Enerji Günlüğü - Dünya Ekonomik Forumu'nun düzenlediği Davos Zirvesi'nde son güne girilirken İran'ın nükleer politikaları birden fazla oturumda hararetli tartışmalara neden oldu. İran’ın uranyum zenginleştirme çalışmalarına hız verdiği ve nükleer silah üretimi için gereken seviyenin %90’ına yaklaşmakta olduğu dile getirildi.
“İRAN URANYUM ZENGİNLEŞTİRMEDE GAZ PEDALINA BASTI”
Birleşmiş Milletler (BM) Nükleer Gözlemci Şefi Rafael Grossi, İran'ın uranyum zenginleştirmede "gaz pedalına bastığını" kaydederek, İran'da bu adımların etkisini göstermeye başladığını söyledi. Reuters'ta yer alan habere göre Grossi, Tahran-Washington hattında diplomasinin önemine değindi.
Grossi, “İran daha önce ayda aşağı yukarı 7 kilogram zenginleştirilmiş uranyum üretirken, bu seviye şimdi 30 kilogramın üzerine çıktı. Bence bu, hızlanmanın açık bir göstergesi. Gaz pedalına basıyorlar” ifadesini kullandı.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, %90 seviyesine kadar zenginleştirilmiş yaklaşık 42 kg uranyumun prensipte bir nükleer bomba için yeterli olacağı yönünde uyarıyor. Grossi, İran'ın şu anda %60'a kadar zenginleştirilmiş yaklaşık 200 kg uranyuma sahip olduğunu hatırlatarak, yine de ilave santrifüjlerin (uranyumu zenginleştiren makineler) kurulması ve devreye sokulmasının zaman alacağını belirtiyor.
“İRAN NÜKLEER SİLAH HEDEFİ OLMADIĞINI AÇIKÇA ORTAYA KOYMALI”
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de İran'ın nükleer silah geliştirmeyi amaçlamadığını açıkça ortaya koyarak bölge ülkeleri ve ABD ile ilişkilerini iyileştirme yolunda ilk adımı atması gerektiğini ifade etti.
“TAHRAN HİÇ BİR ZAMAN NÜKLEER SİLAH PEŞİNDE OLMADI”
İran ise programının tamamen barışçıl olduğunu ve uranyumu istediği düzeyde zenginleştirme hakkına sahip olduğunu belirtiyor.
İran Stratejik İşlerden Sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed Cevad Zarif ise Trump'ı yeni dönemde "daha ciddi" davranmaya çağırdı. ABD Başkanı Donald Trump'ın İran İslam Cumhuriyeti ile ilişkilerinde “rasyonelliği” seçeceğini umduklarını belirten Zarif, “Tahran'ın hiçbir zaman nükleer silah peşinde olmadığı” ifadesiyle İran'ın dünya için bir güvenlik tehdidi oluşturmadığını savunarak “Umarım Trump 2.0 daha ciddi, daha odaklı ve daha gerçekçi olur” dedi.
TRUMP’TAN BASKI POLİTİKALARINA GERİ DÖNME SÖZÜ
Trump, bir önceki döneminde de izlediği ve Tahran'ı nükleer programı, balistik füze programı ve bölgesel faaliyetleri konusunda müzakereye zorlamak üzere ekonomik baskı kullanmaya yönelik politikalara geri dönme sözü verdi. 2018 yılında dönemin Başkanı Trump, Tahran'ın 2015 yılında dünya güçleriyle yaptığı nükleer anlaşmadan geri adım atmış ve ülkeye yönelik “maksimum baskı” politikasının bir parçası olarak sert ABD yaptırımlarını yeniden uygulamaya koymuştu.
Tahran yönetiminde Trump'ın ikinci döneminde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya İran'ın nükleer tesislerini vurma yetkisi verebileceği ve petrol endüstrisi üzerindeki ABD yaptırımlarını daha da sıkılaştırabileceği endişeleri artmış durumda.