1. YAZARLAR

  2. Hüseyin ORTAK

  3. Küresel ısınma ekonomileri küçültüyor
Hüseyin ORTAK

Hüseyin ORTAK

Köşe Yazarı
Yazarın Tüm Yazıları >

Küresel ısınma ekonomileri küçültüyor

Enerji, ekonomik faaliyetlerin sürdürülebilmesi için başta gelen faktörlerden biri... 

İnsanoğlunun dünyadaki en temel işlerinden birisi üretim faaliyetidir ama aslında bu da özü itibariyle bir tür tüketimdir. Bu durum, ekonomik tüm faaliyetler için emek ve sermayenin yanı sıra doğanın da bu faaliyetlerde kullanıldığını ve tüketildiğini bize anlatan temel olgulardan biridir. 

Üretimde bulunurken emeği, sermayeyi, doğayı tüketir ve dönüştürürüz. Emeği, nüfusu çoğaltarak yahut beslenerek, dinlenerek, eğiterek yeniden üretiriz. Harcadığımız sermayeyi kâr ve tasarruflarla çoğaltırız. Ama tüm bu süreçlerde tükettiğimiz doğanın kendi kendini yeniden üretmesini bekleriz. 

Sanayi devriminden sonra doğa, en az iki insan ömrü kadar daha kendini yeniden üretme becerisini gösterdi. Ama son elli yıldır bunu yapmakta çok zorlanıyor. Durum, dünyadaki insan sağlığını, hatta varlığını tehdit eder hale geldi. 

Buradan da anlaşılacağı gibi, doğanın yeniden iyileştirilmesine ihtiyaç var. Bunun aksini düşünen bulunmamakla birlikte, doğanın yeniden iyileştirilmesinin nasıl finanse edileceği konusunda kafalar çok karışık. Bu konudaki farkındalık en azından geniş kitleler nezdinde yeterince yüksek değil. 

Bilim insanlarının ifade ettiği ve Paris İklim Anlaşması’nda belirtilen karbon emisyonlarının sıfırlanması ve/veya ortalama sıcaklık artışının 2 C derece ile sınırlandırılması hedefi önümüzdeki 10 yıl itibariyle mevcut iktisadi faaliyetlerde de yavaşlamayı gerektiriyor. Bu yavaşlama iktisat bilimiyle okuyucu düzeyinde ilişkili olanların da kolaylıkla tahmin edebileceği gibi ekonomik büyümenin sınırlanması anlamına geliyor. 

Nüfusun artmaya devam ettiği bir dünyada büyümeyi durdurmak mümkün mü? 

Dünyaya gelmiş bütün canlıların doyurulması ve büyütülmesi gerektiğini aklı başında herkes bilir, kabul eder. Bu nedenle yukarıdaki soruya neredeyse otomatikman “hayır” cevabı yapıştırılır. 

Ancak, dünyamız nüfus artışı ve ekonomik büyüme çelişkisiyle karşı karşıya... Bilim dünyası, artan doğal felaketler ve iklim kaynaklı göçlerin acil çözüme ihtiyaç gösterdiğine vurgu yapıyor. Nüfusu küçültmemiz de mümkün değil. Bu durumda geriye tek alternatif kalıyor: Kontrollü ekonomik küçültme! 

Ekonomik küçülme de kendi içinde yoksullaşma, gelir dağılımında aşırı bozulma gibi sonuçlar doğurma ihtimali çok yüksek bir süreç. Sosyal olarak ciddi sonuçlara yol açabileceği de ortada... Ancak, her şeye rağmen en azından şimdilik bu yola başvurmaktan başka da bir yol görünmüyor. 

Dünyanın en büyük sigorta reasürans şirketlerinden Swiss Re, bu yıl yayınladığı bir bir raporda Türkiye için Paris İklim Anlaşması’na uyumlu karbon emisyonu hedefi belirlemesi halinde ne olacağına dair bir tahmine yer vermiş. Raporda, böylesi adım atması halinde Türkiye’nin GSYİH azalışını yüzde 2.5 oranında tutabileceği ifade ediliyor. Ancak hemen belirtelim, bu tahmin en iyi senaryoya göre ulaşılacak sonuca işaret ediyor. Oysa önlem alınmadığı, eski usul devam edildiği takdirde Türkiye GSYİH’sinin yüzde 10.3 oranında azalması riski ile karşı karşıya... 

Komplo teorisi meraklılarının söylediği gibi, bu durumdan etkilenenler sadece bizim gibi etki gücü yüksek ve müstakbel küresel (En azından bölgesel) oyuncu bir kaç ülke etkilenmiyor. Olumsuz senaryoda ise Çin yüzde 24 ABD, Kanada ve İngiltere gibi gelişmiş kapitalist ülkeler yüzde 10’luk kayıp riskleriyle karşı karşıyalar. 

Yukarıda saydığım yüksek oranda etkilenecek ülkelerin tamamı ekonomide kamu payının ve idaresinin sınırlı, özel girişimin yaygın olduğu ekonomiler. Bu durum bizce, karbon salımının çok büyük ölçüde özel sektör temelinde çözülmesi gereken bir sorun olduğu ve özel sektörün kâr ve rekabet motivasyonunun bu sınırlamalara uygun zemin oluşturup oluşturmayacağı sorularını etrafında düğümleniyor. Ne dersiniz? 

Önceki ve Sonraki Yazılar