METİN TÜRKYILMAZ
Neredeyse hepimiz öğrendik Brexit terimini. İngilizce kökenli Britain ile exit sözcüklerinin birleşiminden oluşuyor. Türkçesi Birleşik Krallık’ı anlatmada da kullanılan Britanya (Birleşik Krallığın Kuzey İrlanda hariç üç ülkesi olan İngiltere, İskoçya ve Galler’in yer aldığı ada) ile çıkış sözcüklerinin birleşimi. Birleşik Krallık’ın, Avrupa Birliği’nden çıkıp çıkmayacağıyla ilgili referandumu özetleyen sözcük.
Aynı referandumun bir de Bremain sözcüğü vardı. Bu da AB’den ayrılmak istemeyenlerin Britanya ile İngilizce kalmak anlamına gelen remain sözcüklerinin birleşiminden oluşuyordu.
Sonuçta, cümle alemin kafasında Brexit kaldı ve Birleşik Krallık’ta kalma taraftarları referandumu kaybetti. Karar çoğu kişi tarafından sürpriz olarak karşılansa da referandum öncesinde de Brexit’in Bremain’den çok daha fazla tutulması, çok daha fazla kullanılması sanki sonucu ele veriyordu.
23 Haziran 2016 tarihinde yapılan referanduma 46,5 milyon seçmenden yüzde 72,2’si olan 33,6 milyonu katıldı. Geçerli oyların yüzde 51,89’u, 17,4 milyon seçmen ayrılma yönünde oy kullandı. AB’de kalma taraftarları, oranda yüzde 48,11’de, oyda 16,1 milyonda kaldılar.
Yalnız yine de Birleşik Krallık’taki seçmenlerin büyük çoğunluğunun AB’den ayrılmayı ayrıntılarıyla düşündüğünü söylemek güç. Nitekim, çoğu kişi için beklenmedik bir sonuç olan referandumun hemen sonrasında Galler de olmadı ama İskoçya ve Kuzey İrlanda’da, Birleşik Krallık’tan ayrılma ve AB’de kalma fikirleri ortaya atıldı. Çünkü, AB, hem İskoçya hem de Kuzey İrlanda için büyük bir fon kaynağı durumunda. Kimse de bundan vazgeçmek istemiyor.
Aslında böyle bir terim ilk kez 2012 yılında Yunanistan’ın Para Birliği’nden (Euro/Avro) ayrılması meselesi de yine İngilizce olarak Greece exit (Yunanistan çıkış) olarak ortaya atılmıştı. Sonuçta Yunanistan, Almanya’nın başka çıkar yol bulamadığı için kerhen desteklemesi ve yükün büyük bölümünü çekmesi üzerine Avrupa Birliği’nin büyük kurtarma paketleriyle yaşatıldı ve Euro’dan çıkmadı.
Hepimiz, Brexit ile Birleşik Krallık’ın ayrılma kararıyla AB’den bir ülkenin ayrılmasının şokunu izledik, izliyoruz. Dünyada borsalar allak bullak oldu. Otoriteler, bu kararın yansımalarının hem Birleşik Krallık hem de AB için büyük olacağına dikkati çekiyorlar. HSBC bankasının ekonomistlerinin tahminlerine göre, Brexit sonrasında Birleşik Krallık ve Avrupa’ya ilişkin zayıf görünümün en fazla etkileyeceği ülkeler içinde Macaristan, Çekya gibi merkez Avrupa ülkeleri ve Türkiye de var.
Peki başlangıçta, Batı Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda, Belçika, Lüksemburg tarafından kurulan, 1973’de Birleşik Krallık, Danimarka, İrlanda, 1981’de Yunanistan, 1986’da İspanya, Portekiz, 1990’da Almanya’nın birleşmesiyle Doğu Almanya, 1995’de İsveç, Avusturya, Finlandiya, 2004’de Polonya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Slovakya, Litvanya, Letonya, Slovenya, Estonya, Güney Kıbrıs, Malta, 2007’de Romanya, Bulgaristan, 2013’de Hırvatistan’ın katılımıyla üye sayısı 28’e çıkan, halen Türkiye, Sırbistan, Arnavutluk, Makedonya, Karadağ ve İzlanda’dan oluşan 6 aday, Bosna Hersek ve Kosova gibi iki olası aday ülkesi bulunan AB ilk kez mi küçülecek?
Bu soru, çoğu kişi tarafından pek bilinmeyen bir olayı hatırlamamız gerektiğini ortaya koyuyor. Kime sorarsanız sorun, eğer AB uzmanı değil ise, “AB’den ilk çıkacak ülke hangisi” diye sorsanız, alacağınız yanıt belli: Birleşik Krallık; ama doğrusu, Topluluktan veya Birlikten ilk çıkan ülke, 1985 yılında Danimarka’ya bağlı özerk bölge Grönland olmuştu.
Her ne kadar günümüzde sadece 57 bin 500 kişinin yaşadığı bir yer olsa da, 2 milyon 166 bin 86 kilometrekare (Türkiye’nin karasal alanı 769 bin 632 kilometrekare) yüzölçümüyle dünyanın en büyük adası unvanına sahip Grönland, AB’den ilk ayrılandı.
AB, Grönland ile toplam yüzölçümü 243 bin 610 kilometrekare olan Birleşik Krallık’ın 8,9 katı toprak kaybetmişti. 1985 yılında Fransa ve Birleşik Krallık’ın başka kıtalarda bulunan denizaşırı toprakları hariç 3,8 milyon kilometrekarenin üzerinde yüzölçümü olan AB, Grönland’ın ayrılmasıyla topraklarının yarından fazlasını (yüzde 56,6’sını) kaybetmiş ve 1,66 milyon kilometrekareye gerilemişti.
AB’nin ilk exit’i aslında Brexit değil, benim tanımlamamla Grönexit idi.