Enerji Günlüğü - JESDER, Türkiye’nin sahip olduğu büyük jeotermal enerji potansiyelini değerlendirmek için mevzuat ve finansman engellerini aşmak gerektiğine dikkat çekti. Dernek aynı zamanda önümüzdeki dönemde jeotermal silikadan gübre üretimi, jeotermal kaynaklardan lityum elde edilmesi ve jeotermal kaynağın seralarda kullanımının arttırılması konuları üzerinde yoğunlaşmayı planlıyor.
Türkiye Jeotermal Kongresi’nin 8’incisin açılışında konuşan Jeotermal Elektik Santral Yatırımcıları Derneği - JESDER Başkanı Ufuk Şentürk, Türkiye’nin jeotermal enerji kaynakları açısından büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirterek, jeotermalin sürdürülebilirliğe katkı sağlayan yerli bir kaynak olduğunu kaydetti. Şentürk, “Bu büyük potansiyeli değerlendirebilmek için jeotermal enerji yatırımları ile enerji arz güvenliğimize önemli katkılar sağladık. Ancak, bu başarıyı daha ileriye taşımak için sektörün karşılaştığı mevzuat ve finansman engellerini aşmamız gerekiyor. Yatırım süreçlerinin hızlandırılması, teşviklerin artırılması ve teknolojiye erişimin kolaylaştırılması bu yoldaki kritik adımlardır. Bu noktada, değerli bakanlarımızın desteği sektörümüz için büyük önem taşımaktadır” dedi.
JEOTERMAL SİLİKADAN GÜBRE ÜRETİMİ
Önümüzdeki senelerde üzerinde durmak istedikleri birkaç konu olduğunu ve bunlardan birinin jeotermal silikadan gübre üretimi olduğunu kaydeden Şentürk, “Bu faaliyet alanının büyük bir fırsat sunduğunu vurgulamak isterim. Jeotermal kaynaklardan elde edilen silikanın temiz tarım ve verimli toprak yönetimi için yüksek potansiyel taşıdığı bilinmektedir. Bu konuda henüz kapsamlı bir ekonomik fizibilite çalışması yapılmasa da Denizli’de bir madencilik firmasının süreci ticarileştirdiğini görmekteyiz. Bu, jeotermal enerjinin alternatif kullanım alanlarına ilişkin umut verici bir gelişmedir” ifadelerini kullandı.
JEOTERMALDEN LİTYUM ELDESİ
Şentürk, benzer şekilde jeotermal kaynaklardan lityum elde edilmesinin de Türkiye için büyük bir fırsat olduğunu söyledi. Şentürk, “Lityum, batarya ve enerji depolama teknolojilerinde kritik bir madde olup, yenilenebilir enerji ve elektrikli araçların gelişiminde kilit rol oynamaktadır. Jeotermal akışkanlardan lityum üretimi, ülkemizin bu alandaki dışa bağımlılığını azaltarak, yerli teknoloji üretimini ve ekonomimizi güçlendirecektir. Bu konudaki araştırma ve yatırımların desteklenmesi büyük önem taşımaktadır” dedi.
“JEOTERMALİN SERALARDA KULLANIMI ARTTIRILMALI”
Jeotermal kaynağın seralarda kullanımının arttırılmasının ise üretime ve istihdama büyük katkılar sağladığını ifade eden Şentürk, “Isıtma ihtiyacını jeotermal enerji ile karşılayan modern seralar, enerji maliyetlerini düşürerek verimli ve sürdürülebilir tarım uygulamalarına olanak tanımaktadır. Bu tür projeler, özellikle kırsal bölgelerde istihdamı artırarak yerel ekonomiyi canlandırmaktadır. Sektör olarak, jeotermal kaynakların tarımsal üretimde daha yaygın kullanılması için teşvik mekanizmalarının geliştirilmesini öneriyoruz” dedi.
“ENERJİ FONU OLUŞTURULMALI”
Şentürk, İzlanda modelinden esinlenerek Türkiye’de de bir enerji fonu oluşturulması gerektiğini düşündüklerini belirtti. Bu fonun jeotermal yatırımları teşvik etmek ve başarısız arama risklerini minimize etmek için kullanılabileceğini kaydeden Şentürk, “Yatırımcıların arama aşamasındaki finansal risklerini azaltarak sektördeki büyümeyi hızlandırabilir. Bu kapsamda, yatırımcılardan tahsil edilen idare payının belirli bir yüzdesinin enerji fonuna aktarılması önerilmektedir. Eğer bu model hayata geçirilirse, 2024 yılı itibariyle fonun başlangıç miktarı 275 milyon TL’ye ulaşabilir ve çeşitli teşvik mekanizmaları devreye alınabilir” ifadelerini kullandı.
Enerji Günlüğü