Enerji Günlüğü – Enerji’de 3D döneminin başladığını ifade eden TÜSİAD Enerji Çalışma Grubu Başkanı Kıvanç Zaimler, sektörde dijital, dağıtık ve düşük karbon fırsatlarının desteklenerek enerji ekosisteminin verimli bir yere geleceğini ve yerli kaynakların verimli teknolojilerle çevreye uyumlu hale getirileceğini söyledi.
TÜSİAD Enerji Çalışma Grubu ve Boston Consulting Group (BCG)’un birlikte hazırladığı “Sürdürülebilir Gelecek İçin Sürdürülebilir Enerji: Kısa ve Orta Vadeli Öneriler” raporu tanıtım toplantısında değerlendirmelerde bulunan Enerji Çalışma Grubu Başkanı Kıvanç Zaimler, enerjide 3D modelinin öne çıktığını ve bu modelle dijital, dağıtık ve düşük karbon fırsatlarının desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi. Zaimler, “teknoloji ve dijitalleşmeden yararlanarak yerli kaynaklarımızı güçlü teknolojilerle çevreye uyumlu hale getirebilir bununla birlikte enerji arz güvenliğini güçlendirip ekonomimize katma değer sağlayabiliriz” dedi.
ENERJİ HER SEKTÖRÜN EN ÖNEMLİ GİRDİSİ
Zaimler, Enerji Çalışma Grubu olarak enerji sektörünü Türkiye için çok stratejik ve hayati öneme sahip bir sektör olarak gördüklerini belirtti. “Temel hedefimiz enerji sektörünün güçlü ve sürdürülebilir büyümesine katkı sunmak, verimli üretim, iletim ve tüketimi teşvik ederek ülkemizin her alanda rekabetçiliğini artırmak, böylelikle de Türkiye’nin ekonomik ve sosyal gelişme hedeflerini desteklemek” diyen Zaimler, çalışmalarında temel odak noktalarının, arz güvenliği, verimlilik, rekabetçilik, yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları, AR-GE ve teknolojik gelişim odağı, toplam refahın ve yaşam kalitesinin artırılması, yüksek iş sağlığı ve güvenliği standartları, çevre ile uyum ve sektörde büyük ihtiyaç olarak görülen yetkin insan kaynağı perspektifi olduğunu belirten Kıvanç Zaimler sözlerini şöyle sürdürdü “Bu konuların, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız tarafından ortaya konulan Milli Enerji ve Maden Politikası’nın en önemli 3 odağı olan arz güvenliği, yerlileştirme ve öngörülebilirlik ile uyum içinde ve destekleyici olduğunu görüyoruz. Bu perspektifle gerçekleştirdiğimiz Sürdürülebilir Gelecek için Sürdürülebilir Enerji çalışmamızı hazırlarken 21. yüzyılda birincil enerji kaynağı olarak öne çıkan doğal gaz ve ikincil enerji kaynağı olarak öne çıkan elektrik sektörlerimizin stratejik önemi ve gelişiminden yola çıktık. Enerjinin, her sektörün en önemli girdisi olduğu bilinciyle ve sektörlerle işbirliği içinde, Milli Enerji ve Maden Politikası’nı en iyi şekilde uygulamaya dönüştürecek ve bunu uygularken üzerine de ilave edebilecek, sektörümüzün potansiyelinin değerlendirilmesine, ekonomimize ve global rekabetçiliğimize, aynı zamanda da enerji tüketicimize azami katkı ve değer sunacak bir çalışma yapmayı hedefledik.”
İLAVE KATMA DEĞER YARATABİLİRİZ
Stratejik bakış açısı ile güçlü ve sürdürülebilir bir ekonomik büyüme ve kalkınmayı enerji sektörü olarak desteklemek için çalıştıklarını, nasıl ek katma değer yaratabiliriz sorusuna cevap aradıklarını belirten Zaimler, “3D, yani “dijital”, “dağıtık ve “düşük karbon” fırsatları ile desteklenerek, enerji ekosistemini daha verimli bir konuma ulaştırarak, teknoloji ve dijitalleşmeden en iyi şekilde ve yerlileştirerek faydalanarak, yerli kaynaklarımızı verimli teknolojilerle ve çevreye uyumlu ve özellikle de mevcut duruma göre çok daha yüksek kurulu güç potansiyeline sahip olduğumuz yenilenebilir kaynaklarımızı en etkin şekilde değerlendirerek, enerji arz güvenliğini ve rekabetçiliğini güçlendirmek, ekonomiye daha yüksek ek katma değer sağlamak, aynı zamanda yeni istihdam alanları yaratmak, Türkiye’nin global rekabetçiliğini güçlendirmek, Türkiye’yi dünya ekonomisinde üst sıralara taşımak hedeflerimize eş zamanlı çok önemli katkı sağlayabileceğimizi gösterdik. Milli Enerji ve Maden Politikası üçlü sac ayağını destekleyerek, Türkiye ekonomisinde yüksek büyümeyi ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerini ileriye taşıyarak, 2030 yılı itibariyle yıllık 34 milyar dolarlık ilave katma değer yaratılabileceğini hesapladık” dedi.
Raşit Kırkağaç