1. YAZARLAR

  2. Mehmet KARA

  3. İş Bankası’nı enerji oyuncusu yapan nedenler...
Mehmet KARA

Mehmet KARA

Yazarın Tüm Yazıları >

İş Bankası’nı enerji oyuncusu yapan nedenler...

Türkiye’de elektrik üretimi alanındaki oyuncu sayısı çok arttı, artmaya devam ediyor ve edecek gibi de duruyor. Aktör sayısındaki artışın nedeni her tüketicinin kendi elektrik ihtiyacını kendi eliyle üretme imkanına sahip olması.

Yanlış anlaşılmasın, eskiden de dileyen vatandaş kendi ihtiyacını karşılamak için çeşitli büyüklüklerde elektrik üretim tesisi kurabilirdi. Ancak bunu yapmak pek akıl kârı değildi. Çünkü devlet daha yedi yıl öncesine kadar elektriği tamamen kendisi tedarik ediyordu ve bu işin maliyeti belliydi. Ayrıca elektrik üretmeye kalkışmak hem devlet işi olarak biliniyor, hem de yüksek maliyetli bir yatırım gerektiriyordu.

Bugün durum farklı. Konutlarda aydınlatma, ısıtma ve pişirme amaçlı enerji kullanımı dışında, artık elektrik ticari bir ürün, dolayısıyla fiyatı piyasada oluşan bir emtia. Dolayısıyla, mal ya da hizmet satan herhangi bir ekonomi aktörü, kendi satış fiyatını belirleyebilmek amacıyla maliyetini kontrol etmeye giriştiğinde 10 yıl öncesinde olduğu gibi enerji kalemini sabitleme imkânına sahip değil.

Günümüzde şirketler elektrik maliyetini ille de sabitlemek istiyorsa, başka bir finansal enstrüman kullanmak, mesela vadeli elektrik kontratlarıyla gelecekteki maliyetleri şimdiden netleştirmek durumunda. Tabii onun da bir maliyeti olduğunu unutmayalım.

Bu arada, ya sabitlediğiniz fiyat, ileride oluşacak piyasa fiyatının çok üstünde kalırsa? Böylesi bir durumda da rekabet gücünüzün zayıflaması kaçınılmaz. Velhasıl, enerji giderleri, yönetilmesi gereken kritik bir maliyet kalemi artık.

İyi de, enerji maliyetleri nasıl yönetilecek? Bunun çeşitli yol ve yöntemleri var. Bunlardan biri uzun dönemli ikili anlaşmalarla elektrik tedarik etmek. İkincisi, vadeli işlemler piyasasında elektrik kontratları açıp, gelecekteki enerji maliyetini garantiye almak.

Ve üçüncüsü. İşte burası çok önemli. Üretici sektörlerin enerji maliyetini yönetmek için kullanabilecekleri en önemli yöntemlerden biri kendi elektriğini üretmek.

Evet ama nasıl?

Öz tüketim amaçlı lisanssız elektrik üretim tesisleri kurmak, enerji maliyet kalemini yönetmek için kullanılabilecek enstrümanlardan biri. Fabrika, ofis, atölye ve benzeri bina çatılarına ya da açık araziye güneş santrali kurmak, uygun yerlere rüzgâr türbinleri dikmek, hatta jeotermal santral kurmak, kendi atıklarından elektrik elde edecek şekilde biyokütle santrali kurup işletmek ve hatta hidroelektrik santrali inşa etmek lisanssız elektrik üretme konusundaki seçenekler arasında yer alıyor. Son dönemde kendi ihtiyacı için özellikle güneşe dayalı elektrik üretim tesisi kurmak en çok tercih edilen yöntem diyebiliriz.

Peki lisanssız tesislerle yetinmeyip, bildiğiniz elektrik sektörü oyuncusu olmak da bir yöntem değil mi? Elbette öyle. Devletin yeni elektrik üretim santrali kurmaktan vazgeçmeye karar verdiği 2001 yılından itibaren elektrik santrali işletmeciliğine soyunan özel şirketlerden bazıları, daha önceki asli işlerini bir yana bırakıp, enerjiyi ana faaliyet konusu olarak benimsedi.

Bu arada, esas faaliyetlerini asla bir yana bırakmadıkları ve bırakmayacakları halde elektrik sektörünün önde gelen oyuncuları arasına katılan aktörler de söz konusu. Son zamanlarda bunun en tipik örneklerden biri Şişecam Topluluğu.

İş Bankası ve benzeri iş kollarındaki iştirakleriyle finans sektörünün önde gelen oyuncularından olup, aynı zamanda Şişecam ile taş ve toprağa dayalı iş kollarının lideri konumunda bulunan Şişecam Grubu’ndan söz ediyorum.

İş Bankası Grubu, İş Enerji adlı iştiraki eliyle gerçekleştirdiği hamlelerin sonucunda, kurulu güç itibariyle 1000 MW sınırını aşan elektrik oyuncuları arasındaki yerini aldı.

Peki İş Bankası Grubu, neden bu işlere yoğunlaştı? Cevaplamaya çalışalım...

Evet, çok açık ki, grup yönetimi, enerji giderlerini daha iyi yönetme çabasının bir sonucu olarak elektrik üretim oyuncusu olmanın avantajını görüyor. İkinci ve belki de daha önemli bir başka neden ise grubun karbon sıfır hedefi.

Peki karbon sıfır bir grubu pek tanımadığı bir sektörde önemli yatırımlara yöneltecek kadar önemli mi? Lafı hiç dolandırmayalım, aynen öyle!

Bir kere cam üretimi enerji yoğun bir faaliyet. Dolayısıyla bu sektördeki bir oyuncu için karbon ayak izini silmenin yolu, elden geldiğince yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilmiş elektrik kullanarak faaliyet göstermekten geçiyor.

Üretim sürecinin zorunlu kıldığı fosil yakıt kullanımının getirdiği karbon ayak izini silmek için de, temiz enerji sertifikası satın almak gerekiyor tabii. Bunlar önemli, çünkü bardak, vazo, sürahi, şişe gibi cam ürünlerin Avrupa pazarına girişte karbon vergisi engeline takılmaması için tüm bunlar şart.

Özetle, İş Bankası’nı Türkiye elektrik sektörünün gigavatlık oyucuları listesine sokan nedenler bunlar. Karbon Sıfır hedefini tutturmak ve enerji maliyetlerini daha iyi yönetebilmek.

İş Bankası bu konuda tek sayılmaz.

Hele şöyle bir düşünün, şu ya da bu ölçüde, İş Bankası Grubu’nun attığı adımların benzerini atan çok sayıda bilindik şirket göreceğinizden eminim.

Önceki ve Sonraki Yazılar