1. HABERLER

  2. PETROL

  3. JMO: Teklif halkın değil şirketlerin ihtiyaçlarını karşılıyor

JMO: Teklif halkın değil şirketlerin ihtiyaçlarını karşılıyor

JMO, enerjiyle ilgili kanun teklifinin halkın ihtiyaçlarını değil; şirketlerin ve iktidarın ihtiyaçlarını gidermek için hazırlandığını öne sürdü. 

JMO: Teklif halkın değil şirketlerin ihtiyaçlarını karşılıyor

Enerji Günlüğü - JMO, enerjiyle ilgili kanun teklifinin halkın ihtiyaçlarını değil; şirketlerin ve iktidarın ihtiyaçlarını gidermek için hazırlandığını öne sürdü. 

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası’nın (JMO), enerji ile ilgili yasa teklifi hakkında Yönetim Kurulu imzasıyla yayınladığı basın açıklamasında, torba yasanın şirketlerin ve iktidarın ihtiyaçlarına cevap vereceği ifade edildi. 

Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin jeoloji mühendisliği hizmet alanlarını ilgilendiren maddelerini Oda olarak incelediklerini bildiren açıklamada, iktidarın birbiriyle ilgisi olmayan çok sayıda kanun değişikliğini yine aynı torba içine atarak düzenlemelerdeki olumsuzlukları toplumun gözünden kaçırmaya çalıştığı öne sürüldü. 

“MADENLERİN SÜRE UZATIMINDA BAKAN ONAYI HUKUKU BY PASS EDİYOR”

Tasarıda maden ruhsatlarında süre uzatım talebinde bulunan ancak değerlendirme aşamasında olan şirketlerin üretim faaliyetlerine Bakan onayı ile 12 ayı geçmeyecek şekilde devam etmesinin öngörüldüğü hatırlatıldı. Basın açıklamasında bu düzenlemeyle ilgili; süre uzatımını değerlendiren ve 12 aya kadar izin veren merciin de aynı Bakanlık olduğu ifade edildi ve Bakanlığın süresi içinde değerlendirme yapılabilecekken böyle bir maddeye neden ihtiyaç duyulduğu soruldu. 

Açıklamada konuyla ilgili şunlar kaydedildi, “Böyle bir değerlendirme sonunda süre uzatımı verilmemesi halinde, Bakan onayı ile işletme faaliyetinde bulunulan ruhsat hukuksuz duruma düşecek, 12 ay boyunca Bakan onayı ile yapılan yatırım harcamaları boşa gidecek, yapılan doğa tahribatı da cabası olacaktır. Bu düzenleme ile madencilik faaliyetlerinde bulunan bazı firmalar tarım, orman,  ÇED gibi hiçbir izin alınmasını beklemeksizin çalışmalarına devam edecektir. Bakan onayı, işletme için gerekli her türlü yasal mevzuatın ve işlemin önüne geçirilmektedir. Hukuk devletinde bu durum kabul edilebilir değildir”.

“TTK VE TKİ’NİN HER TÜRLÜ AYRICALIĞI RÖDOVANSÇILARA DEVREDİLİYOR”

Teklifin 4. maddesiyle Türkiye Taşkömürü Kurumu ile Türkiye Kömür İşletmelerinin uhdelerinde bulunan ve rödovansçılara devredilen maden ruhsatlarının, kamu kurumunun getirdiği mevcut bütün muafiyetlerden faydalanmasının sağlandığını bildiren açıklama “Orman, çevre, tarım gibi izinler de dahil rödovansçı şirketlere önemli ayrıcalıklar sağlanmakta, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda zaten sorunlu olan bu şirketler korunmaktadır” diye devam etti. 

“TEKLİF ŞİRKETİN YAPMASI GEREKEN ALTYAPIYI BELEDİYEYE YÜKLEYECEK”

Doğal Gaz Piyasası Kanunu’na ilave edilen ve imar geçmemiş yerlerle büyükşehirlere yeni bağlanan yerleşim birimlerinde doğalgaz altyapı maliyetini belediyelere yükleyen hükümlerin doğalgaz dağıtım şirketlerine menfaat sağlayan düzenlemeler olduğu vurgulandı ve şunlar ifade edildi, “Bu şirketlerin yapmaları gereken alt yapı maliyetlerinin belediyelerce üstlenilmesi öngörülerek ticari faaliyette bulunan şirketin yatırım harcamaları belediyelerce, yani kamu kaynaklarından karşılanır hale getirilmektedir. Kamu, doğal gaz dağıtım şirketleri lehine gereksiz zarara uğratılmak istenmektedir”.

“KANUNLARDAN MUAF SORUMLULUK TAŞIMAYAN ŞİRKETLER YARATILIYOR”

Açıklama şöyle devam etti, “Teklifin 9. maddesinde KİT’lerin yurtdışında kurdukları petrol, doğal gaz ve madencilik şirketlerini tüm avantajlarını koruyarak Türkiye’ye taşımalarına imkan sağlanmaktadır.  Bu maddeyle kamu kuruluşlarının yurtdışı şirketleri, özel bir şirket gibi ülke içinde faaliyette bulunabilecek, bu şirketlere özel, ülke içinde yapay vergi cenneti yaratılmış olacaktır. Bu şirketler ayıca,  Kamu İhale Kanunu, Türk Ticaret Kanunu hükümlerinden ve personel alımına ilişkin mevzuat düzenlemelerinden de muaf tutulacaklardır. Cumhurbaşkanlığı kararıyla kurulacak olan söz konusu petrol, doğal gaz, madencilik şirketlerinin her türlü denetim mekanizmasından ve yükümlülüklerden uzak şekilde Türkiye’de faaliyette bulunmaları sağlanmış olacaktır. Batı Karadeniz’deki doğal gaz keşfiyle ilgili olabilecek bu düzenleme ile TPAO’nun yan kuruluşu olarak yurtdışında aynı amaçla faaliyet göstermek amacıyla kurulan TPIC’in, her türlü ayrıcalığı ile ülke içine taşınması halinde Batı Karadeniz ruhsatlarının sahibi olan TPAO’nun işlevinin ne olacağı, TPAO varken neden ülke içinde aynı konuda faaliyet gösteren ikinci bir şirkete ihtiyaç duyulduğu konusu ise açıklanmaya muhtaçtır. Açıktır ki, her türlü muafiyetten faydalanan ve kamusal denetimden uzak, kamusal işleyişe tabi olmayan, liyakatten uzak kişilerin yönetimlere atandığı, keyfi kararlar alabilecek yeni şirketler yaratılmak istenmektedir”.

“TEKLİF BOTAŞ’A KURALSIZ GAZ ALIM YETKİSİ VERİYOR”

“Kanun Teklifinin 10. ve 11. maddeleri ile BOTAŞ tarafından yapılacak yurtdışı doğalgaz alımlarının Kamu İhale Kanunu dışına çıkartılması sağlanarak, BOTAŞ’a kuralsız gaz alımı yetkisi verilmektedir. Diğer taraftan, TPAO’ya denizlerdeki petrol arama ve üretim faaliyetlerindeki mal ve hizmet alımlarında tanınan parasal limiti olmayan istisnalar, BOTAŞ ve alt şirketlerine, karasal alanlarındaki faaliyetlerini de kapsayacak şekilde genişletilmektedir”.

Teklifin jeotermal kaynaklarla ilgili düzenlemelerinin, idare payını yerelden merkeze aktaran düzenlemeler olduğunu anlatan basın açıklaması, bu yöndeki hükümlerin yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıkları ile il özel idarelerinin gelirlerini azaltacağı kaydedildi. 

“HALKIN DEĞİL ŞİRKETLERİN İHTİYACI”

Açıklama şu sözlerle tamamlandı, “Siyasi iktidar torba yasa mantığı ile ilişkisiz bir dizi kanunda değişikliği aynı anda yaparak, tasarının kamu yararına aykırı içeriğini halkın bilgilenmesinden kaçırmakta; şirketlere bazı kolaylık ve avantajlar sağlanmaktadır. Siyasi iktidar tarafından yapılan hemen hemen bütün kanun değişikliklerinde olduğu gibi bu yasal düzenleme de, halkın değil şirketlerin ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanırken;  siyasi iradenin, kamu denetiminden uzak, ihale kanununa tabi olmayan, kuralsız, keyfi kararlar alabileceği kendine bağlı yeni şirketler oluşturma amacına hizmet etmektedir”.

İlgili Haberler