Elektrik piyasasındaki dengesizlik maliyetini düşürmek amacıyla yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretimini destekleme mekanizması (YEKDEM) mevzuatında yapılan değişiklik, hızla etkisini göstermeye başladı.
Önceki mevzuata göre YEKDEM kapsamındaki rüzgar santralleri, ne kadar elektrik üretirse üretsin bunu şebekeye verip, 7.3 EuroCent/kWh hesabı üzerinden parasını alabiliyordu. Değişiklikle birlikte rüzgar santralleri bir sonraki günün her bir saatlik dilimi için ayrı ayrı olmak üzere en doğru üretim tahminini yapıp, üretecekleri elektriği de serbest piyasada satmaya yönlendirildi.
İşte bu değişiklik, rüzgar santrali işletmecilerini daha aktif çalışmak zorunda bıraktı. Çünkü devlet, bu santrallere artık tahmin ettiklerinden daha fazla elektrik ürettikleri takdirde, üretimin fazla kısmına piyasanın en düşük fiyatı üzerinden para ödemeye başladı.
Bununla da kalmadı, herhangi bir rüzgar santrali tahmininden daha az elektrik üretebildiyse, aradaki farkı bir şekilde bulmak zorunda kalan sistem operatörü, bunu miktardaki elektriği hangi fiyattan tedarik ettiyse parasını dengesizliğe yol açan rüzgar santraline rücu eder hale geldi.
Yeni sistemden zarar görmek istemeyen rüzgar santrali işletmecileri hemen harekete geçti. En doğru üretim tahminini yapabilmek için çözüm aramaya koyuldular. Bu konuda ilk akla gelen yer ise Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren, Türkiye’de Rüzgar Gücü İzleme Tahmin Merkezi (RİTM) oldu.
Bu merkez, rüzgar santrallerinin üretim miktarlarını ve ileriye yönelik tahminleri içeren veriler sağlıyor. Bu tahminleri oluşturan sistemin arkasında ciddi bir yazılım altyapısı yatıyor. Sistem, eldeki özellikle rüzgar hızına, gücüne, ortam ısısına ve nem oranlarına dair meteorolojik verilere dayanarak, ileriki günlerde neler olabileceğine ışık tutmaya, en azından referans olmaya odaklı.
İşte son günlerde RİTM altyapısındaki bu veriler öncekine göre çok daha fazla kullanılır hale geldi. Tabii rüzgar santrali işletmecileri bununla yetinemezler. Çünkü sistemdeki algoritma çok daha profesyonel çözümler geliştirmek için henüz yeterli değil.
Bu yüzden rüzgar santrali işletmecileri, rüzgar tahmin hizmeti (buna sektörde forecast diyorlar) veren özel firmaların peşine düştü. Bugüne kadar sınırlı sayıda rüzgar santraline hizmet verebilen bu tür şirketlerin telefonları son günlerde susmak bilmiyor.
Aslında beklenen oldu. Belki de en başından beri yapılması gereken bir şekilde veri kullanımıyla yüksek verimli santral işletmeciliğini esas almaktı. Ama iyiniyetle devreye sokulan önceki YEKDEM mevzuatıyla devlet RES işletmecilerine “Ne üretirsen üret, hepsini kilovatsaat başına 7.3 EuroCent fiyattan alacağım” dediği için pek çok işletme, bu tür hizmetleri kullanmaları yönündeki önerileri kulak arkası ediyordu.
Sonuç itibariyle, yeni YEKDEM mevzuatı, rüzgar yatırımcılarının “RİTM”ini bozdu. Yok yok, belki de doğrusu şu: Yeni YEKDEM mevzuatı Rüzgar Santralleri’ni “RİTM”e soktu!
Peki ne mi oldu? Elektrik piyasasında fiyatların Mayıs ayının başından bu yana bir miktar yukarıya doğru tırmandığını gözlüyoruz. Aman dikkat sayın okuyucu, bu artışın, tarifeli fiyattan elektrik tüketen abonelerin faturalarıyla doğrudan bir ilgisi yok.
Sadece beklenen oldu ve rüzgar santrallerini daha dikkatli çalışmaya zorlayan bir sistem devreye alındı. Tabii bu biraz sert oldu, belli bir geçiş süreci uygulansaydı daha iyi olur muydu, o başka mesele…