Avrupa Birliği enerji alanında önemli adımlar atıyor.
Doğalgazın yüzde 39’unu, ham petrolün ise yüzde 37’sini Rusya’dan ithal eden ve Rusya`ya olan bu ciddi enerji bağımlılığı nedeniyle geçmişte de ciddi krizlerle karşı karşıya kalan Avrupa, Kırım`ın işgali ve sonrasında patlak veren Ukrayna krizi ile cesur adımlar atmayı sürdürüyor.
Son bir hafta içinde AB bu anlamda iki önemli adım attı. İlki, Rusya`ya olan enerji bağımlılığını sona erdirmedeki kararlılığını şu ana kadar en çarpıcı şekilde gösteren Enerji Birliği adımı. İkincisi ise, doğal bir enerji merkezi konumunda olan ve Rusya ile de enerji işbirliğini her geçen gün geliştiren Türkiye ile Yüksek Düzeyli Enerji Diyaloğu başlatması.
Avrupa enerjide tek bir ülkeye olan bağımlılığını azaltarak enerji güvenliğini arttırmak için bütünleşme yoluna gitti. Dün Brüksel`de bir araya gelen AB üyesi 28 ülke, Enerji Birliği`nin hayata geçirilmesi için uzlaştılar.
Bir süredir bu çerçevede çalışmalar yürüten Avrupa, Rusya`dan bağımsızlaşma temel amacının yanında doğalgaz boru hatları ve elektrik şebeke bağlantılarını kurarak birleştirmeye büyük önem veriyor. Bu çerçevede Bulgaristan, Yunanistan`a uzanacak olan 180 km`lik doğalgaz boru hattının yapımına bu yıl başlamayı planlıyor. Yine, Bulgaristan, Yunanistan ve Romanya geçtiğimiz Aralık ayında açıkladıkları ve iptal edilen Güney Akım Doğalgaz Boru Hattı`na alternatif olarak planlanan Dikey Doğalgaz Koridoru`nun inşası için bir çalışma grubu oluşturdu. En son, Norveç ile Almanya elektrik şebekelerini birbirine bağlayacak 623 kilometrelik hattın yapımı için harekete geçti.
Ancak, güvenli, sürekli ve uygun fiyatla enerji ihtiyacını karşılamak isteyen Avrupa bunun için sadece ulusal enerji piyasalarının daha güçlü bir ağla birbirine bağlanmasının yeterli olmadığının bilincinde. O nedenle de Enerji Birliği projesinde enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjiyi teşvik, iklim değişikliği ile daha etkin mücadele gibi konulara da ağırlık veriyor.
Avrupa bütün bunların yanında, hem Rusya ile bundan sonra kuracağı ilişki noktalarını sağlama alacak, hem de Rusya`nın bazı taktik hamlelerini karşı hamle ile karşılık verecek adımı da attı: Rusya`nın "Türk Akımı" ile Avrupa`ya doğalgaz göndermede kilit ülke haline getirdiği Türkiye ile enerji tedarik kaynaklarını güvence altına almaya, çeşitlendirmeye ve rekabetçi enerji pazarları oluşturmaya yönelik işbirliğini arttırmak için diyalog başlattı. Üstelik, hem AB hem de Türkiye`nin enerji arz güvenliği açısından önemli olan TANAP`ın temelinin atılmasından bir gün sonra.
Türkiye bu konuda politik yaklaşımını sürdürüyor. Enerji arz güvenliğini güvenceye almaya çalışırken sahip olduğu jeopolitik avantajları sonuna kadar kullanmak istiyor. Zaman zaman elinde tuttuğu kozları taraflara göstermeyi ihmal etmeden her iki kesim arasında dengeli bir yaklaşıma özen gösteriyor.
Türkiye`nin bu süreci iyi yönetmesi durumunda Doğu Akdeniz enerji sorununu da çözmesi mümkün görünüyor. Hazır Yunanistan`da da Ege Denizi`nin sadece balıklara ait olduğunu düşünen Çipras gibi bir Başbakan iktidara gelmişken...