1. YAZARLAR

  2. Hasan YİĞİT

  3. Panel kalitesi bilanço kalitesi
Hasan YİĞİT

Hasan YİĞİT

Yazarın Tüm Yazıları >

Panel kalitesi bilanço kalitesi

Türkiye pazarına gelmiş ya da gelebilecek güneş paneli üreticilerinin ürün kaliteleri üzerinde kafa yoruyordum. Anacak son zamanlarda görülmeye başlandı ki, güneş enerjisi santrali (GES) yatırımcıları açısından solar panellerin kalitesi kadar hatta belki ondan daha da önemli bir başka dikkat edilmesi gereken faktör var: Kullanılacak ekipmanı üreten şirketin mali durumu. Yani GES yatırımcıları artık mühendislik ve işletme finans bilgileri dışında menkul kıymet borsaları, yani hisse senetleri hakkında da bilgi sahibi olmalı...

Peki neden? Anlatmaya çalışayım. Ama öncelikle şunu belirteyim. Beni bu konuda bir araştırma yapmaya yönlendiren, geçtiğimiz günlerde sadece Enerji Günlüğü`nde çıkan bir haber oldu. O haber üzerine yabancı medya organlarına göz atınca, Uzakdoğulu pek çok solar ekipmanları (özellikle panel) üreticilerinin finansal durumlarına ilişkin çok sayıda habere rastladım.

Örneğin bir firma 1,6 milyar dolar gibi yüksek bir finansal borç altındaydı. Şirket borçlarını yeniden yapılandırmaya konusunda görüşmeler yaptığını açıklasa da, ortadaki borç az bir tutar değil.

Avrupa Birliği`nin damping uygulamalarının ardından Çin şirketlerinin Avrupa pazarında zorlandığının göstergesi mi bu? Yani finansal sorunlar bunun neticesi mi? Büyük olasılıkla... Ama tek neden bu olmasa gerek.

Çünkü Uzakdoğulu, özellikle Çinli şirketleri tek ayakta tutan, Çin hükümetinin desteği ve ülkede solar projeler için Giga Watt (GW) seviyesinde kapasitelerin hedeflenmesi... Sadece 2015 yılı için bu rakam 17,8 GW düzeyinde...

Yalnız bu projeler direkt satış değil de devlete elektrik satışıyla ilgili olduğundan, şirketlerin mali durumunu nasıl etkiler, benim gibi ekonomiden çok anlamayan biri için soru işareti. Daha doğrusu Çinli panel üreticileriyle ilgili olarak önümü göremiyorum.

Alman güneş enerjisi portallarındaki tartışmaları inceleyince, çoğunluğu Borsa`da bulunan Çin panel üreticilerinin hisseleri konusunda dikkatli olunması gerektiği uyarılarını görüyorum.

Araştırmamda başka bir Uzakdoğulu şirketin durumu daha vahim gözüküyor. Nedense bu şirketle ilgili Türkiye medyasında hiç haber çıkmadı. Bu şirketin 2014 yılı sonunda borcu 2,4 Milyar dolar ve bunun 430 milyon dolarlık kısmı kısa vadeli borçlardan oluşuyor. Buna karşılık 370 Milyon dolarlık nakit mevcut. Ayrıca kısa bir zaman önce bu şirket 500 Milyon dolarlık yeni bir kredi de çekmiş.

Alman www.finanzen.net portalındaki haberde çok güzel bir başlık da kullanılmış: "XXXXXSolar: Kursverdoppler oder der nächste Pleitekandidat?"
Bu başlığın Türkçesi mealen şöyle:
"Hisse katlayıcı mı yoksa bir sonraki iflas adayı mı?"

Aslında her şirketin borçları olur. Google gibi devlerin de milyar dolarlar seviyesinde yüksek borçları var. Yalnız burada her şirketin ana borcu, kısa vadede ödenecek borçları, nakit ve mal varlığı gibi verilere bir arada bakılması gerekiyor. Maalesef çoğu Uzakdoğu solar ekipmanı üreticisinin bilançosu bu pencereden bakınca negatif sinyaller veriyor.

Yine bir başka Uzakdoğu şirketinin 2015 ilk çeyrek bilançosu eksi 38,2 milyon doları gösteriyor. Bu şirket de yılda 3.6 ile 4 GW arası üretim hedefleyen bir oyuncu. Demek ki herşey yüksek üretim değilmiş.

Bildiğimiz gibi Almanya güneş paneli pazarı geçtiğimiz yıllarda böyle bir süreçten geçti. Ve sadece finansal yapısı güçlü 2-3 oyuncu ayakta kalabildi. Öbür şirketler ise piyasadan silindi. Buna benzer bir gelişme şimdi Uzakdoğu piyasasından bekliyorum.

Gelelim yine konumuza. Güneş enerjisi yatırımları maalesef minimum 20-30 yıllık yatırımlar. Ürünleri seçmeden önce şirketin durumunu da araştırmak çok önemli. Yoksa ilerleyen dönemlerde yedek parça bulmak için ikinci el piyasasında fahiş fiyatlara yedek parça alma zorununda kalma riskiyle karşı karşıya kalılabilir.

Önceki köşe yazılarımda, uzun dönemli ürün ve performans garantilerinin Türkiye için ne kadar önemli olduğunu anlatmıştım. Yazdıklarımın önemi, son zamanlarda Uzakdoğulu solar üreticileri hakkında yurt içi ve yurt dışı medya organlarında çıkan yukarıda bazı örneklerini verdiğin haberlerle bir kez daha ortaya çıkmış oldu.

Yazılarımdan birinde panel üreten ve satan şirketlere, Türkiye`de depo kurma yani sattığı ürünün belli bir yüzdesi kadar stok tutma şartı koyulması gerektiğini yazmıştım.

Böylesi bir uygulama olursa, ana üreticilerin iflası halinde depodaki ürünler devlet garantisi altına alınmış olurdu. Bu sayede yatırımcımız yedek parça bulmakta en azından bir süreliğine zorlanmazdı.

Ayrıca geçen yazımda, Türkiye`de solar ekipmanı satacak yabancılara ülke içinde Şirket kurma mecburiyeti getirilmesini önermiştim. Bu konuyla ilgili güzel bir gelişme olduğu haberini de aldım. Bir Alman Üreticisi Temmuz ayında Türkiye de Şirket kurma kararı aldığını söylediler. Bize de, darısı başka şirketlerin başına demek düşer herhalde...

Burada, yerli ve yabancı şirketlerden bir isteğim olacak. İster kendileri doğrudan, isterlerse Türkiye`deki temsilcileri aracılığıyla, 2014 yıl sonu bilançolarını ve/veya finansal borçları, kısa vadeli borçları, nakit varlıkları, malvarlıkları (Güneş Enerji Santral malvarlıklarını ayırarak) gibi bazı kritik bilanço kalemlerini bize (Enerji Günlüğü: [email protected] ve [email protected])  iletsinler. Bunları okuyucularımızla paylaşmak isteriz.

Yazıma son verirken güneş santrali yatırımcılarına da birkaç sözüm olacak. Pazarda rekabet eden ekipman üreticilerinin kalite ve fiyat politikası dışında, üreticinin büyüme ve bilançolarına da dikkat edin. Bu gerçekten çok önemli, hatta hayati birfaktördür. Mali durumun dışındaki diğer sürdürebilirlik kriterleri de hiç göz ardı edilmemeli. 

Tüm güneş enerjisi yatırımcılarına makul riskli günler dilerim. 

Önceki ve Sonraki Yazılar