İran`ın Batı cephesiyle vardığı nükleer uzlaşma bölgede ekonomik denklemlerin yeniden kurulmasını beraberinde getirecek. Öncelikle İran, ABD ve AB`nin ambargolarından kurtuldukça ithalat ve ihracatı yükselecek. Bu da diğer bölge ülkelerine de ciddi yararlar sağlayacak.
Meseleye bölge içindeki rekabet ve siyasi pencereden değil de salt ticari gözlükle bakıldığında, İran`ın uluslararası ticaret konusunda elinin serbestleşmesi Türkiye`ye de ciddi katkılar sağlayabilir.
Ankara, İran`dan daha fazla petrol ve doğalgaz alabilme imkanına kavuşur. Bu da ilk bakışta Türkiye`nin enerji tedarik maliyetlerini aşağı çekmesine yardımcı olabilir gibi görünüyor.
Peki acaba öyle mi?
Bu soruya cevap vermek için yukarıdaki ticari gözlüğü çıkarıp daha geniş bakmak zorundayız. O halde biz de şimdi bunu yapmayı deneyelim. Türkiye öteden beri İran`dan hem ham petrol hem de doğalgaz alıyor. Batı ambargosu nedeniyle Ankara İran`dan aldığı petrol miktarında kısıtlamaya gitmişti.
Ambargonun ucu doğalgaza kadar dokunmamıştı. Şimdi ambargo kalktı, yukarıda da söylediğimiz gibi toplam petrol ithalatında İran`ın payı yeniden artabilir.
Peki ya doğalgaz? Burada iş pek kolay görünmüyor. Zira Türkiye zaten İran`dan gaz fiyatını ucuzlatmasını talep ediyor. Buna karşılık Tahran yönetimi bu konuda uzun süredir bir tek geri adım atmış, esneklik göstermiş değil. Bu yüzden de Ankara ve Tahran arasındaki Uluslararası Tahkim davası halen devam ediyor.
Tahkim sürecindeki Ankara, Mayıs ayında kesin olmasa da bir karar ara karar çıkmasını bekliyor. Türkiye lehine bir karar çıkması halinde Ankara ciddi bir avantaj elde edebilir. Ama ya çıkmazsa? Bekleyip göreceğiz.
Bu arada gelen haberlere bakılırka, Türkiye İran`ın getirdiği karşı teklifi de geçtiğimiz günlerde reddetti. Tahran, gaz fiyatını düşürmek yerine Ankara`ya daha fazla gaz tedarik etmeyi önermişti.
Peki Ankara daha fazla gaz teklifini sadece fiyat nedediyle mi reddetti? Sanmıyoruz.
Peki öyleyse başka ne olabilir?
Şu olabilir: Türkiye şu sıralarda harıl harıl iki yeni doğalgaz boru hattı projesinin hayata geçirilmesiyle uğraşıyor. Biri Azerbaycan doğalgazını taşıyacak TANAP, diğeri de Rus gazını Türkiye ve Türkiye üzerinden üzerinden Avrupa`ya aktaracak Türk Akımı...
Bu iki devasa projenin hayata geçmesinde, Türkiye`nin doğalgaz ihtiyacını karşılayacak olması önemli bir faktör. Her ne kadar gazın önemli kısmı Türkiye`den transit geçecek olsa da bu böyle.
Bu durumda Türkiye`nin İran`la fiyatı düşürmeden yeni ve uzun vadeli bir sözleşmeye imza atmasını beklemek anlamsız
Bir de Türkiye`nin yeni doğalgaz tedarik sözleşmeleri imzalayacaksa bunu Rus ve Azerbaycan gazında olduğu gibi mevcut kaynak, yani İran gazı yerine Irak, İsrail ve Kıbrıs gazı için yapmayı tercih edecektir. Böylece hem güzergah çeşitliliği hem kaynak çeşitliliği bir arada sağlanmış olacaktır.
Dolayısıyla Ankara`nın Tahran`ın daha fazla gaz verme teklifini reddetmesinin arkasında İran`ı fiyatı düşürmeye zorlama çabası olduğu kadar, uzun vadeli stratejiler de bulunuyor demek yanlış olmaz.
RUSYA ENERJİDE UFKUNU GENİŞLETTİ
Rusya, Avrupa Birliği ile arasındaki enerji pazarlıklarında yaşlı kıtanın koyduğu 3. Enerji Paketi çerçevesini kabul etmiş görünüyor. Bir yandan Türk Akımı gibi bir projeyi hayata geçirmek için hızlı hareket etmeye çalışırken bir yandan da Avrupa’ya “Bu hattan gelecek gazı almazsanız, başka yerlere yönlendireceğim” diyor.
Ayrıca Brüksel’e ilginç bir mesaj daha veriyor. Gazprom Başkanı Miller, gelecekte gaz fiyatının Avrupalının talebine göre şekillenmeyeceği uyarısında bulunuyor ve ekliyor: İleride gaz fiyatları Doğu’da oluşacak. Miller’in demek istediği şu: İstemezük demeye devam edersen, etkinliğini kaybedersin.
Mehmet KARA
YAZARLAR
Mehmet KARA
- İran gazına ihtiyaç yok mu?
Önceki ve Sonraki Yazılar