Enerji Günlüğü - KPMG EMA Küresel Enerji Enstitüsü Başkanı Michael Salcher, Türkiye’de önümüzdeki 10 yılda rüzgar ve güneş santrallerine yönelik bir yatırım dalgası yaşanmasının beklendiğini söyledi.
KPMG Türkiye’nin üç ayda bir yayımlanan dergisi Gündem’de soruları yanıtlayan KPMG EMA Küresel Enerji Enstitüsü Başkanı Michael Salcher, "Türkiye’de önümüzdeki 10 yılda rüzgar ve güneş santrallerine yönelik bir yatırım dalgası yaşanması bekleniyor. Türkiye’nin, maksimum potansiyelini açığa çıkarabilmek için buna uygun bir altyapıya ihtiyacı var." dedi.
Doğal gazın AB ülkelerine de tedarik edilmesi halinde, Türkiye'nin Türk Akımı ve TANAP projeleri sayesinde AB için lider bir gaz ve enerji ticareti merkezi haline gelebileceğini ifade eden Salcher, Türkiye'nin hem ithalatçı bir ülke hem de bir geçiş ülkesi olarak oldukça önemli bir rol oynayacağını kaydetti.
YENİLENEBİLİR ENERJİ DURDURULAMAYACAK
Yenilenebilir enerjinin durdurulamayacağı bir düzene yol aldığımızı belirten Salcher, "Yenilenebilir enerji büyük bir yükselişte. Enerji üretiminde büyük bir değişimin yaşandığı dünyada yenilenebilir enerji artık durdurulamayacak. Yoğun enerji kullanan ülkelerin, makul fiyatlar, arz güvenliği ve yeşil enerji arasında doğru dengeyi kurabilmeleri gerekiyor. Bu hiç kolay değil ve birbirinden farklı ulusal trendler görüyoruz." dedi.
Enerji verimliliği tedbirlerinin enerji talebinin azaltılmasında vazgeçilmez bir ihtiyaç haline geleceğini vurgulayan Salcher, rüzgar ve güneş enerjisinin yanı sıra, biyokütle ile karbon yakalama ve depolamanın da bunda önemli bir rol oynayacağını kaydetti. Salcher ayrıca, enerji verimliliği tedbirlerinin etkin bir enerji sisteminin önemli bir parçası olduğuna işaret ederek, "En ucuz kilovatsaat enerji, bu enerjiye ihtiyaç duyulmayan saattir." ifadesini kullandı.
RÜZGAR VE GÜNEŞE DESTEĞE GEREK KALMAYACAK
Şu anda piyasada yenilenebilir enerji için büyük miktarlı sübvansiyonlara ihtiyaç olduğunu belirten Salcher, yakın bir gelecekte, rüzgar ve güneş enerjisinin sadece belli pazarlardaki enerji sistemlerine entegre edileceğini ve tarife mekanizmalarında artık desteklenmeyeceğini ifade etti.
ŞİRKETLER KENDİ ENERJİSİNİ ÜRETECEK
Dijitalleşme ve inovasyonun enerji dünyasını değiştireceğine, ancak bu değişimin beklendiği kadar hızlı gerçekleşmeyeceğine dikkat çeken Salcher, "Pek çok enerji şirketi, müşteri talebini kurumsal stratejilerinin merkezine koyuyor. 5 yıl içerisinde, enerji şirketlerinin pek çok müşterisi profesyonel müşterilerden oluşacak ve bu şirketler kendi enerjilerini üretmek için teknolojik fırsatlardan faydalanacak." dedi.
ENERJİ ARZININ YARISINI ASYA BELİRLEYECEK
Salcher Asya'nın yoğun bir altyapı ve enerji talebiyle karşı karşıya olduğunu belirterek, "2035 yılına kadar, küresel enerji arzının yarıdan fazlasını Asya ülkeleri talep edecek. Asya, küresel yakıt fiyatlarının, genel enerji fiyatlarının ve enerji arzı güvenliğinin yanı sıra çevre kirliliği, CO2 verimliliği ve iklim koruma girişimlerinde de önemli bir rol oynayacak." açıklamasında bulundu.