1. YAZARLAR

  2. Dr. Nejat TAMZOK

  3. Türkiye enerji sektöründe 2017’nin en önemli 10 gelişmesi - Dr. Nejat TAMZOK
Dr. Nejat TAMZOK

Dr. Nejat TAMZOK

Yazarın Tüm Yazıları >

Türkiye enerji sektöründe 2017’nin en önemli 10 gelişmesi - Dr. Nejat TAMZOK

DR. NEJAT TAMZOK 

Geçtiğimiz yıl ülkemiz enerji sektöründe meydana gelen gelişmeleri alt alta koydum ve bana göre en çarpıcı 10 gelişmeyi seçerek aşağıda tarih sırasına göre listeledim.

1) Çayırhan kömür sahası ihalesi

Hükümet tarafından yerli kömüre en fazla vurgu yapılan yılın enerjideki ilk önemli gelişmesi yine yerli kömürle ilgili oldu.

Elektrik Üretim Anonim Şirketi’ne ait Ankara-Çayırhan’daki enerji üretim alanı ile kömür rezerv alanlarının işletme hakkının verilmesine ilişkin Şubat ayında gerçekleştirilen ihaleyi Kalyon-Kolin-Çelikler ortak girişim grubu kazandı.

Yaklaşık 1,1 milyar dolarlık yatırım yapacak olan grup, Çayırhan’da 800 megavat gücünde bir kömür santrali kuracak ve yılda yaklaşık 5,5 milyar kilovat-saat elektrik üretecek.

Üreteceği elektriğin her kilovat-saatini de 6,04 USD cent fiyat garantisiyle 15 yıl boyunca devlete satacak.

Yerli kömürden elektrik üretiminde fiyat ve alım garantileri dönemini başlatan bu ihale, hemen ardından Eskişehir, Trakya ve Afyon başta olmak üzere çok sayıda kömür sahasında yerli kömür santral ihalesinin yapılacağı beklentisiyle yılın ilk önemli gelişmesi oldu.

2) Tuz Gölü doğal gaz depolama tesisinin açılışı

Şubat ayının ilk yarısında Tuz Gölü yeraltı doğal gaz depolama tesisi törenle açıldı.

Tuz Gölü'nün altına inşa edilen ve 1,2 milyar metreküp depolama kapasitesine sahip olan tesiste, gerektiğinde günlük 44 milyon metreküp doğalgazın şebekeye verilebileceği bir gaz rezervi depolanabilecek.

Türkiye, ithal gaza bağımlılığı en yüksek olan ülkeler arasında. Aynı zamanda ithal gaz tüketimine oranla depolama kapasitesi en düşük olan ülkelerden de bir tanesi. Dolayısıyla, Tuz Gölü doğal gaz depolama tesisinin açılışı, bölgesel “enerji üssü” olmayı hedefleyen bir Türkiye için yeterli değil, ama önemli bir adım.

3) Konya Karapınar YEKA-GES ihalesi

Mart ayında bin megavat bağlantı kapasite tahsisli Konya Karapınar Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı Güneş Enerjisi Santrali (YEKA-GES) ihalesi yapıldı. İhaleyi Kalyon-Hanwha Q CELLS (Güney Kore) ortak girişim grubu kazandı.

Kazanan grubun en geç üç yıl içinde işletmeye alacağı ve yerlilik oranı ilk 500 megavatta yüzde 60, ikinci 500 megavatta ise yüzde 70 olan santral için yaklaşık 1,3 milyar dolar tutarında yatırım yapılması planlanıyor. Söz konusu santralde yılda 1,7 milyar kilovat-saat elektrik üretilecek ve kilovat-saati 6,99 USD cent fiyattan 15 yıl boyunca devlete satılacak.

Ortak girişim grubunun, santralin yanı sıra kurması gereken 500 megavat fotovoltaik modül üretim kapasitesine sahip güneş paneli fabrikası ile AR-GE merkezinin temel atma töreni 2017 yılının Aralık ayında yapıldı. Grup, burada, yüzde 80 oranında yerli mühendislerin yer aldığı bir ekiple güneş teknolojileri alanında en az 10 yıl süresince Ar-Ge yapacak.

Dünyanın tek bir alandaki en büyük fotovoltaik güneş santrallerinden birini hedefleyen ihale, 2017 yılının en önemli gelişmeleri arasında.

4) YEKA-RES ihalesi

Güneş ihalesinden yaklaşık 5 ay sonra bu defa rüzgâr ihalesi yapıldı.

Rüzgâr enerjisinde bin megavatlık YEKA ihalesi, aralarında dünyanın en iddialı türbin üreticilerinin de bulunduğu 8 ortak girişim grubunun katılımıyla gerçekleştirildi.

Kazanan Kalyon-Türkerler-Siemens ortak girişim grubu oldu. 5 ayrı bağlantı bölgesinde iletim-dağıtım sistemlerine bağlanabilecek toplamda bin megavat gücündeki rüzgâr santrallerinin kurulacağı alanlar bu gruba tahsis edildi.

Kazanan grup, bin megavat büyüklüğündeki rüzgâr santrallerinin yanında her biri en az 2,3 megavat gücündeki rüzgâr türbinlerinden yılda 300 ile 450 adet arasında üretecek bir fabrikayı da sözleşme tarihinden itibaren 21 ay içerisinde kuracak. Rüzgâr santral teknolojileri alanında yüzde 80'i yerli mühendislerden oluşan 50 teknik personel ile en az 10 yıl Ar-Ge çalışması yapacak.

Toplam olarak 1 milyar doların üzerinde bir yatırım gerçekleştirecek ve her yıl üreteceği yaklaşık 3 milyar kilovat-saat elektriğin her kilovat-saatini 3,48 USD cent fiyat garantisiyle 15 yıl boyunca devlete satacak.

Güneş ihalesi gibi rüzgâr ihalesinin de teknoloji geliştirme şartına bağlanmış olması, ülkemiz enerji sektörünün teknolojiye olan yaklaşımını önümüzdeki yıllarda büyük ölçüde etkileyebilecektir. Bu nedenle, her iki ihale de yılın en çarpıcı gelişmeleri arasında kolayca yer bulabilmekte.

5) Zetes-Hattat yerli kömüre dönüşüm protokolü

Zonguldak-Çatalağzı’nda ithal kömür santrali çalıştırmakta olan Eren Holding ile Amasra’da yerli kömür üretim projesini hayata geçirmeye çalışan Hattat arasında Kasım ayı başlarında “Yerli Kömüre Dönüşüm Protokolü” imzalandı.

Buna göre; Eren Holding, Türkiye’nin yıllık elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 7,5’unu üreten 2.800 MW gücündeki santralinde ithal kömür yerine yerli kömür kullanacak.

Yılda yaklaşık 7 milyon ton ithal kömür tüketen santralde bu miktarın yerine yerli kömür kullanılmasıyla hem enerji arz güvenliğine ciddi bir katkı hem de enerji ithalatında önemli bir tasarruf hedeflenmekte.

Her ne kadar Zonguldak Havzası’nın dışındaki düşük nitelikli yerli kömürlerin ithal kömür santrallerinde yakılması son derece güç görünüyorsa da, bu girişimin diğer ithal kömür santralcilerini de hareketlendirmesi, söz konusu protokolün 2017 yılının en önemli gelişmeleri arasında yerini almasına neden olmakta.

6) Yenilenebilir enerjiye hücum

2017 yılında rüzgâr, güneş ve jeotermal kaynakların toplam elektrik kurulu gücü içindeki payı yüzde 10 düzeyini aştı. 2016 yılı sonunda yüzde 9,4 olan pay, 2017 yılı Kasım ayı sonu itibariyle toplam 9.745 MW ile yüzde 11,7 oldu.

2017’nin ilk 11 ayında güneş kurulu gücündeki artış oranı yüzde 170, jeotermalde yüzde 24 ve rüzgârda ise yüzde 13 düzeyindeydi.

Söz konusu kaynaklardan elektrik üretiminin toplam içindeki payı ise 2017 yılının ilk 11 ayı itibariyle yüzde 8,5 olarak gerçekleşti. Bu miktar bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 20’ye yakın bir artışı ifade ediyor.

Yenilenebilir enerjideki bu tırmanış, önümüzdeki yılların enerji dengesine ilişkin önemli ipuçlarını taşıması bakımından 2017 yılının en önemli gelişmeleri arasında yer almayı hak ediyor.

7) Doğu Akdeniz Doğal Gaz Boru Hattı’nda ittifaklar

Kasım ayı sonunda Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Yunanistan ve Mısır’ın katılımıyla Doğu Akdeniz’deki enerji alanlarıyla ilgili bir enerji zirvesi gerçekleştirildi.

Rum kesiminde yapılan zirvede, Rum lider Nikos Anastasiadis, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah el Sisi Doğu Akdeniz’deki doğalgaz kaynaklarının paylaşımı ve Türkiye dışındaki farklı yollardan Avrupa’ya transferi konularını görüştüler ve bu alanda aralarındaki stratejik işbirliğinin genişletilmesini kararlaştırdılar.

Bu görüşmeden hemen birkaç gün sonra; Avrupa Birliği Komisyonu’nun da katıldığı bir toplantıda Güney Kıbrıs, Yunanistan, İsrail ve İtalya arasında Doğu Akdeniz Boru Hattı için bir işbirliği anlaşması imzalandı.

Doğu Akdeniz enerji kaynaklarıyla ilgili 2017 yılı boyunca süren ittifak görüşmelerinin, Türkiye’nin dış politikası ve enerji öncelikleri bakımından gelecek yıllarda ciddi sonuçları olması kaçınılmaz.

8) TürkAkım Projesi’nde ilerleme

2014 yılının sonlarına doğru Ankara’da yapılan toplantıda, Güney Akım Doğal Gaz Boru Hattı Projesi’nin iptal edildiği ve yerine TürkAkım doğalgaz boru hattının yapılacağı Rusya Devlet Başkanı Putin ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından sürpriz bir şekilde ilan edilmişti.

Güney Akım Doğal Gaz Boru Hattı Projesi’yle Rus doğal gazı önce Karadeniz’in altından borularla Bulgaristan’a, oradan da Güneydoğu Avrupa piyasalarına taşınacaktı. TürkAkım Projesi’yle gazın Avrupa bağlantı noktası Bulgaristan yerine Türkiye’nin Trakya kıyıları olarak değiştirildi. 2016’nın Ekim ayında İstanbul’da hükümetlerarası anlaşma imzalandı ve sonrasında proje başladı.

Proje, tamamlandığında, her biri yılda 15,8 milyar metreküp taşıma kapasitesine sahip birbirine paralel iki boru hattından oluşacak. Hatlardan biri Türkiye piyasası için, diğeri ise Güney ve Güneydoğu Avrupa ülkelerinin doğalgaz ihtiyacı için planlandı.

İkinci hat gerçekleştiğinde, Türkiye ilk defa Rus gazında “nihai ülke” konumundan “aracı ülke” konumuna geçmiş olacak. Ama ikinci hattın inşaatı Rusya ile Avrupa Birliği’nin anlaşmasına bağlı. Anlaşamazlarsa bu hattın gerçekleşmesi biraz zor.

İlk gaz akışının 2019 yılı sonlarında gerçekleşmesi hedeflenen TürkAkım doğalgaz boru hattı projesi 2017 yılına hızlı başladı ve deniz bölümü inşaatının yüzde 30’u yedi ay gibi kısa bir sürede tamamlandı. Denizde 700 km’den fazla boru döşendi. Kara bölümünün ilk kısmı için de çalışmalara başlandı.

TürkAkım, bulunduğumuz coğrafyada enerji denkleminin önemli bileşenlerinden biri durumunda. Bu nedenle, projenin gelişimi tüm enerji çevreleri tarafından dikkatle izlenmekte.

9) Yerli kömür kullanan elektrik santrallerine teşvik

Yerli kömürün elektrik üretimindeki payı son yıllarda önemli oranda düştü.

Santral yatırımcısı tarafından çok fazla tercih edilmeyen yerli kömüre dayalı kurulu güç, son 10 yılda sadece yüzde 15 oranında arttırılabildi. Aynı dönemde yerli kömür santrallerindeki kapasite artışı doğal gaz santrallerindeki artışın onda biri ve ithal kömür santrallerindeki artışın ise beşte biri kadar oldu.

Böyle olunca, toplam kurulu güç içinde yerli kömürün payı bundan 10 yıl önce yüzde 20’nin üzerindeyken, bugün yüzde 11’ler seviyesinde. Elektrik üretimi içindeki payı ise 10 yıl önce yaklaşık yüzde 23 düzeyindeyken 2017 yılı ilk 11 ayında yüzde 14,9 olarak gerçekleşti.

Bir taraftan yerli kömüre dayalı santral yatırımlarının desteklenmesine yönelik siyasi iradenin varlığı, diğer taraftan özelleştirme ihalelerinden yerli kömür santrallerini alan firmaların hesap edemedikleri bir döviz kuruyla karşı karşıya kalarak darboğaza girmeleri, yerli kömürden elektriğe teşvik beklentilerini arttırmıştı.

İlk teşvik kararnamesi 2016 yılının sonunda çıktı. Buna göre; kamu, kömürden elektrik üreten şirketlerden 2016 yılında 6 milyon megavat-saat elektriği birim fiyatı 185 TL’den satın alacaktı. 2017 yılı için fiyat aynı kaldı, ama miktar 18 milyon megavat-saat düzeyine yükseltildi.

Ama asıl büyük teşvik 2017 yılının sonlarına doğru geldi.

Devlet, yerli kömürden üretilen elektriği 2018 yılının başından itibaren megavat-saat başına 201,4 TL’den satın almaya başlayacak ve bu fiyat her üç ayda bir enflasyon oranında yükseltilecek. Üstelik bu uygulama 2024 yılının sonuna kadar devam edecek. Destek miktarı da üretilen elektriğin yarısı kadar olacak.

Yapılan düzenlemeyle, yerli kömürle çalışan santrallerin yanı sıra ithal kömür santrallerinin yerli kömür kullanarak ürettikleri elektrik için de aynı destek söz konusu olacak.

2016 yılı piyasa takas fiyatı ortalamasının 140 TL/megavat-saat ve 2017 yılı ortalamasının ise 164 TL/megavat-saat olduğu dikkate alındığında, verilen teşvikin ülkemiz enerji sektöründe dengelerin ciddi ölçüde değişmesine neden olabilecek bir potansiyel taşıdığı açık.

10) Rüzgâr santrali bağlantı kapasite tahsisi ihalelerinde “eksi” fiyat teklifleri

Yılın son haftasında 2.130 megavat büyüklüğündeki rüzgâr santrali bağlantı kapasite tahsisi ihaleleri gerçekleştirildi.

Ürettiği elektriği şebekeye en ucuz fiyattan verecek olanların kazandığı bu ihalelerde çok sayıda firma tarafından “eksi” fiyat teklif edildi. Yani, firmalar, 49 yıllık lisans süresinin ilk 10 yılı boyunca üretecekleri elektriği “piyasa takas fiyatı”nın altında bir fiyattan satmaya razı oldular.

Bu gelişme, önümüzdeki yıllarda elektrik piyasasının hangi yöne doğru evrileceğini göstermesi bakımından yılın en çarpıcı gelişmeleri arasındaydı.

Dr. Nejat Tamzok

[email protected]

Ankara, Ocak 2018 

 
Önceki ve Sonraki Yazılar