Enerji Günlüğü - Sanko Enerji Jeotermal İşletmeler Genel Müdür Yardımcısı Sedef Karagöz, enerji üretiminde toplumsal mutabakatın şart olduğunu belirterek, bir dönem jeotermal kaynakların vahşice kullanıldığını ve bunun izlerini yok etmek için enerji üreticilerini büyük işlerin beklediğini söyledi.
Enerjisa Üretim tarafından gerçekleştirilen Enerji Sektöründe Fiziksel Varlık Yönetimi Konferansı kapsamında gerçekleştirilen “Sürdürülebilirliğe İlham Verenler” panelinde konuşan Sanko Enerji Jeotermal İşletmeler Genel Müdür Yardımcısı Sedef Karagöz, şirketin sürdürülebilirlik projeleriyle ilgili bilgiler paylaştı. Sanko Enerji’nin üç adet jeotermal enerji santrali işlettiği Manisa’nın Salihli ilçesinde gerçekleştirdikleri projeler kapsamında konutlara jeotermal ısıtma desteğinin yanısıra, yerel ekonomiye katkı için pazaryeri projesi de hayata geçirdiklerini kaydeden Karagöz, Bodrum ve Göcek koylarında deniz atıklarının toplanıp değerlendirilmesi için de bir projeye devam ettiklerini ifade etti.
“TOPLUMSAL MUTABAKAT ŞART”
Çok zengin bir tarih, kültür ve jeolojik yapıya sahip Salihli’de ilk santral kurulumunda yöre halkı ile yapılan etki analizine değinen Karagöz, bu dönemde şirketin tanınmadığını ve jeotermale karşı eski yanlış uygulamalardan kaynaklı çok negatif bir tepki olduğunu ifade etti. Karagöz, “Bunun da sebebi çok net aslında. İlk jeotermal santraller yapılmaya başladığında bilgisizlik, tecrübesizlik ve kontrolsüzlük nedeniyle bir sondaj sırasında bütün akışkan doğaya yayılmış, bağlar bahçeler kurumuş. Enerji üretimi yapan herkes için toplumsal mutabakat şart. Çünkü birlikte yaşıyoruz. Toplum mutlu değilse bizim orada elektrik üretmemizin ne manası var” dedi.
SANKO KENDİ BAĞINI İŞLETİP ETKİLERİ ÖLÇÜYOR
Bu nedenle santrallerden birinin önünde 180 dönüm kendi üzüm bağını kurduklarını belirten Karagöz, “Strateji gereği kendi bağımızı takip etmek istedik. Biz kendimiz görüyoruz, herhangi bir etkimiz var mı, başka birine zarar veriyor muyuz diye görmek istiyoruz” dedi.
“BİR DÖNEM VAHŞİ BİR KULLANIM OLDU”
Jeotermal yatırımlarında çevreden gelen desteğin ve çalışan motivasyonunun önemine değinen Karagöz, gelen her türlü eleştiriyi ve öneriyi dikkate almak gerektiğini vurguladı. Karagöz, “Bir dönem vahşi bir kullanım oldu. Bunu hepimizin kabul etmemiz gerekiyor. Bu vahşi kullanımın izlerini yok etmek için enerji üretiminde çalışanlar için büyük işler bizi bekliyor” ifadelerini kullandı.
JEOTERMAL ISITMAYA DESTEK
Salihli’de 8500 konutun jeotermal kaynakla ısıtıldığını belirten Karagöz, “Ama nüfus arttıkça, konutlar arttıkça doğal gaz geldi. Halk önce doğal gazı tercih etti. Çünkü jeotermal ısıtma için ilk yatırım bedeli var. Konutlarda eşarjör takılıyor vs. Fakat şimdi o kadar büyük bir talep var ki… 15 yıla yakındır jeotermalle ısıtıyorlar fakat rezervuarlarını yönetemedikleri için kaynakla ilgili ısınamama, yetmeme gibi problemleri ortaya çıkıyor. Burada da biz etkili bir şekilde tamamen toplumsal bir destek amaçlı bütün kaynağı getiriyoruz, teknik olarak da yönetmeye gayret ediyoruz” dedi.
PAZARYERİ PROJESİ AÇILIŞA HAZIRLANIYOR
Karagöz, sürdürülebilirlik projelerinde belediyelerle ve tüm kurumlarla işbirliği içinde çalıştıklarını kaydederek, Salihli’de ekonomiye de katkıda bulunmak amacıyla yöre halkının kendi ürünlerini satabileceği Pazaryeri projesini hayata geçirdiklerini ifade etti. Kapalı ve açık dükkanların bulunduğu ve aynı zamanda iki dükkanda çocuklara yenilenebilir enerji eğitimleri ve gösterimleri sunulan pazar yerinin tamamlandığını ve Ocak Şubat ayı gibi açılışının gerçekleşeceğini söyledi.
BODRUM VE GÖCEK KOYLARINDA DENİZ TEMİZLİĞİ YAPILIYOR
Şirket olarak yürüttükleri sürdürülebilirlik projeleriyle ilgili bilgi paylaşan Karagöz, 2011 yılından bu yana denizlerdeki atıkların toplanmasına yönelik bir proje sürdürdüklerini kaydetti. Karagöz, bu projede iki tekne ile Bodrum ve Göcek Koylarında atıkları toplayıp arıtma tesislerine gönderdiklerini ifade etti. Bununla iklim eyleminde ve özellikle deniz habitatına verilebilecek zararların önüne geçmeye çalıştıklarını kaydetti.
Sabiha KÖTEK - Enerji Günlüğü