1. HABERLER

  2. YENİLENEBİLİR

  3. JEOTERMAL

  4. MMO: Jeotermal yatırımlarda vahşi uygulamalar denetlenmeli

MMO: Jeotermal yatırımlarda vahşi uygulamalar denetlenmeli

Enerji Günlüğü - TMMOB Makina Mühendisleri Odası, elektrik üretimi amaçlı jeotermal yatırımlarında suya, havaya, çevreye, doğaya zarar veren denetimsiz...

MMO: Jeotermal yatırımlarda vahşi uygulamalar denetlenmeli

Enerji Günlüğü - TMMOB Makina Mühendisleri Odası, elektrik üretimi amaçlı jeotermal yatırımlarında suya, havaya, çevreye, doğaya zarar veren denetimsiz ve kural dışı vahşi uygulamaların denetlenerek derhal kalıcı önlemler alınması çağrısında bulundu.

TMMOB Makina Mühendisleri Odası, Başkan Yunus Yener imzasıyla yayınladığı açıklamada siyasi iktidarı, merkezi ve yerel kamu kurumlarını, jeotermal kaynağa dayalı elektrik üretimi için; suya, havaya, çevreye, doğaya zarar veren denetimsiz ve kural dışı vahşi uygulamalara derhal müdahil olmaya, durdurmak ve önlemek için kalıcı adımlar atmaya davet etti.

ELEŞTİRİ VE İTİRAZLAR DİKKATE ALINMADI

Bugüne değin tespit edilen elektrik üretimine uygun sahaların tamamının, genel olarak Ege Bölgesinde ve Aydın, Manisa, Denizli, İzmir, Kütahya ve Çanakkale illerinde ve bunun da planlananlarla birlikte yaklaşık dörtte birinin Aydın ilinde bulunduğuna dikkat çekilen açıklamada, Aydın’da ve Manisa’da bazı santralların insana ve çevreye zarar veren uygulamalarında; halkın, halkın temsilcisi olan demokratik platformların, meslek örgütlerinin eleştiri ve itirazlarının, merkezi ve yereldeki kamu kurum ve yönetimleri tarafından dikkate alınmadığı kaydedildi.

Açıklamada, “Atanmış ve seçilmiş yöneticilerin görevi, santral yatırımcısı sermaye gruplarının çıkarlarını kollamak değil, her ne pahasına olursa olsun o bölgede yaşayan insanların, toplumun, çevrenin, doğanın ve ülkenin çıkarlarını korumak olmalıdır. JES projelerinde yer seçiminden, projenin fizibilite aşaması, tesis, montaj ve işletme aşamalarına kadar tüm aşamalarda; toplum yararı ve çevre öncelikle göz önüne alınarak değerlendirilmeli, kurulan tesislerin verimli tarımsal arazilere, incir, üzüm vb. halkın geçim kaynağı olan ürünlerin yetiştirildiği topraklara ve ürünlere zarar vermesi önlenmelidir. Yanlış uygulamalardan canı yanan, zarar gören üreticilerin ve yaşadıkları bölgede sağlıklı yaşam haklarını savunmak için barışçıl yöntemlerle direnenlerin taleplerine kulak verilmelidir” denildi.