1. YAZARLAR

  2. H. Zafer ARIKAN

  3. İklim için derhal barış! – H. Zafer ARIKAN yazdı
H. Zafer ARIKAN

H. Zafer ARIKAN

Yazarın Tüm Yazıları >

İklim için derhal barış! – H. Zafer ARIKAN yazdı

İyi günler değerli Enerji Günlüğü okuyucuları…

Savaşlar günümüzün en can acıtıcı konusu ve dünyanın tamamını, hemen her alanda doğrudan ve dolaylı olarak etkiliyor. Geride on binlerce ölü ve sakat, dul ve yetim bırakmakla kalmıyor; ekilemez hale gelmiş tarım arazileri, kirlenmiş su kaynakları, harabeye dönmüş sanayi tesisleri ve evleri de bırakıyor.

Biliyorsunuz, ekosistem zaten tam bir felaketle karşı karşıya. Bu tahribatın üzerine bir de savaşların yol açtığı göçler nedeniyle çatışma bölgelerindeki demografik yapıların değişmesini, her şeyin yeni baştan inşa edilmek zorunda kalmasını, kısaca büyük ekonomik maliyeti eklediğimizde, ortaya çıkan durum içler açısı.

Ve nihayet, kimsenin açık açık konuşmaya cesarsavas-ve-iklim.jpget etmediği çok önemli bir konu: askeri operasyonların iklim krizi üzerindeki doğrudan olumsuz etkileri…

Bu yıkıma politik, ekonomik askeri ve/veya jeo-stratejik çıkarları nedeniyle, özellikle askeri açıdan güçlü birkaç ülke neden olurken, bedelini niçin hep birlikte ödemek durumunda kalıyoruz?

İklim değişikliği, pek çok değişik platformda tartışılıp, karbon ayak izinin bu krize etkileri analiz ediliyor; karbon emisyonlarının daha gerçekçi nasıl hesaplanabileceği yolunda her gün yeni fikirler ortaya atılıyor.

Ancak bunun için gerekli ölçümleri gerçekçi bir biçimde yapabilmek neredeyse imkânsız. Özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı ve İsrail’in Gazze ve Orta Doğu operasyonlarında kullandığı mühimmatlar/patlayıcılar ile askeri araçlar, kargo ve nakliye operasyonlarından kaynaklanan karbon emisyonlarının miktarı, bize bu konuya daha çok odaklanmamız gerektiğini söylüyor.

Yapılan bazı gözlemler ve raporlar da, öngörülenden çok daha fazla karbon emisyonun doğaya salındığını söylüyor.

Bilindiği gibi, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC), her yıl sera gazı emisyonları hakkında rapor verilmesini zorunlu kılıyor. Ancak, askeri emisyonları bildirmek gönüllü olduğu için, birçok hükümet bunu potansiyel ulusal güvenlik tehdidi olarak değerlendirip, açıklama yapmamayı tercih ediyor. Ve bu eksik emisyon bilgisi, askeri emisyon açığı olarak ifade ediliyor.

Küresel anlamda ulusal ordulardan kaynaklı sera gazı emisyonları, toplam emisyon miktarının önemli bir bölümünü oluşturuyor. Çatışma ve Çevre Gözlemevine (CEOBS) göre bu oran yüzde 5,5 gibi oldukça yüksek bir rakam (en büyük dördüncü karbon ayak izi) ve Afrika kıtasının toplam emisyonundan da büyük.

Orduların neden olduğu karbon emisyonlarının küresel iklim anlaşmalarına dahil edilmemesi, üretilen büyük ölçekli emisyonlar göz önüne alındığında, tehlikeli bir ihmal olarak değerlendirilmelidir. Zira küresel sıcaklık artışları 1°C’ı çoktan aşmış bulunuyor ve 1.5°C'ın üzerindeki bir değerinin, sıcak hava dalgaları, kuraklıklar, seller gibi yoğun hava değişikliklerine, yükselen okyanus seviyelerine ve aşırı deniz suyu sıcaklıklarına, kutup buzulunun çözülmesine ve mevcut canlı türlerinden birçoğunun hızla yok olmasına yol açacağı, açık bir gerçek.

Son Söz

Savaşlar/çatışmalar çok fazla sera gazı emisyonuna neden oluyor, iklim krizi etkisini giderek arttırırken dünyanın farklı bölgelerinde birçok zarara/kayıplara, istikrarsızlığa ve çatışmalara da neden oluyor. Bu döngünün insanlık lehine kırılabilmesi için, savaşların/çatışmaların bir an önce sona ermesi gerekiyor. Aksi halde ne tarım arazilerinin kirlenmesine, ne su problemine, ne gıda kıtlığına, ne göçlere, ne de iklim krizine çare bulabileceğiz.

2025 yılının, savaşların sona erdiği, dünyada barışın ve huzurun egemen olduğu bir yıl olmasını diliyorum.

Sağlık ve esenlik dileklerimle…

H. Zafer ARIKAN - 10 Ocak 2025 / İSTANBUL

Önceki ve Sonraki Yazılar