1. HABERLER

  2. YENİLENEBİLİR

  3. RÜZGAR

  4. Rüzgar 2040’da dünya enerji talebinin yüzde 34’ünü karşılayacak

Rüzgar 2040’da dünya enerji talebinin yüzde 34’ünü karşılayacak

Rüzgâr enerjisinin halen yüzde 4 olan global ekonomiye katkısı 2040 yılına kadar yaklaşık dokuz kat artarak yüzde 34’e ulaşacak. 

Rüzgar 2040’da dünya enerji talebinin yüzde 34’ünü karşılayacak

Enerji Günlüğü - Rüzgâr enerjisinin halen yüzde 4 olan global ekonomiye katkısı 2040 yılına kadar yaklaşık dokuz kat artarak yüzde 34’e ulaşacak. 

Rüzgâr enerjisi üreticisi Siemens Gamesa Yenilenebilir Enerji adına denetim ve danışmanlık şirketi KPMG’nin hazırladığı “Enerji geçişi bağlamında rüzgâr enerjisinin sosyoekonomik etkileri” başlıklı rapora göre, 2040 yılına kadar rüzgâr enerjisinin global enerji talebine katkısı yaklaşık dokuz kat artarak yüzde 34’e ulaşacak.

Ayrıca 2050 itibarıyla karbon emisyonlarında elde edilmesi gereken azalmanın yüzde 23’ünün rüzgâr enerjisinden sağlanabileceği ifade ediliyor. Bu oran 5,6 milyar ton karbondioksit (CO2), diğer bir deyişle en fazla kirliliğe neden olan 80 şehrin bir yıllık toplam emisyonu anlamına geliyor. Rapora göre bu azalma, yılda 4 milyon kişinin hayatını kurtararak ve sağlık harcamalarını yılda 3,2 trilyon ABD doları azaltarak topluma önemli faydalar sağlayabilir.

RÜZGARA YATIRIM 16 MİLYAR M3 SU TASARRUFU SAĞLAYABİLİR

Yeni rapor aynı zamanda enerji dönüşümünden sağlanacak diğer kazanımları da içeriyor. Susuzluk giderek daha büyük bir sorun haline geliyor ve dünya nüfusunun yüzde 40’ını etkiliyor. Rapora göre rüzgâr enerjisi, 2030 yılına kadar toplam 16 milyar metreküp su tasarrufu sağlayabilir. Bir karşılaştırma yapmak gerekirse bu rakam Lut Gölü’ndeki suyun yaklaşık yüzde 15’ine denk geliyor. 

Raporun ulaştığı bir başka sonuç da yenilenebilir enerjinin, az gelişmiş ülkelerdeki refahı artırmada kilit rol oynayabilmesi. Dünya genelinde 1 milyar insanın hâlâ elektriği yok ve 2,7 milyar insanın da yemek pişirmek için temiz yakıta ve teknolojiye erişimi bulunmuyor. Kararlı bir enerji geçişi sayesinde, dünyanın her yeri 10 yıl içinde hem elektriğe hem de temiz yakıtla yemek pişirme imkanlarına kavuşabilir.