Akaryakıtçılar zamlardan nemalanıyor mu?

Enerji Günlüğü - Benzin ve mazota peş peşe yapılan zamlar, akaryakıt sektöründeki ‘stok kazancı’ gerçeğini yeniden gündeme getirdi.Akaryakıt fiyatları...

Enerji Günlüğü - Benzin ve mazota peş peşe yapılan zamlar, akaryakıt sektöründeki ‘stok kazancı’ gerçeğini yeniden gündeme getirdi.

Akaryakıt fiyatları yılbaşından bu yana tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de yükseliyor. Stoklarındaki eski fiyattan alınmış benzin ve mazotu, zamlı tarifeden satıp, "ekstra" bir kazanç elde ediyorlar. Son üç ayda benzine 4 defa zam yapıldı ama hiç indirim olmadı. Akaryakıt şirketleri her zamda ekstradan bir stok kazancı elde ederken, hiç stok zararı yazmadı.
Akaryakıt sektöründe 2005 yılında Serbest Fiyatlandırma Sistemine geçildi. Ürünlerin satış fiyatlarını belirleme yetkisi de Türkiye Petrol Rafinerileri (Tüpraş) A.Ş’ye bırakıldı. Ancak tüketici dernekleri bu işten hiç memnun değil. Üreticiye ve dağıtım şirketlerine avantaj sağladığı iddia edilen uygulama sürekli eleştiriliyor. Akaryakıt ürünlerine art arda yapılan zamların ardından tartışma yeniden alevlendi.
Sosyal medyada da en çok tartışılan konular arasına girdi. Türkiye Gazetesi Tüpraş'a bu konuda bir soru yöneltti. İşte o soru ve TÜPRAŞ Kurumsal İletişim Müdürü Seval Kızılcan'dan gelen cevap:
SORU: Dolardaki yükseliş ve petrol fiyatlarındaki artışın hiç geciktirilmeksizin akaryakıt pompa satış fiyatlarına yansıtıldığı, ancak dolardaki düşüş ve petrol fiyatlarındaki ucuzlamanın pompa satış fiyatlarına zamanında yansıtılmadığı ve yapılacak indirimin stoklar tükeninceye kadar geciktirildiği iddia ediliyor. Eski fiyattan alınmış stokların zamlı fiyattan satıp ‘ekstra’ gelir elde edilmesi etik açıdan doğru mudur?
CEVAP: Sadece fiyat artışları değil fiyat azalışları da fiyatlara yansıtılmakta olup, dolayısıyla stok kazancı elde edilebildiği gibi, stok zararı da ortaya çıkabilmektedir. Dolayısıyla belirttiğiniz husus sadece petrol piyasası ile ilgili olmayıp, stokla çalışılan ve fiyatları konjonktüre bağlı olarak değişen bütün ürünler için (örneğin değerli madenler, bakır, çelik, hububat gibi) geçerlidir. Nitekim 2008 yılında yaşanan ani fiyat düşüşü neticesinde çok yüksek stok zararlarına katlanılmıştır.
(Türkiye Gazetesi)