Alkin: İklim değişikliği dünyanın öncelikli konusu olmaya devam edecek

YENADER Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin, iklim değişikliğinin dünyanın birinci öncelikli konusu olmaya devam edeceğini ve enerji alanında bu konuda geleceğin teknolojileriyle ilgili yapılacak çok iş olduğunu söyledi.

Enerji Günlüğü - YENADER Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin, iklim değişikliğinin dünyanın birinci öncelikli konusu olmaya devam edeceğini ve enerji alanında bu konuda geleceğin teknolojileriyle ilgili yapılacak çok iş olduğunu söyledi.

Yenilenebilir Enerji Araştırmaları Derneği (YENADER) Başkanı ve Medipol Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin, ICCI Dijital kapsamında "Dünyada Enerji Trendlerindeki Değişim, Enerji Türevlelerindeki Rol Değişikliği, Enerji Yatırımcılarının Geleceği, Enerji Arz ve Talep ile İlgili Projeksiyonlar” adlı bir sunum gerçekleştirdi. Sunumunda iklim değişikliği meselesinin hala dünyanın birinci öncelikli konusu olmaya devam edeceğini belirterek, “En az dört beş yıldan bu yana küresel çapta risk analizi anlamında her daim birinci sırayı hiç kaptırmamış olan küresel iklim değişikliğinin sadece Covid-19’dan dolayı bir basamak gerilemekle birlikte hala dünyadaki şirketlerin çok geniş bir kesimi açısından en önemli ikici sıradaki risk olarak algılandığına şahit oluyoruz. Bu nedenle açıkçası konu enerjiyse ve ilerde hem üretilen enerjinin havaya karbon salımı anlamında hem de enerji teknolojilerinin dünyada iklim değişikliğini engelleyici şekilde yeni teknolojilere doğru yönelmesi noktasında bizi ciddi manada ilgilendiren bir sürecin olduğunu gözlemliyoruz. Dünyayı küresel iklim değişikliğinin sebep olacağı insani ve ekonomik olarak trilyonlarca dolarlık tahribattan korumak adına enerji alanında geleceğin teknolojileriyle ilgili yapılacak çok iş olduğunu, bu konuda ülkelerin ve şirketlerin tamamıyla buraya odaklandıklarını da çok net bir şekilde gözlemliyoruz” ifadesini kullandı. 

“BU İŞİN ŞAKASI YOK”

Avrupa Birliği’nin önümüzdeki dönemde karbon salımı ile ilgili politikalarını sıkılaştıracağını hatırlatan Alkin, “Türkiye’nin toplam 180 milyar dolar düzeyindeki ihracatının yarısından bir miktar fazlasını Avrupa’ya gerçekleştirdiğini dikkate aldığımızda, Türkiye’nin bu yıl ve gelecek yıl Avrupa’nın yeni Yeşil Mutabakat’ına ayak uydurmak adına enerji sektöründen imalat sanayine, üretim sürecinin bütününde havaya karbon salımıyla ilgili yeni standartları, yeni yaklaşımları, yeni teknolojileri bilhassa da yenilenebilir enerji alanıyla ilgili büyük atılımları hızla hayata geçirmesi gerekiyor. Bu konuda gereken hazırlıkları yapamamamız halinde Türki ihraç ürünlerinin 2022’den itibaren karbon salımı konusunda AB’nin belirlediği standartları yakalayamamamız nedeniyle ek gümrük vergileriyle karşı karşıya kalması bizi gereksiz yere AB’nin en önemli tedarikçi ülkelerinden birisi olmamıza rağmen ihracatımızda rekorları devam ettiremeyeceğimiz bir noktaya getirecektir. Hatta daha büyük bir risk olarak belki kimi Avrupalı ithalatçıların yüksek karbon salımı nedeniyle bizden bu ithalatı yapamayıp, daha düşük karbon salımı olan ülkelere siparişlerini yönlendirmeleri gibi riskleri de beraberinde getirebilir. Dolayısıyla bu işin şakası olmadığını çok net ifade etmemiz gerekiyor” dedi. 

PETROL TALEBİNİ AZALTACAK TEDBİRLER ALINMALI

Petrole bağımlılığın hızla azaltılması gerektiğinin tartışıldığı bir dönemde küresel ekonomik sistemin çok enteresan bir süreçten geçtiğini ve bu tartışmanın tam ortasında küresel petrol fiyatlarının beklenmedik şekilde gerilemesiyle bir anda petrolden kurtulmayla ilgili tartışmaların biraz söndüğüne dikkat çeken Alkin, sürdürülebilir kalkınmaya dayalı bir senaryo için mutlaka dünyada petrole olan talebi azaltacak bazı tedbirlerin alınmasının şart olduğunu kaydetti.

Sabiha KÖTEK - Enerji Günlüğü