Enerji Günlüğü - Uluslararası danışmanlık şirketi Kearney, elektrikli araç satışlarında artışın fiyatları düşürecek vergi teşviki ve Ar&Ge desteği, reklam desteği, işbirliği destekleri ve şarj altyapısının geliştirilmesi için destek ve regülasyon ile sağlanabileceğini kaydetti.
Uluslararası danışmanlık şirketi Kearney, elektrikli araçlar sektörünün durumu ve geleceğine dair beklentileri içeren bir rapor yayınladı. Raporda elektrikli araç satışlarının arttırılabilmesi için 5 öneri öne çıktı. Bu öneriler ise elektrikli araçların fiyatını düşürmek için vergi avantajı sağlanması; şarj altyapısının gelişmesi için destek ve regülasyon; fiyatı ucuzlatmaya odaklı Ar-Ge desteği; reklam desteği ve otomotiv üreticilerinin filo şirketleri ve bankalarla kuracağı işbirliklerinin desteklenmesi olarak sıralandı.
ELEKTRİKLİ ARAÇLARIN PAYI HENÜZ %5’E ULAŞMADI
Rapora göre, elektrikli araçların küresel otomotiv satışlarındaki payı henüz yüzde 5’e ulaşamadı. Türkiye’de ise elektrikli ve hibrit araçların pazar payı yüzde 3.4’le sınırlı kaldı. Kearney’e göre kısa menzil, yüksek fiyat ve sınırlı seçenek, elektrikli araçların yaygınlaşmamasının önündeki en önemli engeller. Elektrikli araçların fiyatını düşürmek için vergi avantajı şart. Reklam ve Ar-Ge desteğine de ihtiyaç var. Otomotiv üreticilerinin filo şirketleri ve bankalarla kuracağı işbirliklerinin de desteklenmesi gerekiyor.
TÜKETİCİNİN İKNA EDİLMESİ GEREKİYOR
Kearney uzmanlarının değerlendirmesine göre elektrikli araç satışlarının kritik eşiği aşabilmesi için tüketicilerin finansal ve günlük kullanım açısından bu araçları edinmenin mantıklı olduğuna dair ikna edilmeleri şart. Bunun için öncelikle elektrikli araçların evde ve işte kolayca şarj edilebilmeleri gerekiyor.
Tüketicilerin elektrikli araç edinme konusunda tereddüt yaşamasının en önemli nedeni, bu araçların ortalama menzilinin 450 kilometre ile sınırlı olması. Üstelik elektrikli araçların tek şarjla kat edebileceği mesafe, soğuk havalarda daha da kısalıyor.
Öte yandan Kearney uzmanları, elektrikli araçların menzilini artırmanın maliyet üzerinde aşağı yönlü bir etki doğurmayabileceğine dikkat çekti ve devlet desteklerinin fiyatı azaltmaya yönelik Ar-Ge çalışmalarına yöneltilmesi gereğini belirtti. Raporda, “Elektrikli araçlarda en maliyetli kısım pil olduğu için devlet destekleri özellikle bu alandaki çalışmaları hedeflemeli” denildi.
Yine, elektrikli araç teknolojisinde nadir bulunan elementlere ve kobalta bağımlılığı ortadan kaldıracak Ar-Ge çalışmalarının desteklenmesinin özel bir önem taşıdığı kaydedildi.
YÜKSEK FİYATLAR CAYDIRICI
Kearney’in raporuna göre elektrikli araçların daha az tercih edilmesinin ikinci önemli nedeni ise fiyatlar. Elektrikli araçların yüksek fiyattan satılmasının arkasında ölçek ekonomisinin oluşturulamaması yatıyor. Yüksek sayılarla üretime geçilememesinin yol açtığı birim başına yüksek maliyet, bu araçların yüksek fiyatlarla satılmasına yol açıyor.
DEVLET DESTEĞİNE İHTİYAÇ VAR
Yeni gelişen endüstrilerin kritik eşiği geçebilmek için devlet desteğine ihtiyaç duyduğu belirtilen raporda, elektrikli araçların sadece çalışanlara ve tüketicilere fayda sağlamadığı; havayı temizlediği ve karbon salımını azalttığı için küresel ısınmanın yavaşlatılması ve çevrenin korunmasını da sağladığı kaydedildi.
Kearney uzmanlarına göre, elektrikli araçları tüketici açısından daha tercih edilir kılmanın bir yolu da seçenek sayısını arttırmak. Ucuzdan pahalıya, büyükten küçüğe, arazi için olanından şehir içi versiyonuna pek çok model seçeneğinin bulunması, elektrikli araçların yaygınlaşabilmesi için büyük önem taşıyor.
TEŞVİKLER VERGİ İLE SINIRLI KALMAMALI
Rapora göre elektrikli araçların yaygınlaşması için devlete düşen önemli sorumluluklar da var. Bunların başında vergi teşvikleriyle fiyatın azaltılması geliyor. Yerel yönetimlere ve enerji şirketlerine yönelik destekler de, Kearney uzmanlarına göre altyapının gelişmesini sağlayacağı için önem taşıyor. Rapora göre devletlere düşen bir başka görev, otoparklar ve trafikte bazı avantajlar sağlayarak elektrikli araçların cazibesini artırmak.
Kearney raporunda, elektrikli araçlara yönelik devlet desteklerinin vergi teşviklerinden ibaret olmadığı, farklı desteklere de ihtiyaç duyulduğu belirtildi. Bunlardan biri, yerleşim bölgelerinde şarj altyapısının oluşturulması. Bu kapsamda, yeni yerleşim bölgelerinde şarj altyapısının oluşturulmasının yasal bir zorunluluk haline getirilebileceği belirtildi. Bir diğer seçenek olarak, şarj altyapısının oluşturulmasına yönelik düşük faizli kredilerin sağlanması.
Raporda ayrıca güçlü destekler sunan ülkelerde elektrikli araçların daha hızlı yaygınlaştığına ve destek kesilince satışların düştüğüne dikkat çekildi.
İŞBİRLİKLERİ DESTEKLENMELİ
Devletin elektrikli araçlara destek verebileceği bir başka alan, otomotiv üreticilerinin filo şirketleri ve bankalarla işbirlikleri. Kearney uzmanlarına göre, tüketicideki elektrikli araçlara yönelik psikolojik bariyerleri kaldırmak için devletler görev üstlenmeli. Raporda bu kapsamda ilgili resmi makamların şarj istasyonlarının görünürlüğünü artırması önerildi. Bir başka öneri, kamu spotları ile başlangıç maliyetleri yüksek olsa da elektrikli araçların uzun vadede daha kârlı olduklarını vurgulamak.
SALGIN DÖNEMİNDE DESTEKLER SÜRMELİ
Kearney uzmanlarına göre, Covid-19 salgınından çıkış dönemi, teşviklerden vazgeçilerek elektrikli araç üreticilerinin kendi ayakları üzerinde durmalarını beklemek için pek doğru bir zaman değil. Kearney Türkiye Direktörü Onur Okutur, halihazırda sağlanan tüm desteklere rağmen elektrikli araçların maliyetinin konvansiyonel araçlardan hâlâ çok yüksek olduğuna dikkat çekerek, “Buna rağmen elektrikli araçların, bireysel alıcılar için ağırlıklı olarak tüketici hassasiyetinden, kurumsal alıcılar açısından ise karbon nötr yaklaşımından ötürü tercih edildiğini söyleyebiliriz. Fosil yakıtlı muadillerine göre pahalı olduğu halde bu araçları almayı tercih edenleri caydırabilecek adımlar atmamakta fayda var” dedi.