Avrupa Birliği geçtiğimiz hafta petrol ve gaz aramalarına daha sıkı bir düzenleme getiren yasa paketini kabul etti. Kayaların içine sıkışmış doğal gazın (Şeyl gazı, kaya gazı) hidrolik kırılma yöntemiyle çıkartılması konusunda da sıkı düzenlemeler yapılması tekliflerini ise reddederek paketin dışında bıraktı.
Aslında bu çok da sürpriz bir durum olmadı. Çünkü giderek artan doğal gaz ihtiyacını karşılama sorunuyla karşı karşıya olan Avrupa, biraz da ABD’nin şeyl gazı patlamasına da özenerek bu alanda çalışmalarını yoğunlaştırmak istiyor. Bu nedenle İngiltere’nin başını çektiği şeyl gazı aramalarını kısıtlayacak düzenlemelere karşı olan AB üyesi ülkeler haftalardır sıkı lobi faaliyetleri yürüttüler ve sonucunu aldılar.
Tabi sadece bunu söylemek çok yetersiz bir yaklaşım olur, çünkü son birkaç yıldır AB üyesi ülkelerin yenilenebilir enerji teşviklerinde attıkları geri adımlar da bir anlamda bu sonucun bir habercisiydi.
AB’nin böyle bir düzenlemeyi yapmaya yetkili bir kurum olmadığı, böylesi bir düzenlemenin tek tek ülkelerin inisiyatiflerinde alınması gereken bir karar olduğuna dair görüşler de mevcut. Hatta bir adım daha ileri gidilerek, Avrupa Parlamentosu Çevre Fonundan çeşitli çevreci gruplara 15 yılda 107,5 milyon Euro fon sağladığı gerekçesiyle, AB’nin böyle bir karar almada yanlış bir kurum olduğu iddia ediliyor.
Peki, Avrupa kendi kurduğu birlikten deyim yerindeyse sökerek aldığı bu `düzenlememe` başarısı ile nereye kadar gidebilir? Bir başka deyişle, Avrupa dikensiz, düzenlemesiz şeyl gazı yolundan koşarak, özendiği Amerika’ya yetişebilir mi?
Avrupa’nın şeyl gazı konusunda en iştahlı üyesi olan ve hidrolik kırma teknolojisine sahip olan Polonya’ya bakmak belki de bu soruyu yanıtlamada iyi bir fikir verebilir. Polonya’da açılan şeyl gazı arama kuyusunun sayısı sadece 72. Bu rakam Amerika’da 2000. Ayrıca, çıkarılan gazın pazara sunulması ve bunun için gerekli altyapının oluşturulması konusu da cabası.
Bunun dışında jeolojik etkenler, şeyl gazının kalitesi, kamuoyu tepkisi, Avrupa’daki şeyl gazının daha derinlerde olması ve bu nedenle çıkarılmasının %60 daha masraflı olması, yasalar, rekabet koşulları, iddialı iklim hedefleri, her şeye rağmen yüksek olan yenilenebilir enerji teşvikleri vb nedenlerle bu biraz zor görünüyor.
Şimdiye kadar yedi AB üyesi ülkenin Şeyl gazı arama lisansı vermiş olduğunu da dikkate alırsak, Avrupa’nın bu `dikensiz` yolda bir Usain Bolt olamayacağı kesin.