2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü

Enerji Günlüğü - 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü’nde sel ve kuraklık riskine karşı sulak alanların her geçen gün artan önemine dikkat çekildi.WWF-Türkiye,...

Enerji Günlüğü - 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü’nde sel ve kuraklık riskine karşı sulak alanların her geçen gün artan önemine dikkat çekildi.

WWF-Türkiye, 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü’nde sulak alanların afetleri önleyici özelliklerine dikkat çekiyor. Zengin bir biyoçeşitliliğe ev sahipliği yapan sulak alanlar tropikal ormanlarla birlikte yeryüzünün en fazla biyolojik üretim yapan ekosistemleri. Sulak alanlar balıkçılık, tarım, hayvancılık, saz üretimi, turizm ve ulaşım olanakları sunarak ekonomiye de katkı sunuyor. 

SULAK ALANLAR SELLERİ VE KURAKLIĞI ÖNLÜYOR

Sulak alanların bulundukları bölgede su rejimini düzenleyerek doğal afetlere karşı önleyici bir görev üstlendiğine dikkat çeken WWF-Türkiye Doğa Koruma Direktörü Sedat Kalem, “Sulak alanlar, yağışın aşırı olduğu dönemlerde fazla suyu sünger gibi depolayarak taşkınların etkisini azaltıyor, yağışın az olduğu mevsimlerde ise depoladıkları suyu salarak kuraklık ve su kıtlığına çözüm olabiliyor” diyor. Sulak alanlar bulundukları bölgenin daha nemli olmasını sağlayarak yerel iklime olumlu katkı veriyor, iç bölgelere deniz suyunun girmesini ve dolayısıyla toprağın tuzlanmasını önlüyor. 

Kalem, özellikle sel ve kuraklık gibi doğal afetlere karşı hazırlıklı olmak ve etkilerini azaltmak için sulak alanların etkin biçimde korunması ve yönetilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

TÜRKİYE'DE 135 SULAK ALAN VAR

Sulak alanların korunmasını ve akılcı kullanılmasını hedefleyen Ramsar Sözleşmesi son yıllarda sayıları ve şiddeti artan afetlerin önlenmesinde kilit bir rol oynuyor. Ramsar Sözleşmesi Sekretaryası dünya genelinde taşkın ve kuraklık gibi doğal afetlerin gerçekleşme sıklığının son 35 yılda iki misli arttığını belirtiyor.

Türkiye’de halen 14 Ramsar Alanı (Sultan Sazlığı, Manyas Gölü, Seyfe Gölü, Göksu Deltası, Burdur Gölü, Kızılırmak Deltası, Uluabat Gölü, Gediz Deltası, Akyatan Lagünü, Yumurtalık Lagünleri, Meke Maarı, Kızören Obruğu, Kuyucak Gölü ve Nemrut Kalderası) bulunuyor. Ramsar sözleşmesi kriterlerine göre Türkiye’de 135 adet Uluslararası Öneme Sahip Sulak alan var. Sulak alanları, tarımda aşırı su kullanımı, kirlilik, iklim değişikliği, yasak avcılık ve balıkçılık ile sürdürülebilir olmayan altyapı projeleri tehdit ediyor.

SU İSRAFI EN FAZLA TARIMDA

Türkiye’de suyun yüzde 73’ü tarımda kullanılıyor, tarımsal sulamanın büyük bir bölümü geleneksel yöntemlerle yapılıyor bu da su israfına yol açıyor. Baraj ve otoyol gibi büyük projeler iyi planlanmazsa sulak alanları olumsuz etkileyebiliyor. 

Birleşmiş Milletler, doğal afetlerin yüzde 90’lık kısmının su ile ilişkili olduğunu tahmin ediyor.