Ah o limanda ben de olsaydım!

Nilay ÇAĞLAR

NİLAY ÇAĞLAR - ANKARA / TÜRKİYE

Rüzgar sakince esiyor. Akdeniz’in mis gibi kokusu etrafı sarmış. Devlet erkanı, yabancı ülkelerin elçileri, CEO’lar, bilim insanları, bütün herkes orada.

Limanda toplanan kalabalıkta herkes mutlu, herkes heyecanlı. Zira biraz sonra seremonisi başlayacak işle birlikte hepsinin hatırı sayılır kazancı olacak.

Bu yılın Ocak ayında Kıbrıs Rum kesiminin Limasol Limanı’ndan, İtalyan araştırma gemisi Odin Fider büyük bir seremoni ile yola çıktı. Yola çıkış amacı, Avrasya Elektrik Bağlantısı için zemin araştırması yapıp rota belirlemek.

Deniz yüzeyindeki çalışmaların 100 gün sürmesi planlandı. Teknik tasarım, en uygun rotanın belirlenmesi ve çevresel etki çalışmaları ise 2016 yılı içinde tamamlanacak. Bu araştırma ve danışmanlık işi iki İtalyan firmasına verildi: GAS S.r.l. ve CESI S.p.A.

Sadece esas projeye zemin teşkil edecek çalışma için beklenen maliyet 2 milyon 650 bin Euro olarak hesaplanıyor. Bu tutarın yarısını Avrupa Birliği karşılayacak.

ESAS PROJE: AVRASYA ELEKTRİK BAĞLANTISI

Üç ülkenin, İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesiminin 2013 yılında mutabakat zaptı imzalamasının ardından işler ilerledi. Üç aşamada tamamlanacak projede rakamlar ilgi çekici.

Birinci aşama, İsrail-Kıbrıs bağlantısı. 329 km’lik hat 2017’de başlayıp 2019’da bitecek.

İkinci aşama, 2020‘de tamamlanması planlanan 310 km’lik Girit adası ile Atina bölgesi arasındaki bağlantı. Son aşama ise 879 km’lik Girit ile Kıbrıs bağlantısı. 2022’de teslim edilecek bu son etapla birlikte “Elektrik otoyolu” hayata geçirilecek. Böylece toplam 1528 km boyunca tüm yönlere karşılıklı elektrik bağlantısı sağlanmış olacak.

1.5 MİLYAR EURO DENİZE GÖMÜLECEK

Proje kapsamında 400 kV kapasiteli denizaltı güç kablosu döşenecek. Hat 2000 MW’lık taşıma kapasitesine sahip olacak. Kablolar yer yer 2612 metrelik derinliğe kadar inebilecek.

Peki böylesi büyük bir projenin toplam tutarı ne kadar? Hesap makineleri 1.5 milyar Euro’yu gösteriyor. Rakam büyük fakat proje sahipleri tarafından 4 yılda kendini amorti edeceğine kesin gözüyle bakılıyor.

50 YILDA 17.5 MİLYAR EURO GELİR

50 yıl ömür biçilen projenin hayatta olduğu süre boyunca 17.5 milyar Euro kazandıracağı hesaplanıyor. Öyle ki daha şimdiden proje tamamlandıktan sonra kapasitesinin yüzde 100 artırılması bile düşünülüyor.

Ayrıca, Avrupa Birliği’nin Ortak Fayda Sağlayan Projeler Listesi’ne girmeyi başaran proje, 2016’da tamamlanacak çalışmalardan sonra da uygun bulunursa, Avrupa Birliği’nden ciddi boyutta maddi destek alacak.

PROJENİN BAŞINDAKİ RENKLİ SİMA KİM?

Projenin müteşebbisi DEH-Quantum ortak girişimi. Girişimin başkanı Nasos Ktorides. Ortaklardan DEH/PPC, Yunanistan’ın kamu elektrik kurumu. Quantum ise 4 milyon nüfusu bulunan Bosna Hersek’te, toplam 1422 MW gücünde 5 elektrik santraline sahip bir şirket. Peki Quantum’un başkanı kim? Yine aynı isim, ortak girişimin de başkanı olan Nasos Ktorides.

Peki kim bu Ktorides? Kendisi Kıbrıslı bir Rum, renkli bir sima. Yunanistan Ticaret Bankası Kıbrıs Rum Kesimi operasyonunun kurucu ortaklarından. Aynı zamanda kendi kurduğu bir de vakıf var. Ktorides, UNICEF iyi niyet elçisi, maraton koşuyor, paraşütle serbest atlayış yapıyor, pilotluk ehliyeti var. Böylesi bir “çılgın projeyi” hayata geçirip AB’nin desteğini alabilecek kadar da etkili bir girişimci.

AB NASIL TAMAM DEDİ?

Aslında Avrupa Birliği (AB) bu projeye henüz tam anlamıyla “tamam” demedi. Yani AB’nin maddi desteğinin boyutu bugün için kesin belli değil. Hala bir belirsizlik aralığı var fakat Ktorides’in dediği gibi işin en zor kısmını tamamladılar. Ve dahilindeki ülkelere ekonomik ve jeopolitik açıdan önemli imkanlar sunan Ortak Fayda Sağlayan Projeler listesine girdiler.

KTORİDES AB’YE NE VAAT ETTİ?

Aslında bu listeye girmek için yaptıkları tek şey, üyesi oldukları AB’nin hedeflerini tekrarlamaktan ibaretti. Proje sayesinde AB’nin enerji arz güvenliği artacak, pazar entegrasyonu sağlanacak, rekabeti artışıyla fiyatlar düşürecek, kullanılan elektrik kaynakları karbondioksit salımını aşağı çekecek, üye ülkeler arası elektrik bağlantısının yüzde 10’a çıkarılması desteklenecek. İşte bütün bunlar, Kıbrıs Rum Kesimi’nin ve Girit’in enerji izolasyonuna son verirken, İsrail’in fazla elektriğini de Avrupa’ya akıtacak!

VE OLMAZSA OLMAZ AKTÖR: TEL AVİV

Doğu Akdeniz’de geçtiğimiz senelerde yüksek potansiyel barındıran doğal gaz havzaları bulundu. İsrail Enerji Bakanı Yuval Steinitz, eksperlerin bu bölgedeki doğalgaz beklentisinin 10-15 bin bcm (milyar metreküp) olduğunu bildirdi. Bu miktar İsrail, Mısır ve Kıbrıs’ın dışında Avrupa’nın bile ihtiyacını karşılayacak bir rezerve işaret ediyor.

İSRAİL’DE GAZ SIKIŞMASI

İsrailli bakanın açıklamalarından yaklaşık üç ay önce, Ağustos 2015’te İtalyan enerji şirketi ENI, Akdeniz’de bugüne kadar bilinen en büyük doğal gaz rezervini keşfettiklerini açıkladı. İsrail deniz sahasının hemen yanında, Mısır’ın karasularında bulunan Zohr doğal gaz havzasının ön görülen potansiyeli 850 bcm. Yakınlarındaki İsrail’in Leviathan sahasınınki de 622 bcm. Özetle İsrail’in yakınlarından doğal gaz fışkırıyor fakat bu doğalgazın Akdeniz üzerinden Avrupa’ya taşınması teknik açıdan zorlayıcı ve oldukça maliyetli.

ENERJİ FORM DEĞİŞTİREREK TAŞINACAK

Ve hangi sebeptendir bilinmez (!), İsrail son zamanlarda doğalgaza daylı elektrik santrali yatırımlarına hız verdi. Şubat ayında İsrailli Edeltech firması ile Türk Zorlu Enerji’nin İsrail’de birlikte inşa edecekleri iki yeni elektrik santrali için doğal gaz anlaşması imzaladılar. Bunun ardından, Mart ayında Alman Deutsche Bank’ın İsrailde kurulacak başka iki yeni elektrik santrali için kredi vereceği haberi de duyuldu. Yani İsrail çevresindeki doğalgazı Avrupa’ya farklı bir forma sokarak gönderecek. Akdeniz’in derinliklerine gömülecek kablolarla taşınacak elektriğin de hazır edilmesi için şimdiden adımlar atılıyor.

AH O LİMANDA BEN DE OLSAYDIM

Şimdi arkamıza yaslanıp resme bir daha bakalım. Elektrik kaynaklarını artırmak için türlü çeşitli destekler veren bir Batı, hem ihtiyaç sahibi hem de aracı olacak iki adet sınır komşusu, doğalgaz fışkıran karşı sahiller ve ticaret için kolları sıvayan bir İsrail.  

Şimdi “O liman benim limanım olmalıydı” demiyor musunuz?

İyi de henüz her şey bitmiş değil ki...