Geçtiğimiz günlerde Shell ile Türkiye Petrolleri`nin (TP) yerli enerji için Karadeniz`de çalışma yapacağına ilişkin bir basın bülteni geldi.
Aynı gün konu geniş bir basın toplantısıyla duyuruldu. Hatta basın toplantısı katılımcıları, sondaj çalışmasını yürütecek geminin Boğaziçi`nden geçişine canlı canlı tanıklık etti.
Başta sözünü ettiğimiz, konuya ilişkin basın bülteninde kıyıdan 100 metre açıkta, 2 bin metre derinliğinde arama kuyusu açılacağı ifade ediliyordu. Daha önce takvimlenen çalışma, beklenenden bir yıl önce başlayacaktı.
"Karadenizde petrol" konusu daha önce sıklıkla ifade edilen bir konu. Bölgenin potansiyeli ile ilgili çok konuşuldu. Yerli kaynak olması dolayısıyla enerji kamuoyunda hatrı sayılır bir heyecan da yarattı. Ne de olsa gelen basın bülteninde Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem`in de belirttiği gibi Türkiye’nin petrol ihtiyacının yaklaşık yüzde 5’i, doğal gaz ihtiyacının ise sadece yüzde 2’si yerli kaynaklardan karşılanıyor. Bu oranları yukarı çekme ihtimali elbette heyecan verici.
Peki bu potansiyel ne kadar gerçekçi? Daha önce Petrol Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kul ve İstanbul Teknik Üniversitesi Petrol ve Doğal Gaz Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Satman ile Karadeniz`in bu potansiyelini konuşmuştum. Dikkat çektikleri noktalar Karadeniz`in potansiyeline ilişkin önemli unsurlar olarak öne çıkıyor. Kısaca maddeleyelim.
1) Karadeniz`de yeteri kadar arama yapılmadı. Bu potansiyeli hakkında hala yeteri kadar bilgi sahibi olmadığımızı gösteriyor.
2) Jeolojik trendlere bakıldığında Karadeniz`in önemli bir potansiyele sahip olduğu ifade ediliyor.
3) Bu kapsamda Karadeniz`in zengin enerji kaynaklarına sahip Hazar Denizi`nin uzantısı olduğu yönünde ciddi teoriler var.
4) Karadeniz`de enerji devlerinin yoğun ilgisi uygun bir işbirliği ortamı yaratıyor.
5) Bu yoğun ilginin altında Karadeniz`deki sınırların net bir şekilde çizilmesi önemli rol oynuyor. Doğu Akdeniz gibi büyük tartışmalar söz konusu değil.
6) Türkiye`nin bölgeye ilişkin mevcut çalışmaları yeterli değil.
Bu saptamalardan çıkan sonuç şu. Potansiyel güçlü, ortam uygun ama Türkiye`de yeteri kadar çalışma yok. Bakalım gelen basın bülteni ile verilen haberden bu sefer nasıl bir sonuç çıkacak?
Selçuk OKTAY