AB ile sınırları kaldıracak bir sanal doğalgaz hubı oluşturulabilir

Enerji Günlüğü - Türkiye’nin Yunanistan-Bulgaristan sınırında AB ile sınırları kaldıracak bir sanal hub ve Yunanistan ihracat noktasında doğal gaz...

Enerji Günlüğü - Türkiye’nin Yunanistan-Bulgaristan sınırında AB ile sınırları kaldıracak bir sanal hub ve Yunanistan ihracat noktasında doğal gaz fiziki ters akış (reverse flow) yapısı oluşturabileceği belirtildi.

Enerji Hukuku Araştırma Enstitüsü'nün hazırladığı "Türkiye’de Doğalgaz İletim Sistemine 3. Taraf Erişimi 2007- 2013 Raporu"nda, yükselen ivme içerisinde bulunan Türkiye doğalgaz piyasasının kendine has yapısı ile bir sanal hub oluşturduğu gerçeğinin yanı sıra yakın bir gelecekte Türkiye’nin Yunanistan-Bulgaristan sınırında gaz ticaretinde AB ile sınırları kaldıracak bir sanal hub oluşturabileceği ve Yunanistan çıkış noktasında doğalgaz fiziki olarak iki taraflı aktarılmasını sağlayacak bir ters akış (reverse flow) yatırımının da yapılabileceği belirtildi.

ATIL DOĞALGAZ ÇIKIŞ KAPASİTESİ ÖZEL SEKTÖRÜN ÖNÜNÜ AÇABİLİR

BOTAŞ Gaz İletim Müdürlüğü uzmanı Hızır Hakan Ünal’ın hazırladığı Raporda, Türkiye’nin 600 milyon m3’ün üzerinde doğalgaz çıkış kapasitesi varken, satılan miktarın çok az olmasının gelecek dönemde oluşabilecek bir kapasite marketinde çıkış kapasitelerinin, iletim şirketinin ve Düzenleyici Kurum kontrolünde özel sektör tarafından pazarlanmasının önünü açılabileceği belirtiliyor.

Türkiye Doğal Gaz Piyasasında Türkiye’nin dokuz giriş noktasındaki kapasitelerinin toplamda günlük 207 milyon m3’e tekabül ettiği, BOTAŞ İletim ise bu kapasitenin yaklaşık 205 milyon m3’ünün satışını gerçekleştirdiği belirtildi. Çıkış noktalarındaki kapasitelerin ise toplamda satılabilir 657 milyon m3/gün’e ulaştığı, bunun da 638 milyon m3/gün satılabilir olmasına rağmen BOTAŞ’ın sadece 118 milyon m3/gün’lük kısmını sattığına dikkat çekiliyor.

Ciddi boyutlarda olan bu atıl kapasite oranını gidermek, ayrıca kış aylarında yüksek ve yaz aylarında düşük kapasite kullanımı nedeniyle dalgalı bir rejimin sisteme iyice yerleşmesi nedenlerinden dolayı kapasite marketinde çıkış kapasiteleri, iletim sistem operatörünün kapasite bedeli üzerinden ‘gelir kaybına’ uğramayacağı bir modelle, kamu ve/veya özel aracı kurulumlar tarafından doğalgaz piyasasına pazarlanabileceği belirtiliyor.

DÜZENLEMELER TÜM PİYASA OYUNCULARI TARAFINDAN TARTIŞILMALI

Bu kapsamda, karlı olan ya da olmayan noktalarda farklı fiyat mekanizması ile saatlik, günlük, aylık, yıllık ya da daha uzun yılları kapsayan dönemlerde kapasite pazarlanmasının gündeme gelebileceği belirtilen raporda, bunlara paralel olarak kapasite devrinde de ikinci el bir piyasanın oluşabileceği ifade ediliyor. Tüm bu hususlardaki düzenlemelerin ŞİD ve tarifelerde geniş kapsamlı düzenlemelerle yapılması gerektiği ve gereken düzenlemelerin tüm piyasa oyuncuları tarafından tartışılması gerektiği de vurgulanıyor.

UZUN DÖNEMLİ KAPASİTE SATIŞLARI YAPILABİLMELİ

Raporda, iletim sistemi Operatörünün bir yıldan daha uzun dönemli kapasite satışları yapabilir hale gelmesi gerektiği ve bunun için de çeşitli teşvik mekanizmalarının özel sektör, kamu ve diğer kurumların birlikte oluşturacağı güç birliğiyle oluşturulabileceği de vurgulanıyor.

YENİ BORU HATLARI, DEPOLAMA VE LNG TESİSLERİ YAPILMALI

Giriş ve çıkış noktalarındaki pik rakamların çok yakın olduğuna dikkat çekilerek, ileride bu durumun yaratabileceği sıkıntıları giderebilmek için yeni boru hatları, depolama ve LNG tesislerinin yapılması gerektiği belirtiliyor. Bu kapsamda Türkiye’de özel sektör tarafında EPDK’dan alınan lisanslar kapsamındaki yeni LNG tesisi ve depolama tesisleri projelerinin, özellikle de BOTAŞ tarafından gerçekleştirilmekte olan Tuz Gölü yer altı depolama projesinin önemine vurgu yapılıyor.

DOĞALGAZIN FİZİKİ OLARAK ÇIKIŞI YOK

Türkiye’de 2013 yılında gazın sanal ortamda en fazla beş kereye kadar el değiştirdiği bir ikinci el gaz ticaret yapısı olduğu belirtilerek, 2014 yılı için Fiziki olarak Türkiye’ye özel sektör tarafından getirilen gazın kontrat miktarları bazında 11.2 bcm’e ulaştığını göz önüne alındığında, yapılan sanal ticaretlerle birlikte, özel sektörün toplam ticaret hacminin yıllık 25 bcm’in üzerinde olduğu belirtiliyor.

2014 yılsonunda oluşacak toplam özel sektör sanal ticaret hacmi ise 17.75 bcm olacağı belirtilen raporda, bu rakamların gazın fiziki olarak çıkışının yapılmadığı anlamına geldiğine dikkat çekiliyor.

DÖNEMSEL DENGESİZLİK EPİAŞ’I ÖNEMLİ KILIYOR

Sayıları 30 olan özel sektör taşıtanların tamamının girişlerinin tek bir giriş noktasından yapılması, yalnızca bir firmanın (Malkoçlar) Azerbaycan noktasından 1.2 bcm gaz taşımasının da gösterdiği dönemsel dengesizliğin, oluşabilecek bir dengeleme marketini ya da EPİAŞ’ı önemli kılan bir etken olduğu belirtiliyor. Bütün bu ticaretlerin ve işlemlerin çok güçlü bir elektronik altyapı ile takip edilmesi gerekliliğine de özel bir vurgu yapılıyor.

2014 de özel sektörün sahip olduğu 11.2 bcm kontrata rağmen, yıl sonunda sanal ticaret ile birlikte 30 bcm’lere yaklaşması beklenen toplam ticaret hacminin gelecekte çok daha fazla attırılabilmesi için mevzuat değişikliği ve düzenlemelerle gerekli adımların atılması gerektiği belirtiliyor.

RAPORUN SUNUMU GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Raporun sunulduğu basın toplantısında konuşan BOTAŞ Gaz İletim Müdürlüğü uzmanı Hızır Hakan Ünal, doğalgaz iletimindeki sanal ticaretlerin yükselen grafiğinin yakın gelecekte bir "Gaz Ticaret Platformu" kurulmasının sinyalini verdiğini belirterek, “Türkiye’de Gaz Ticaret Platformunun temellerine esas teşkil edecek önemli argümanlardan biri olan sanal ticaretlerin giderek artan bir yapıda olduğunu gözlemliyoruz. Türkiye’de 2013 yılında gazın sanal ortamda en fazla 5, İngiltere’de 17, ABD’de ise 300’den fazla el değiştirdiği bilinmektedir. Bu gaz değişimleri enerji piyasasında borsaların rakamlarına etki eden temel unsurdur.” dedi.

Enerji Hukuku Araştırma Enstitüsü Başkanı Süleyman Boşça ise yaptığı konuşmada, doğalgaz piyasasının gelişiminde BOTAŞ’ın faaliyetlerinin ayrıştırılmasının önemine işaret ederek, doğalgaz iletim sistemine 3. taraf erişiminde ve Türkiye’nin önemli doğalgaz üssü olmasında hukuksal düzenlemelerin ve mevzuatın geliştirilmesinin önemli olduğunu söyledi.