1. YAZARLAR

  2. Mehmet KARA

  3. Pompacıya da üç hafta babalık izni verilmeli  
Mehmet KARA

Mehmet KARA

Yazarın Tüm Yazıları >

Pompacıya da üç hafta babalık izni verilmeli  

Değerli Enerji Günlüğü takipçisi Petrol Ofisi adının Türkiye’nin enerji geçmişinde önemli bir yeri olmuştur. 

2000 yılında yüzde 51’lik hissesinin İş Bankası - Doğan Holding konsorsiyumuna satılmasıyla Petrol Ofisi'nin yönetimi/kontrolü özel sektöre devredildi. Ardından bir bölümü halka açılan şirketin kamuda kalan son yüzde 16’lık hissesi de 2022 yılında satıldı. 

Kamunun akaryakıt işinden çekilmeyi tercih ettiği o tarihlerde, 6000’e yakın istasyonu ile sektörün en yaygın ve en çok istasyona sahip markası unvanını taşıyordu Petrol Ofisi. Özelleştirildikten sonra birkaç kez el değiştirdi. 

Bugün de yaklaşık 1900 istasyon Petrol Ofisi logosu altında faaliyet gösteriyor. 

Petrol Ofisi, aynı marka ile akaryakıt dağıtımının yanında depolama ve madeni yağı tesisleri ile bugün de sektörün önde gelen aktörlerinden biri konumunda.

Akaryakıt dağıtım sektöründeki dönüşümün de etkisiyle, marketleri ve diğer hizmet birimleri de düşünüldüğünde Petrol Ofisi’ne bugün ülkedeki en yaygın perakende zincirlerinden biri demek pek de yanlış olmaz. 

İyi de, bu kadar lafı niye ettin şimdi diye soranlarınız olabilir. 

İşte şimdi oraya geliyorum. 

Tüm bu yazdıklarımı, Petrol Ofisi’nden gelen bir açıklama tetikledi. 

Petrol Ofisi Grubu adına yapılan açıklamada, grup şirketlerindeki erkek çalışanlara çocuk sahibi olmaları halinde üç hafta (15 iş günü) babalık izni verileceği bilgisi yer alıyordu. Türkiye’deki iş-çalışma mevzuatına göre özel sektör çalışanı erkekler, çocuk sahibi olmaları halinde 5 iş günü babalık izni kullanabiliyor.  

Açıklamada, alınan kararın gerekçesine de yer verilmiş. Petrol Ofisi, kendi çalışanlarının yaşam kalitesini arttırma ve aile içi görev paylaşımının daha dengeli yapılmasını sağlamak amacıyla bu kararı aldığını duyuruyordu. 

Doğrusu açıklamayı görür görmez aklıma hemen akaryakıt istasyonları ve çalışanları geldi. Ve hemen bunu haberleştirmeliyiz diye düşündüm. Enerji Günlüğü ekibi de öyle düşünüp “Petrol Ofisi’nde baba olana üç hafta izin başlığı” ile bir haber yayınlamış. 

Evet, bir markanın çalışanlarına iyi maaşın yanında, insanca yaşamın gereği birtakım sosyal haklar sağlaması da çok kıymetli tabii. Ama ayrıntılara bakınca, benin aklıma ilk gelen istasyon çalışanlarının, yani pompacıların, büyük oranda bu uygulamanın kapsamı dışında kalacağı anlaşılıyordu. 

Olsun, bu yine de çok kıymetli bir adım. Sadece Petrol Ofisi Grubu şirket merkezlerindeki çalışanlar için bile olsa, üç haftalık babalık izni uygulaması çok değerli. O nedenle böylesi bir uygulamayı öneren ve onu destekleyen karar alıcıları kutlamak lazım. 

Petrol Ofisi, diğer pek çok büyük ölçekli firma/marka gibi, küresel iklim değişikliği ile mücadeleye katkı için Net Sıfır hedefi belirleyip ilan etmiş bir oyuncu. Yanı sıra çeşitli insani ve sosyal sorumluluk uygulamalarının da devrede olduğunu biliyoruz. 

Bildiğimiz bir başka şey de büyük ölçekli markalar, çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik çalışmalarını sadece sadece kendi bünyelerinde uygulamakla yetinmiyor. Parçası oldukları ekosistemi de dönüştürme sorumluluğunu üstleniyor. 

Yani çalışanlarının yanı sıra tedarikçileri, müşterileri ve yerel unsurları da bu çalışmaların bir parçası olarak görmek durumundalar. 

Madem iş bu noktaya kadar geldi, Petrol Ofisi’ne önerimiz, bu marka altında faaliyet gösteren istasyonlarda çalışanların yan hakları konusunda da bayilerini desteklesin. Öyle ya, plazalardaki ofislerdeki, masa başındaki çalışan babalar baba da pompacılar baba değil mi? 

Petrol Ofisi, bayilerini böyle bir uygulamaya yönlendirirken bunu istasyon işletmecisine bıraktığı kâr payının bir bölümünden feragat ederek mi yapar yoksa başka kaynaklar mı yaratır orasını bilemeyiz tabii. 

Madem iş buraya kadar geldi, janjanlı reklam filmleri ile büyük, çevreci, sorumlu marka imajı veren bütün akaryakıt dağıtım şirketlerini, babalık iznini uzatarak çalışanlarının sosyal yaşamlarına olumlu yönde değmeye davet ediyorum. 

Mutlu çalışan, memnun müşteri demek. Memnun müşteri başarılı şirket, başarılı şirket ise kârlı hissedar demek. Aman dikkat, sıralamayı bozmayalım, önce çalışan ve müşteri… Vahim hatalar yapılmazsa gerisi zaten kendiliğinden gelir… 

Önceki ve Sonraki Yazılar