Enerji Günlüğü - Bulgaristan eski Enerji Bakanı Dragomir Stoynev, Türkiye, Yunanistan ve Bulgaristan'ın Balkanlar'da ortak bir gaz HUB'ı oluşturabileceğini söyledi. Stoynev, "Rusya-Bulgaristan gaz boru hattı çalışması yarın başlayabilir" dedi.
Sınır ihlali yapan Rus savaş uçağının düşürülmesinin ardından Moskova ile Türkiye arasında yaşanan gerilimin, Türk Akımı Doğalgaz Boru Hattı Projesi'ni belirsizliğe sürüklemesi, komşu Bulgaristan'ı hareketlendirdi. Daha önce Bulgaristan üzerinden Avrupa'ya gaz taşımak üzere projelendirilen Güney Akım Projesi Brüksel'in ikna edilememesi nedeniyle yerini Türk Akımı'na bırakmıştı.
Bulgaristan medyasında yer alan haber ve yorumlara göre Sofya, Türkiye ile Rusya arasındaki gerilim ve Türk Akımı projesi müzakerelerinin dondurulmasını, boru hattının tekrar Bulgaristan’a yönlendirilmesi ve Varna’yı doğalgaz merkezi yapmak için büyük bir fırsat olarak görüyor.
Bulgaristan’ın eski Enerji ve Ekonomi Bakanı Dragomir Stoynev'e Türk Akımı’nın akıbetine, Güney Akım’ın şansına ve Türkiye, Yunanistan ve Bulgaristan üçlüsünün Balkanlar’da yaratabileceği enerji işbirliği imkanlarına dair sorular yönelttik.
Ankara-Moskova geriliminin ardından Türk Akımı'nın geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kuşkusuz Türk Akımı’nın inşaatında bir gecikme yaşanacak. Son birkaç yıldır Balkanlarda yaşanan duruma bakın. Birçok büyük çaplı proje planlanmasına rağmen hayata geçirilmedi. Bu noktada Nabucco Batı Boru Hattı, Güney Akım ve Türk Akımı’nı kastediyorum. Bunun sebepleri aslında çok açık. Siyasi süreçlerin dinamikleri bu projelerin sağlayacağı önemli güç ve faydaları bir kenara attırabiliyor. Şu anda da odağın siyasete kayması tartışmasız bir gerçek. Ancak bölgedeki liderlerin uzun süreli bakış açılarıyla stratejik olarak hareket etmeye ve düşünmeye devam etmeleri gerekiyor.
Rusya neden Bulgaristan'dan geçecek Güney Akım'dan vazgeçip Türk Akımı'nı gündeme getirdi?
Rusya aslında Güney Akım Projesi’nden vazgeçmedi. Bulgaristan’ın elinde Rusya’nın bu projeyi iptal etmesine dair resmi bir belge yok. Tabii ki ortada üst mevkilerden gelen siyasi açıklamalar var. Ancak, buradaki asıl sorun Rusya ve AB arasındaki siyasi ilişkiler ile AB’nin kendi içindeki politik dengeler. Güney Akım, önceki Avrupa Komisyonu’ndan siyasi destek almadı. Eski komisyon üyesi Öttinger, Güney Akım'ı "Vladimir Putin’in siyasi projesi" olarak tanımlıyordu. Güney Akım, Bulgaristan ve hat üzerindeki diğer ülkeler için güzergah çeşitliliği, arz güvenliği, gelecekteki düşük doğal gaz fiyatları, yeni yatırımlar ve istihdamdaki artış gibi konular açısından stratejik önem taşıyordu. Biz bu projenin gerçekleşmesi için çok çalıştık. Ancak bizim diğer AB üyesi ülkeler gibi göz ardı edemeyeceğimiz AB’nin kendi mekanizmaları var. Bu yüzden, AB içerisinde Güney Akım güzergahında bulunan diğer ülkelerle birlikte proje "Destekçisi" bir koalisyon kurmak için büyük bir çaba sarf ettik.
Sofya ve Moskova arasında yeni dönemde bu konuda neler konuşuluyor?
Rus gazının Bulgaristan topraklarından geçmesi olasılıklarına dair, bir politikacı ve eski enerji bakanı olarak iki hususun son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Birincisi, ülkemiz doğrudan Rus gazını taşıyacak boru hattının inşaatı için gerekli idari, teknik ve uzmanlık açısından hazır durumda ve kabul edilmiş bir finansal modele sahip. Yani, böyle bir proje için gereken çalışmalar kelimenin tam anlamıyla yarın başlayabilir. İkincisi, Bulgaristan’daki siyasi çevreler henüz bu projenin üstünü çizmedi. Siyaset ve enerji sektörü kısa mesafe koşuları değil, maraton yarışlarıdır.
Daha önce, Rusya'ya bağımlılığı artıracağı gerekçesiyle Güney Akım'a karşı çıkan Brüksel bugün nasıl bakıyor meseleye?
Brüksel’in Rusya’ya; Avrupa Birliği’nin daha gelişmiş kısmı olan kuzey bölgesine Rus gazının iletimini sağlayacak olan Kuzey Akımı 2 projesini destelediğini söylüyordu. Bulgaristan hükümeti de bu fikre destek veriyor. Fakat Brüksel’in halen cevaplaması gereken bir soru var: Dayanışmaya ne oldu?
AB'nin ekonomik krizlerle boğuşan güney kesimi, neden Güney Akımı gibi ekonomi üzerinde uzun süreli uygulama, yatırım ve önemli bir enerji kaynağı oluşturacak projeden yararlanamıyor? Bu soruyu Brüksel’de enerji bakanı olarak sordum fakat kimse cevaplayamadı. Uygulanan çifte standartlar, özellikle de birlik içerisinde önemli iç sorunlar ve merkezkaç bir eğilim söz konusuyken, dengeleri sarsabilir.
Yunanistan'a "Türk Akımı'nı desteklemeyin" diyen Washington aynı baskıyı Güney Akım için Sofya'ya da yapıyor mu?
Bir politikacı ülkesinin çıkarlarının her zaman ilk sırada geldiğinin farkında olmalıdır. Eski bir bakan olarak iki net önceliğim olduğunu belirtebilirim; ilk olarak tedarikin güvenliği, sanayiye ve evlere Güney Akımı ile düşük fiyatlı gaz temini ve ikinci olarak da yapılacak ara boru hatları ile başka kaynaklardan bölgemize gelecek gazı çeşitlendirme. İlk adım olan Türkiye’ye boru ara parçalarının yapımına ben bakanlıktayken başladık. Muhatabım eski enerji bakanı Sayın Taner Yıldız ile ilk resmi evrakları imzalayıp proje gruplarını oluşturmuştuk. Romanya ile gaz alışverişine başlayacak duruma gelişken Bulgaristan ve Yunanistan arasındaki hat için ise son aşamaya gelmiş durumdayız.
Türkiye, Yunanistan ve Bulgaristan üçlüsü Rusya, Azerbaycan, İran, Irak ve İsrail doğalgazını üç ülkenin ortak sınırında buluşturup bir HUB yaratamaz mı?
Tabii ki yapılabilir. Doğalgaz kaynaklarının çeşitlendirilmesi yönünde doğru bir adım olur. Ben üç ülkenin de böyle bir merkez (HUB) oluşturmanın kendi çıkarlarına olduğunu fark ettiklerine inanıyorum. Bu tamamen her ülkedeki siyasi iradenin tutumuna bağlı. Ancak şu soru hala cevaplanmayı bekliyor: Bu merkezin yeri neresi olacak? Şu andaki Bulgaristan hükümeti bu projeyi Bulgaristan topraklarında yapmaya hazır olduğunu açıkladı ve Avrupa fonu almayı kabul etti. Eğer Türkiye ve Yunanistan bu inisiyatifimizi desteklerlerse, uygulama başlayabilir.
Fiyatlardaki düşüş boru hattı projelerini nasıl etkiler?
Yeni doğal gaz yatırım kararları uzun vadeli perspektifle ve stratejik boyutları göz önünde bulundurularak alınıyor. Bu yüzden düşük petrol fiyatları şirketlerin uzun vadeli planlarına büyük ölçüde etki yapmayacaktır. Doğu’dan Batı’ya giden gazın doğal güzergahı olan Balkanlar, gelişmiş bir doğal gaz altyapısına sahip değil. Kısa vadede fiyatlar ne olursa olsun, böyle bir altyapının kurulması uzun vadede önem taşıyor. Maalesef siyasetçiler, sadece konjonktürel faktörlerin etkisiyle, bölgedeki gelişimi desteklemek yerine engel oluyorlar. Ben jeopolitik riskler ve ülkelerin AB’ye üyelik durumları ne olursa olsun bölgesel kalkınma politikalarının hayata geçmesinin mümkün olduğuna inanıyorum. Görünen o ki, dışsal etkenler nedeniyle bölgesel politikalardan vazgeçmiş bulunuyoruz.
Mehmet KARA
...