COP29 İklim Konferansı değerlendirmesi

Haluk DİRESKENELİ

COP29 Bakü’de düzenlenerek iklim değişikliğiyle mücadelede uluslararası iş birliğini geliştirme amacı güttü. Ancak hem mali boyutu hem de sağladığı sonuçlar, etkinliğin eleştirilmesine neden oldu.

Türkiye’nin bu konferansa geniş katılımı ve yüksek maliyetleri, özellikle ekonomik zorlukların yaşandığı bir dönemde tartışmaları beraberinde getirdi. Türkiye’den 1700 kişinin katıldığı ve günlük kişi başı 250 dolarlık harcamayla toplam maliyetin yaklaşık 5 milyon dolar olduğu bildiriliyor.

Konferansın Temel Amaçları ve Tartışmalar

COP29’da küresel sera gazı emisyonlarının azaltılması, yenilenebilir enerjiye geçişin hızlandırılması ve gelişmekte olan ülkeler için finansman sağlanması gibi önemli hedefler belirlendi. Ancak somut finansal taahhütler konusunda kayda değer bir ilerleme sağlanamadı. 2035 yılına kadar yıllık 250 milyar dolar iklim finansmanı sağlanması hedeflenirken, bunun uygulanabilirliği konusunda ciddi endişeler dile getirildi.

Azerbaycan’ın Rolü ve Tanıtım

Azerbaycan, ev sahibi ülke olarak konferansa 3000 katılımcı ile güçlü bir temsil sağladı. Toplamda 45.000 kişinin katıldığı etkinlik, ülkenin uluslararası tanıtımına da katkı sundu. Ancak, çevresel sorunlara yönelik gerçekçi çözümler üretilmediği eleştirileri, bu tür konferansların daha çok prestij projelerine dönüştüğü algısını güçlendirdi.

COP30 ve Beklentiler

COP30’un gelecek yıl, Brezilya’nın Amazon bölgesinde düzenlenmesi planlanıyor. Bu konferans, bölgenin ekolojik önemini vurgulama fırsatı sunacak. Ancak, sadece farkındalık yaratmakla kalmayıp, somut çevresel politikalar ve finansman mekanizmaları oluşturmaya yönelik adımların atılması gerektiği ifade ediliyor.

Bu tür konferanslar, küresel çevre krizleriyle mücadelede etkili araçlar olabilir. Ancak, harcamaların daha verimli kullanılması ve sonuç odaklı politikaların hayata geçirilmesi, bu etkinliklerin gerçek bir fark yaratabilmesi için elzemdir.