Bedava gazda adalet var mı?

Dr. Nejat TAMZOK

Konumuz bedava gaz.

Geçtiğimiz günlerde yayın yönetmenimiz Mehmet Kara bir yazı yazdı ve şu soruyu sordu: Bedava doğalgazın faturasını kimler ödeyecek? 

Bence bu, tüm Türkiye’yi ilgilendiren önemli bir soru. Dolayısıyla, ben de düşüncelerimi ifade etmek isterim.

Önce konuyu özetleyeyim: Biliyorsunuz, Karadeniz gazı ile ilgili 20 Nisan günü gerçekleştirilen tören sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan vatandaşa bedava doğal gaz verileceğine dair bir açıklama yaptı.

Ardından, bununla ilgili kararname Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre; vatandaşların 24 Nisan ile 31 Mayıs tarihleri arasındaki doğal gaz faturalarının tamamı, sonraki bir yıl boyunca gelecek olan faturalarının ise 25 metreküp’e kadar olan kısımları devlet tarafından karşılanacak.

Özetle, kamu kaynakları kullanılarak elde edilmiş bir enerji kaynağının ücretsiz dağıtılması söz konusu. Vatandaşın bütçesine devlet tarafından bir katkıda bulunulduğu dikkate alındığında, bu uygulamanın ilk bakışta olumlu olarak değerlendirilebilmesi mümkündür.

Ancak, meseleye daha yakından baktığımızda, iki unsurun bu değerlendirmeyi gölgelediğini görüyoruz.

Birincisi; memlekette herkes doğal gaz kullanmıyor. Bugün için aktif kullanıcı sayısı 61 milyon civarındadır. Demek ki, ülkede yaklaşık 24 milyon kişi devletin sağladığı bu imkândan yararlanamayacak; Karadeniz keşfini kutlamak üzere bir bölüm vatandaş ödüllendirilirken, nüfusun yaklaşık yüzde 30’u ödülden yoksun kalacak.

Uygulamanın bu yönüyle eksik kaldığını, hakkaniyeti tam olarak sağlayamadığını söylemeliyim.

Diğer taraftan, ikinci bir unsur daha var ki bedava gaz uygulaması bakımından en az ilki kadar sorunludur.

Biliyorsunuz, Türkiye, gelir dağılımı bakımından dünyanın en eşitsiz ülkeleri arasındadır. Üstelik eşitsizliği ölçen verilerin yıllara göre gelişimine baktığımızda, bu konuda en küçük bir iyileşmenin de olmadığını görürüz.

Resmi istatistikler, gelir eşitsizliğinin ne ölçüde dayanılmaz boyutlarda olduğunu bizlere göstermektedir: En yüksek gelir düzeyine sahip olan yüzde 20'lik grubun Türkiye’nin toplam gelirlerinden aldığı pay neredeyse yüzde 50’ye yakındır. En düşük gelire sahip yüzde 20'lik vatandaş grubunun payı ise sadece yüzde 6 seviyesindedir.

En zengin yüzde 20’lik grubun ortalama geliri, en fakir gruptan yaklaşık 8 kat daha yüksektir. Ve doğrusunu söylemek gerekirse, yüzde 20’lik zengin grubun bedava doğal gaza ne ihtiyacı vardır ne de böyle bir talebi bulunmaktadır. Ama her nedense, bedava gazdan ihtiyacı olsun ya da olmasın herkes yararlandırılmaktadır.

Bu noktada, kömür yardımları uygulamasını hatırlamakta yarar var. Elbette, kömürün de ciddi bir maliyeti bulunmaktadır ve bu maliyet yine devlet tarafından karşılanarak vatandaşlara dağıtılmaktadır. Ancak, dikkat edelim: Kömür yardımları, düşük gelirli ve ihtiyaç sahibi vatandaşlara yapılmaktadır, yoksa memleketin tuzu kuru azınlığına değil. Bu bakımdan, kömür yardımları doğru bir uygulamadır.

Ama bedava doğal gazdan ihtiyacı olsun olmasın her kesim yararlanacak. Elbette, bu gazın maliyetini de ödedikleri vergilerle bütün vatandaşlar üstlenecek ama emin olun ki bu maliyet en fazla asıl ihtiyaç sahiplerine ağır gelecek.

Öyleyse, Sayın Kara’nın sorduğu aynı soruyu ben de soruyorum: İyi de adalet bunun neresinde?

Ve diyorum ki bu düzenleme en baştan yeniden düşünülmeli. Ya sizce?

Ankara/Mayıs 2023