1. HABERLER

  2. SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

  3. Gıda israfına 2,6 trilyon dolar!

Gıda israfına 2,6 trilyon dolar!

Enerji Günlüğü – Dünyada gıda israfının toplam maliyeti 2,6 trilyon dolara ulaştı. Küresel açlık sorununa karşı yapılabilecek pek çok şey...

Gıda israfına 2,6 trilyon dolar!

Enerji Günlüğü – Dünyada gıda israfının toplam maliyeti 2,6 trilyon dolara ulaştı. 

Küresel açlık sorununa karşı yapılabilecek pek çok şey var ancak israf konusu diğer etkenlerin yanında en önemli problem olmaya devam ediyor. Halen dünyada üretilen gıdanın üçte biri, israf oluyor. Türkiye’de ise tarım alanlarının ve meraların amaç dışı kullanımı, gıda temini ile ilgili önemli meseleler olarak öne çıkıyor. 

TEMA Vakfı, 16 Ekim Dünya Gıda Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada açlıkla mücadele edilebilmesi için tarım alanlarının ve meraların amaç dışı kullanımının önlenmesi gerektiğine dikkat çeken bir açıklama yayınladı. 

GIDA İSRAFININ KÜRESEL MALİYETİ 2,6 TRİLYON DOLAR

Artan nüfus ile birlikte gıda ihtiyacının da arttığına değinen TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, toprak varlığının tehlike altına girdiğini ifade etti ve 1998-2013 yılları arasında dünyadaki tarım alanlarının %20’sinin, mera alanlarının ise yaklaşık %25’inin bozulduğunu hatırlattı. Deniz Ataç, “Erozyon, tuzlanma, kirlilik, yanlış tarımsal uygulamalar, verimli tarım topraklarının ve mera alanlarının tarım dışı amaçlara tahsisi toprak bozulumunun önde gelen nedenlerini oluşturuyor. Üstelik iklim değişikliğiyle ilişkili yüksek sıcaklıklar, kuraklık artışları, fırtınalar, taşkınlar gibi hava hallerinde görülen artışlar da tarımsal üretimi olumsuz olarak etkiliyor. Üretilen gıdanın üçte biri israf oluyor, çöpe gidiyor. Gıda israfının küresel maliyeti, çevresel ve sosyal maliyetler de hesaba katıldığında yılda 2,6 trilyon dolara yakın bir düzeye ulaşıyor. Bugün dünyada yaşanan savaşların ve göçlerin arkasında gıdaya erişim ve dolayısıyla açlık sorununun yer aldığı biliniyor. Bu nedenle dünyada barışı sağlamanın yolu toprağın sunduğu bereketi sürdürülebilir kılmaktan geçiyor” şeklinde konuştu.

25 YILDA KONYA BÜYÜKLÜĞÜNDE TARIM ALANINI KAYBETTİK 

Deniz Ataç sözlerini şöyle sürdürdü, “Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre tarım arazilerinin kapladığı alan Türkiye’de 1992 yılında toplam 27,6 milyon hektar iken, 2017 yılında 23,4 milyon hektara geriledi. 25 yılda yaklaşık 4 milyon hektar yani yaklaşık Konya ili büyüklüğünde tarım arazisi kaybedildi. Bu da tarım alanlarının %15 küçülmesi anlamına geliyor. 1920’lerin başında arazilerimizin %56’sını oluşturan meraların oranı bugün %19’a geriledi ve mevcut meralarımızın %70’inde bitki örtüsü zayıf ve verimsiz hale geldi. Öte yandan Türkiye’de 2023 yılına kadar 6 milyon nüfus artışı olacağı tahmin ediliyor. Sadece tahıl üretimi bile dikkate alındığında, artan nüfusun ihtiyacını karşılamak için tarımsal üretimimizin de artması gerekecek. Verim artışı sağlamadan sadece 1 milyon ton tahıl için yaklaşık 400 bin hektar tarım alanına daha ihtiyaç duyulacağı düşünüldüğünde, tarım alanlarımızdaki kayıpların ne kadar kritik olduğu görülüyor”. 

Yapılabilecek şeyler olduğunu kaydeden Ataç, açıklamasını şu sözlerle sürdürdü, “Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımının önlenmesi gerekliliği ön plana çıkıyor. Bu kapsamda 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun öngördüğü şekilde Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Planları’nın hazırlanması gerekiyor. Tarımsal potansiyeli yüksek olduğu için büyük ova ilan edilen alanların tarım dışı amaçlara tahsis edilmesi önlenmelidir. Toprağın sürdürülebilir yönetimi, toprak koruma ve erozyonla mücadele tedbirleri acilen desteklenmelidir. Tarım alanları gibi meraların da amaç dışı kullanımına son verilmelidir. Hayvancılığın geliştirilmesi, biyolojik çeşitliliğin ve toprağın korunmasına hizmet edecek şekilde ‘sürdürülebilir mera yönetimi’ hayata geçirilmelidir. Ayrıca tarımsal üretimin sürdürülebilirliği için alınacak önlemlerle üreticinin kazancı iyileştirilmeli, kırsal göçün önüne geçmeyi sağlayacak kırsal kalkınma politikaları benimsenmelidir. Tarladan tüketime tüm zincirde gıda israfını önlemek için çalışmalar gerçekleştirilmelidir’.

Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) bu yıl 16 Ekim Dünya Gıda Günü temasını “Eylemlerimiz, geleceğimiz. 2030’a kadar tüm dünyada #SıfırAçlık hedefine ulaşmak mümkün” sloganıyla belirledi. FAO’nun açlıkla ilgili verilerine değinen Deniz Ataç açıklamasının sonunda, “Verilere bakıldığında 2014-2017 yılları arasında dünyada aç insan sayısının giderek arttığı görülüyor. 2017 yılında yaklaşık 821 milyon kişi açlık içinde yaşadığı anlaşılıyor. Yani her dokuz kişiden biri açlık çekiyor ve bu insanların yüzde 60’ı kadınlardan oluşuyor. Gıda hakkı yaşam hakkı olduğundan açlığın önlenmesi ve her bireyin yeterli ve sağlıklı gıdaya fiziksel ve ekonomik olarak erişebilir kılınması tüm insanlığın ortak sorumluluğudur” diye konuştu.

Daha önce Oxford Üniversitesi’nin liderliğinde tamamlanan bir araştırmada da 2050 yılında 10 milyar insanı besleyecek sürdürülebilir bir gıda sisteminin mümkün olduğu ortaya konmuştu. 

2050’DE DÜNYA’DA AÇLIK SORUNU YAŞANMAYABİLİR