Enerji Günlüğü - Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başekonomisti Fatih Birol, “2015 yılından sonra ABD doğalgazda, Brezilya ise petrolde önemli bir ihracatçı durumuna gelecek” dedi.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından hazırlanan "World Energy Outlook 2013 Raporu”nun Türkiye tanıtımı, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ve Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) işbirliğinde Sabancı Center'da 20 Aralık 2013’de yapıldı.
Rapor’un sunumunu yapan IEA Başekonomisti Fatih Birol, enerjide rollerin değiştiğini belirterek, eskiden dünyanın en önemli enerji ithalatçısı olan ülkelerin artık dünyanın en önemli enerji ihracatçısı haline geldiğini, 2015 yılından sonra ABD'nin doğalgazda, Brezilya'nın ise petrolde önemli bir ihracatçı durumuna geleceğini söyledi.
Ortadoğu'daki enerji tüketiminin artmasının dünyayı etkileyebilecek bir duruma geldiğini belirten Birol, enerji ticaretinin yönünde önemli değişmeler olduğunu kaydetti. Birçok ülkede petrol, doğalgaz, elektrik ve kömürde fiyatların suni bir şekilde aşağı doğru itildiğini vurgulayan Birol, bu ülkelerin Ortadoğu, Rusya, Çin ve Hindistan olduğunu dile getirdi.
TALEP BÜYÜMESİ ÇİN'DE YAVAŞLAR, HİNDİSTAN'DA ARTACAK
Dünyadaki enerji talebi büyümesinin gelişmiş ülkelerin dışından geldiğini vurgulayan Birol, özellikle bunun üçte ikisinin Asya'dan geldiğini anlattı. Çin'in enerji talebi büyümesinde yavaşlamanın 2020 yılına kadar olacağını düşündüklerini belirten Birol, "2020'lerden sonra dünyadaki enerji talebinin büyümesinde Hindistan'ın başı çekeceğini düşünüyoruz" dedi.
ELEKTRİK ORTADOĞU'DA ÖNEMLİ BİR YATIRIM ALANI OLABİLİR
Birol, 15 yıl içerisinde Ortadoğu ülkelerinin tüketeceği petrol miktarının günlük 10 milyon varile gideceğini söyledi. Bunun sebeplerinden birisinin nüfusun artması, diğerinin Ortadoğu'da petro-kimya yatırımlarının artması, bir diğerinin ise petrol fiyatlarının sübvanse edilmesi ve son derece ucuzlaması, bunun da suni bir artış oluşturması olduğunu vurgulayan Birol, Ortadoğu'da gelecek 20 yıl içerisinde 380 GWh’lik santral kurulması gerektiğini kaydetti.
Bunun 20 yıl içerisinde Ortadoğu'ya bir Japonya ve Kore eklenmesi anlamına geldiğini bildiren Birol, elektrik sektöründe Ortadoğu'da önemli bir yatırım alanının görülebileceğini dile getirdi.
ABD 2017'DE EN BÜYÜK PETROL ÜRETİCİSİ HALİNE GELECEK
Birol, ABD'nin 2017 yılında Suudi Arabistan'ı geçerek dünyanın en büyük petrol üreticisi haline geleceğine dikkati çekti. Yaptıkları bir çalışmanın bu tezi hem doğruladığını hem de bunun 2015'te gerçekleşebileceğini de ortaya koyduğunu belirten Birol, bunun ABD ve dünya için güzel bir haber olduğunu ama bazılarının bunu "Artık dünyanın Ortadoğu'dan gelecek petrol üretim artışına fazla ihtiyacı yok" diye yanlış yorumladığını dile getirdi.
Birol, şunları kaydetti; “Önümüzdeki 10 yıl içerisinde baktığımız zaman, ABD'nin kaya petrolü tamamıyla ülkenin iç tüketimi için kullanılacak ama ABD'nin dışında çok büyük bir dünya var. Asya'nın ciddi bir petrol açlığı var. Bu bakımdan özellikle 2020'lerden sonra Ortadoğu'da ciddi bir üretim artışı görmemiz lazım ki Asya'daki petrol talebini karşılayabilelim. Ortadoğu bugün ve yarın dünya petrol piyasalarının kalbinde kalacak. Ortadoğu'suz bu petrol denklemini düşünmek imkansız.”
Yakın bir zamana kadar dünyadaki doğalgaz fiyatlarının eşit olduğunu belirten Birol, "Japonya'daki doğalgaz fiyatları ABD'den 5 misli daha fazla. Avrupa'dan ise 3 misli daha fazla. Bu kadar büyük fiyat farkı olan başka emtia bilmiyorum. Bundan daha önemlisi bu fiyat farklılıkları azalacak olsa bile önümüzdeki 20 yıl boyunca bizimle kalacak olması. Bu, bazı politikalar yerine getirilmezse yapısal bir sorun" değerlendirmesini yaptı.
Birol, ABD ne kadar doğalgaz ihraç ederse etsin dünyada bir tane doğalgaz fiyatı olmasını beklemenin tam hayal olduğunu da sözlerine ekledi.
YENİLEBİLİR ENERJİDE EN FAZLA BÜYÜME ÇİN'DEN
Yenilebilir enerjide en fazla büyümenin Çin'den geldiğini belirten Birol, "Amerika ile Japonya üst üste konulsa bile Çin bu ülkelerden çok daha hızlı bir şekilde büyüyecek" öngörüsünde bulundu. Yenilenebilir enerji büyümesindeki ana faktörlerden birisinin hükümetler tarafından verilen sübvansiyonlar olduğunu anlatan Birol, tahminlerine göre 2012 yılında bu sübvansiyonların 101 milyar Dolar’a tekabül ettiğini ifade etti.
Birol, Avrupa'da bu sübvansiyonların aynı mı tutulacağı ya da azaltılıp azaltılmayacağı konusunda tartışmalar olduğunu da aktardı.