Akaryakıt fiyatlarının ayarlarıyla oynamayın - Mehmet KARA

Mehmet KARA

MEHMET KARA

Dolar ve Euro’daki hızlı yükseliş, Türkiye ekonomisi üzerinde ağır bir baskı oluşturuyor. Bu baskı her sektörde olduğu gibi enerji alanında da etkisini hissettiriyor. 

Yüzde 90’ın üzerinde ithalat bağımlısı olduğumuz petrol ile neredeyse tamamen ithal ettiğimiz doğalgaz fiyatları da yukarı çıkıyor. Piyasa mantığı, bunun olağan yollarla engellenemeyeceğini söyler bize. 

Peki ne yapılabilir? Anlık olarak bir şey yapmak zor. Uzun vadede ekonomideki makro dengeleri sağladığınız ölçüde bu tür dış etkilerden kaçınma şansı yakalarsınız. 

Söz konusu dengeyi sağlamak için yazacağınız reçeteye çok sayıda ilaç koyabilirsiniz. Yani seçenek sayısı fazla olabilir. Ama neyi yapmamanız gerektiğine gelirseniz, orada durum çok nettir: Sistemi bozmamalısınız. 

Ne demek istiyoruz? 

Akaryakıt piyasasında uzun yıllardır belli bir fiyatlama mekanizması devrede. Kur artışları ile uluslararası piyasalardaki fiyat hareketlerinden oluşan iki parametre belli bir zaman diliminde yurt içindeki akaryakıt fiyatlarından yüzde 3 sapmışsa rafineri çıkış fiyatlarında aşağı ya da yukarı yönlü ayarlama yapılıyordu. Benzin, motorin, fuel oil ve gazyağı gibi ürünlerin fiyatları bu şekilde otomatiğe bağlanmıştı. Yani bir sistem söz konusuydu. 

Söz konusuydu diyoruz, çünkü son iki haftadan beri bu sistemin işletilmesiyle ilgili tartışmalar başladı. Nedeni ise kullanılan sistem gereği, akaryakıt ürünlerinde kur artışına bağlı artış yapılması gerektiği halde bunun yapılmaması. 

Amaç, akaryakıt fiyatlarının özellikle seçim ortamında çok yukarı gitmesinin yol açacağı tepkiyi azaltmak. Peki ne oldu? Önce ana dağıtıcılarla istasyonlar arasında bölüşülen dağıtım karının azaltılması yoluyla kur artışlarının pompa fiyatına yansıması önlendi. Hatta pompada zam yerine indirim uygulandı. 

Kur artışlarının arkası kesilmeyince zam ihtiyacı devam etti. Bu kez ana dağıtıcılar zarar etmeden satışlara devam edebilmek için çare aramaya başladı. İstasyonlara uyguladıkları fiyatlar üzerinde oynayarak ya da başka yöntemler. İstasyoncular da normal piyasa şartlarında çekmecelerde tuttukları kontratları önlerine koymaya, kendilerine manevra alanı bırakılıp bırakılmadığını düşünmeye yöneldi. 

Gördüğünüz gibi sistemden bir kez vazgeçildi mi iş iyice arap saçına dönüyor. O yüzden bu meseleye kalıcı bir çözüm bulmak şart. Madem tüketici odaklı hareket edilecek o halde en kestirme çözüm, akaryakıt fiyatları içindeki ağır vergi yükünü azaltmaktır. Hatta ÖTV’li fiyata uygulandığı için verginin vergisi dediğimiz KDV’yi düşürmekle başlanabilir işe. 

Yoksa sistemi bir kez bozdunuz mu tamir etmeye çalışsanız bile daha değerli bir şeyi kaybedersiniz. O da nedir derseniz, tek kelimedir: Güven! 

Not: Bu yazı kaleme alındıktan bir gün sonra Bakanlar Kurulu tarafından onuya ilişkin bir karar alındı. Akaryakıt fiyatlarında kur artışları nedeniyle artış ihtiyacı doğarsa ÖTV otomatik olarak azaltılacak.   

Mehmet KARA 

Akaryakıtta sabit fiyat dönemi, kur zammına ÖTV engeli