MEHMET KARA
Türkiye enerjide büyük oranda dışa bağımlı.
Toplamda bu oran yüzde 70’in üzerinde.
Petrolde yüzde 91-92 düzeyinde.
Doğalgazda yüzde 98’e yakın.
Kömür derseniz, orada işler biraz daha karışık.
Tonaja vurduğunuzda kömürde yaklaşık yüzde 42’lik bir dışa bağımlılık söz konusu. Ancak yerli kömürün ısıl değeri, ithal kömürün yaklaşık üçte biri düzeyinde kabul edilirse bağımlılık düzeyi rahatlıkla yüzde 50’nin üzerine çıkar hatta yüzde 60’ları da bulabilir.
Enerjide dışa bağımlılığı azaltmanın en kestirme yollarından biri yenilenebilir kaynaklara yönelmek. Suya dayalı elektrik üretim potansiyelinin kullanımında epey yol kat edildiği için onu bir kenara bırakalım, geriye rüzgar, güneş, jeotermal ve biyokütle gibi bolca bulunan yenilenebilir kaynaklar kalıyor. Tabii onları kullanıma sunmak da ayrı bir dert.
Her neyse, yerli-yenilenebilir konusunda konuşulacak çok şey olsa da şimdilik bir kenara bırakıp konvansiyonel bir alana, petrole gelelim.
Dünyadaki bütün araştırmalar, uzun vadede fosil yakıtlara bağımlılığın azalacağını söylese de, yakın beride, örneğin gelecek 40-50 yılda petrolden tamamen kurtulmak imkansız gibi görünüyor. Çünkü bazı alanlardaki kullanımı azaltılsa da petrol türevi ürünleri kullanmaktan kolay kolay vazgeçemeyecek sektörler var.
Ayrıca petrol ararken, dolaylı şekilde doğalgazı da keşfedip üretme ihtimali yüksek. Yani petrol olmadı, aramaları doğalgaz için de yapabilirsiniz. Zira doğalgaz, insanoğlunun fosil yakıtlardan vazgeçme sürecindeki son istasyon kabul ediliyor.
Her neyse, şu halde, Türkiye açısından petrol (ve doğalgaz) arama ve üretmeye yönelik çaba sarf etmenin önemini kabul etmeliyiz.
Peki yeterince arama yapılıyor mu? Evet cevabı vermek zor.
Aramalar doğal olarak hep en kolay bulunup üretilebileceği yerlerde yoğunlaşıyor. Daha tek bir sondaj vurulmamış binlerce kilometrekarelik bakir alan var.
Ve denizler. Bugüne kadar elle tutulur sonuç alınabilmiş deniz sahası araması yok. TPAO’ya ait sismik arama gemisi birkaç yıl önce göreve başladı. Şimdi sondaj gemisi gündemde.
Eğer bir an önce edinilip hizmete sokulabilirse, çok uzak olmayan bir gelecekte, Türkiye’nin karasularında ve münhasır ekonomik bölgesi içinde yer alan sahalarda keşifler gelebilir.
Peki gemiyi kim alacak? Devlet mi, özel sektör mü? Özel sektör alabilse ne güzel olurdu değil mi? Ama finansal olarak kolay değil. Çok uzun soluklu düşünen bir oyuncu ancak bunu yapabilir.
Petrol sondajı pahalı bir iş. Ama eğer bulmak istiyorsanız bıkmadan usanmadan sondaj faaliyeti yürütmelisiniz.
Yoksa 10 sondaj vurduk bir şey çıkmadı, vazgeçelim bu işten derseniz, en başa dönersiniz. Sistemli bir şekilde ilerlemelisiniz.
Her sektörle ilgili AR-GE yatırımı yapmanın önemini sürekli vurgulayan yetkililer, petrol arama ve bulmaya yapılacak harcamaları da bir nevi ARGE, yani geleceğe yatırım kabul etmeliler. Yani “boşuna arıyorsunuz” diyebilmek için ellerini ovuşturup bekleyenlere inat, ilerlemelisiniz.
Mehmet KARA / Enerji Günlüğü / Mayıs 2017