade sistemler haline geleceğini kaydetti.

Global Enerji Derneği Başkanı Murat Dilek, Enerji Günlüğü’ne yaptığı açıklamada, yenilenebilir enerji yatırımlarında önümüzdeki dönemde en büyük sıkıntının kredilerdeki tıkanma olduğunu söyledi. Dilek, “Bunu aşmamız gerekiyor. Bunun bir devlet politikası haline getirilip teşvik edici faiz ve sübvansiyonlar gibi beklentilerimiz var. Sadece ülkenin enerji ithalatını azaltıcı değil, çevre açısından da bunun bir devlet politikası haline gelmesi gerektiğini düşünüyoruz. Gerçekten kredilerde sübvansiyona ihtiyacımız var. En nihayetinde yatırımcının yatırım iştahı bu kadar yerindeyken azami şekilde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü bahsi geçen yatırımlar yeşil enerjiye katkısı, istihdama olan pozitif etkisi, cari açığı azaltıcı etkisi gibi pek çok nedenden dolayı bizim için en önemli konulardan bir tanesi” dedi.

SEKTÖR İLE KAMU ARASINDA KÖPRÜ

Dilek, enerji sektörünün bir çok kaynağında hizmet veren ve ürün üreten üyeleri bulunduğuna ancak dernek olarak yenilenebilir enerji ağırlıklı politikalar gütmeye çalıştıklarına vurgu yaptı. Yenilenebilir enerjide de güneş ve rüzgar ağırlıklı çalışmalar yürüttüklerini belirten Dilek, enerji sektörü ile kamu arasında köprü olmaya gayret ettiklerini ifade etti. 

Türkiye’nin güneş potansiyelinin çok yüksek olduğuna dikkat çeken Dilek, “Güneşin kurulu gücümüze oranı hala %10’larda. Çok daha ötesine çıkması lazım. Rüzgarda yine aynı şekilde. Rüzgar enerjisi yatırımcısı ilk yatırıma başladığında, daha elinde fazla bilgi yokken o santralleri kurdular. Ama şimdi rüzgar yatırımcısı yeni yatırımlar yapmak istiyor ama kuramıyor. Neden çünkü kapasite yok. Şu anda yanlış hatırlamıyorsam Türkiye genelinde 170-180 MW’a yakın bir kapasite verildi. Bu kapasiteyi bizim olabildiğince arttırmamız gerekiyor. Çünkü doğal gazda İran’da yaşanan on günlük bir kesinti bile üreticilerimizi felç etti. Aynı durumlar tekrar olabilir. Bu tarz durumları bertaraf edebilmemiz için tek bir opsiyonumuz var o da yenilenebilir enerjideki portföyümüzü arttırmak” dedi. 

“GÜNEŞ VE RÜZGAR ARTIK ALTERNATİF DEĞİL”

Dünyanın da Türkiye’nin de yenilenebilir enerjinin geldiği noktayı çok iyi okuması gerektiğini ifade eden Dilek, “Çünkü artık güneş rüzgar gibi konular artık alternatif değil, depolamayla birlikte emre amade sistemler haline gelecek. Kamunun çıkarmış olduğu depolamalı RES ve GES mevzuatı gerçekten çok yerinde oldu. Burada 1000 MWh’lik bir kapasiteyle başladık. Belki 250 kW’lık veya 500 kW’lık kapasitelerle maliyetleri düşük şekilde başlanılabilirdi. Ama gerçekten çok yerinde oldu” dedi. 

“DEPOLAMA MALİYETLERİ DÜŞECEK”

Dilek, hala depolama maliyetlerinin çok yüksek olduğunu kaydederek, “1 MW’ı 350-400 bin dolar civarında. Ama bunun düşeceğini düşünüyoruz. Bunu rüzgar ve güneş enerjisinde de yaşadık. Belirli bir zaman sonra bunlar da düştü. Ölçek ekonomisi bu, ne kadar çok üretirsen o kadar maliyetleri düşüyor. Talep oldukça depolama ürünlerinin fiyatları düşecek ve daha da ucuzlayacak. Mevzuatla birlikte talep artacak. Şu anda bile Türkiye’de bir çok depolama şirketi kuruldu, daha da artacak. Şu anda sistemi dengelemek için yapılmış bir mevzuat bu ama ilerde depolama teknolojisi geliştikçe, üretim arttıkça neredeyse baz sistemler gibi kullanıyor olacağız” ifadelerini kullandı. 

“BİYOKÜTLEDE BAZI DESTEKLEMELERE İHTİYAÇ VAR”

Dilek dernek üyeleri arasında çok ciddi biyokütle üreticilerinin de olduğunu kaydederek sözlerini şöyle sürdürdü:

 “Daha iyi yerlere gelebilirdik ama Türkiye’de de bazı desteklemelere ihtiyacımız var. Şu anda hammadde ihtiyacı var. Burada da politikalar geliştirilmesi lazım. Bugün güneşten, rüzgardan enerji üretmeyelim desek sorun olmaz ama çöpten ya da hayvan atıklarından elektrik üretmesek, onu bertaraf ederek ekonomiye kazandırmak olmasa ciddi bir sorun oluyor. Dolayısıyla yatırımların da dengeli bir şekilde artmasını sağlayacak teşvik edici bir metod geliştirmek lazım. Bu konu ile ilgili iki hafta önce bakanlığımızla görüştük, tam netice alamadık ama bu konudaki görüşmelerimizi sürdüreceğiz. Özellikle hammadde konusunda, hammaddeler oradan oraya taşınıp duruyor. Belki bu hammaddeler lokal yerlerde toplanarak o bölgedeki biyogaz santralini besleyecek şekilde olabilir. Yerinde ayrıştırma en doğrusu. Şu anda hayvan atıklarını veren kurumlar bile hesap makinasını eline alarak ‘Biyogaz santrali ne kadar kazanacak? Bana da sen şu kadar ver’e döndü artık. Eskiden al bundan kurtulayım derken, şimdi artık iş buna dönmüş durumda. Bunlarla ilgili politikalar geliştirilmesi lazım.” 

“ÇÖP İTHALATINDA DÜZENLEME GEREKİYOR”

Türkiyenin çöp ithalatına ilişkin de bir hesap yapmaya çalıştıklarını ve tam bir sonuç alamadıklarını kaydeden Dilek, “İthalat da tabi olabilir. Ama bunun da negatif tarafları var. Her çöpü olduğu gibi alma değil de, kuralını kaidesini koyarak alınmalı. Açıkçası ithalatın nasıl olacağıyla ilgili her şey belirlenmiş değil. Bunlara da düzenleme getirerek olması taraftarıyız” ifadesini kullandı.

Sabiha KÖTEK - Enerji Günlüğü