Çin'in İsrail tepkisi ve küresel dinamikler

Haluk DİRESKENELİ

Son dönemde İsrail'in Filistin'e yönelik uyguladığı tavra karşı Çin'den pek ses çıkmıyor. Bu durum, Çin'in Orta Doğu'daki enerji kaynaklarına olan bağımlılığı ve küresel ekonomik dinamiklerle yakından ilişkilendirilebilir. Çin, Orta Doğu'nun petrol ve doğalgazını kullanarak büyümesini sürdüren bir süper güç haline geldi. Bu nedenle Orta Doğu'daki enerji kaynaklarına olan erişimi ve istikrarı Çin için son derece önemlidir.

Çin, küresel ekonomik işbölümünü benimsemekte tereddüt etmeyen ve daha fazla küreselleşmeyi savunan bir ülke olarak bilinir. Bu, Çin'in küresel savaşlar veya bölgesel çatışmalardan kaçınma eğilimini yansıtır. İsrail'in Filistin'e yönelik politikaları uluslararası arenada büyük tartışmalara neden olurken, Çin bu konuda sessiz kalmayı tercih ediyor.

Çin'in İsrail’e sessiz kalmasının bir diğer nedeni de, ABD ve AB gibi büyük güçlere karşı tutumunu dengelemek istemesi olabilir. ABD ve AB, İsrail'e desteklerini sürdürürken, Çin bu konuda ses çıkarmayarak bu büyük güçlerle olan ilişkilerini olumsuz etkileme riskini azaltıyor.

Sonuç olarak, Çin'in İsrail’e tepkisiz kalmasının arkasındaki ana nedenler, enerji bağımlılığı, küresel ekonomik dinamiklere olan bağlılığı ve büyük güçlerle ilişkilerinin dengelenmesi isteğidir. Bu durum, uluslararası ilişkilerin karmaşıklığını ve kapitalizmin etkisini bir kez daha göstermektedir. Din değil, kapitalizmin bu durumda belirleyici bir faktör olduğu açıktır.