Enerji Günlüğü - Asya Pasifik Bölgesi’ndeki yüzen güneş santralleri kurulumları 2019 yılından bu yana yüzde 900 oranında artış gösterdi.
Uluslararası Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü (IEEFA) tarafından yayınlanan yeni rapor, Asya’nın yüzen güneş enerjisi santrallerinde (Floating Photovoltaic, FPV) Avrupa'yı geçtiğini gösteriyor. Coğrafi ve demografik yapısı yüzen güneş santralleri için oldukça uygun olan Güneydoğu Asya ülkeleri Filipinler, Endonezya, Tayland, Malezya, Singapur ve Vietnam’da, 2019 yılı öncesinde kurulu gücü 1 MW’ın altında olan yüzen güneş enerjisi santralleri 51 MW’ye yükseldi. Bunun yanı sıra 858 MW’lık da planlanan proje bulunuyor.
PANDEMİ ESNEK ENERJİ UYGULAMALARINA İHTİYACI ORTAYA ÇIKARDI
Raporun yazarlarından Enerji Finansmanı Analisti Sara Jane Ahmed, “COVID-19 salgınından öğrendiğimiz bir ders, devletin sahip olduğu enerji şirketlerinin, 7/24 kömür kullanan, ani değişiklikler ya da kesintilere hızlı şekilde tepki veremeyen ve eski teknolojilere dayanan elektrik üretim santralleri yerine esnek uygulamalara ihtiyaç duyduğu oldu. Araştırmalarımız, Güneydoğu Asya’daki birçok ülkede, kömür santrallerinin maliyetleriyle rekabet eden fiyatlarla, temiz kaynaklardan elektrik üretmek için nehirlerin, barajların, göllerin, rezervuarların, hatta denizlerin üzerine yüzen güneş santralleri inşa edildiğini gösteriyor” dedi.
YÜZEN GES’LER HES’LERİN YAKININA KURULDUĞUNDA DAHA ETKİN
Raporun yazarlarından Elrika Hamdi ise güneş enerjisi santrallerinin, hidroelektrik santrallerin yakınına kurulduklarında daha etkin olduğunu ve mevcut şebeke bağlantısının birlikte ele alınabildiğini belirtiyor. Yüzen güneş enerjisi santralleri aynı zamanda, karmaşık elektrik sistemlerinde tüketici talebinin en yüksek ve düşük seyrettiği zamanlarda sistemi dengeleme özelliği taşıyor.
Hamdi, “Yüzen güneş enerjisi sistemleri, saatte 170 kilometreye ulaşan tayfunlara, güçlü dalgalara ve rüzgarlara karşı dayanıklılığını kanıtlamış durumda. Denizin açıklarına yerleştirilen offshore FPV’ler üreticiler tarafından test edilme aşamasına geldi. Ayrıca, su yüzeyi üzerindeki güneş santrallerinin inşası, fosil yakıtlarla çalışan elektrik üretim santrallerinden çok daha hızlı gerçekleşebiliyor. Bu santraller birkaç ay içerisinde üretime geçebiliyor ancak, kömür, doğalgaz ve hidroelektrik santrallerin inşası yaklaşık üç yıl sürüyor. Nükleer santrallerin inşası ise çok daha uzun sürüyor” ifadesini kullandı.