Enerji Günlüğü - JED Başkanı Ali Kındap, Ulusal Eylem Planında bahsedilen jeotermal enerji hedeflerinin, ülke potansiyelinin çok altında olduğunu söyledi.
Jeotermal Enerji Derneği (JED) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, Türkiye Ulusal Eylem Planında jeotermal enerji için belirlenen hedeflerin, ülke potansiyelinin çok altında olduğunu söyledi. Türkiye’nin yerli, yenilenebilir ve sürdürülebilir bir enerji kaynağı olan jeotermalde, her yıl 350-400MW kurulu gücü devreye alacak tüm imkanlara sahip olduğunu kaydeden Ali Kındap, 2022’de sadece 15MW’lık santralin devreye alındığını hatırlattı ve “1.691MW olan kurulu gücümüzü kısa sürede üç kat artırarak 5.000MW ve üzerine taşıyabiliriz. Hedefimiz, 2053 yılında kurulu güç içinde yüzde 8 pay almak” diye konuştu.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından açıklanan Türkiye Ulusal Eylem Planında jeotermal enerji için belirlenen 2030 ve 2035 hedefleri, sektörde hayal kırıklığı yarattı.
2022 yılı sonu itibarıyla 1.691MW kurulu güce ulaşan jeotermal enerji sektörü için 2030 yılında biyokütle enerjisiyle birlikte 5.100MW kurulu güç hedefi belirlenmesini değerlendiren JED Başkanı Ali Kındap, “Bu hedefler Türkiye’nin potansiyelinin çok çok altında. Biz jeotermal enerji sektörü olarak kurulu gücümüzü kısa sürede 5.000MW ve üzerine taşımaya hazırız. Bunun için keşiflerimiz, sermayemiz, teknolojimiz ve insan kaynağımız hazır” dedi.
“2030-2035 ARASI HİÇBİR İLERLEME ÖNGÖRÜLMEMİŞ”
Türkiye’nin jeotermal enerji potansiyelinde Avrupa’nın lider, kurulu güç açısından ise dünyanın 4’üncü ülkesi konumunda olduğuna dikkat çeken Kındap, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın bu büyük potansiyeli gözeterek hedefleri yeniden belirlemesi gerektiğini söyledi. Kamuoyuna açıklanan planda jeotermalin biyokütle ile aynı başlıkta değerlendirildiğini anımsatan Kındap, bu iki enerji türünde 2030 yılına kadar 5.100MW kurulu güce ulaşılmasının öngörüldüğünü, 2030-2035 yılları arasında öngörülen artışın ise sıfır olarak hedeflendiğini hatırlattı.
“BİYOKÜTLE VE JEOTERMAL AYNI KEFEDE DEĞERLENDİRİLEMEZ”
Ali Kındap, şöyle konuştu, “2022 yılı sonu itibarıyla jeotermalde 1.691MW, biyokütlede ise 1.921MW olmak üzere toplamda 3.612MW’a ulaşmış durumdayız. Bakanlığımızın açıkladığı hedefler dikkate alındığında, iki enerji türünde 2030’a kadar sadece 1.488MW kurulu güç artışı öngörülmüş. Kaynakları, disiplinleri, kapasite faktörleri ve baz yük olup olmama gibi özellikleri ile birbiri ile hiçbir benzerlik göstermeyen biyokütle enerjisi ile jeotermali aynı hedef içinde yorumlamamız doğru değil. Entegre bir enerji kaynağı olan jeotermal, anaç bir kaynak olarak sadece elektrik üretiminde kullanılmıyor. Konut ısıtmadan turizme, seracılıktan tarım ürünlerinin kurutulması ve jeotermal madenciliğe kadar çok farklı alanlarda da kullanılıyor ve değer yaratıyor”.
“YILDA 400MW İLAVE EDİLEBİLİR”
Sektördeki büyük potansiyele rağmen, 2021 ve 2022 yıllarında adeta durma noktasına gelindiğini kaydeden Kındap, “Geçen yıl sadece 15MW kurulu güç devreye alındı. Biz bu artışı, yok seviyesinde yorumluyoruz. Yerli, yenilenebilir ve sürdürülebilir bir enerji olan jeotermalde her sene 350-400MW kurulu gücü devreye alabilecek imkânlara sahipken, biyokütle ile birlikte bize 5.100MW hedef konulmasını hak etmediğimizi düşünüyoruz. 2010-2020 yılları arasında bu potansiyelimizi tüm dünyaya gösterdik, kurulu gücümüzü yüz kat artırdık, jeotermal literatürüne ‘Türk Mucizesi’ olarak geçen büyük başarılara imza attık. Bu başarıları tekrar yaşamak ve ülkemize yaşatmak istiyoruz” diye konuştu.
Bakanlığın 2053 yılı için belirlediği sıfır emisyon hedefine ulaşılmasında jeotermalin kritik bir işlev yükleneceğini kaydeden Kındap, sektör olarak hedeflerinin 2053 yılında kurulu güç içinde yüzde 8 pay almak olduğunu sözlerine ekledi.