1. YAZARLAR

  2. Sabiha KÖTEK

  3. Kıbrıs sorunu çözüm yoluna mı girdi?
Sabiha KÖTEK

Sabiha KÖTEK

Yazarın Tüm Yazıları >

Kıbrıs sorunu çözüm yoluna mı girdi?

Geçtiğimiz günlerde ODTÜ Kıbrıs Kampüsü’nde 1 MW kurulu gücünde güneş enerjisi santrali açıldı. Bu santral Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde kurulumu tamamlanan ikinci güneş santrali oldu ve büyük ses getirdi. 

Bu kadar küçük bir santralin açılışını böylesine önemli kılan bazı ayrıntılar var. Öncelikle ODTÜ yenilenebilir enerji konusunda laboratuar görevi görerek öncü olmayı hedefliyor. Bu tam da ODTÜ’ye yakışan bir hedef. Ama ben daha çok işin genel boyutu üzerinde duracağım.

Kıbrıs bir ada ülkesi, üstelik de ikiye bölünmüş bir ada ülkesi olduğu için elektrik kapasitesi oldukça düşük. Öylesine ki açılışı yapılan 1 MW'lık ODTÜ Kampüsü santrali, Kuzey kesimin yenilenebilir enerji için tahsis edilen kapasite kotasının yaklaşık yüzde üçünü oluşturuyor. Anlayacağınız Kıbrıs Türk hükümetinin koyduğu yenilenebilir enerji kotası sadece 35 MW.  Bunun 12 MW'lık kısmı lisanslandırılmış. Lisans alanların tümü güneş santrali kurulumu yapacak. Uygulamaların çoğu da çatı uygulaması. Güneş dışında yenilenebilir enerji başvurusu ise hiç yapılmamış.

Türk kesiminin toplam kurulum kapasitesi 409 MW. Lefkoşa’daki 1.270 kWp kurulu gücündeki santral ve ODTÜ Kıbrıs Kampüsü güneş santrali ile toplamda 2.270 kW'lık bu iki güneş santrali dışında elektrik ihtiyacının neredeyse tamamı ithal ettiği petrol ile karşılanıyor. 

Oysa Kıbrıs güneş enerjisi potansiyeli bakımından oldukça zengin bir konuma sahip ve Avrupa'da İspanya'nın güney bölgelerinden sonra en çok güneş ışınımının düştüğü bir ülke. Bu potansiyeli sınırları ölçüsünde, biraz daha iyi değerlendirebilmesinin tek yolu daha büyük ve sağlam bir şebeke sistemine bağlanmak. Bunu ise en kolay ve ucuz bir şekilde Türkiye şebeke sistemine bağlanarak gerçekleştirebilir. 

ODTÜ Kıbrıs Kampüsü güneş santralinin açılışı için Kıbrıs'ta bulunduğum sürede santral ile ilgili bilgilendirme yapan Doç. Dr. Murat Fahrioğlu, Türkiye gibi büyük bir şebekeye bağlanmadan şebekeye katacakları yenilenebilir oranının yüzde on ile sınırlı olduğunu belirterek, "Bir an önce Türkiye'ye bağlanmamız lazım" dedi. Fahrioğlu, Norveç örneğini verdi: Norveç'in Hollanda elektrik şebekesine bağlı olduğunu, Hollanda'nın da Avrupa şebekesine bağlı olduğunu hatırlatarak, Norveç'in yenilenebilir enerji kaynaklarından, özellikle de rüzgardan elde ettiği elektriğin fazlasını bu şekilde Avrupa'ya aktarabildiğini belirtti. Eğer Hollanda'ya bağlı olmasaydı Norveç'in bazen yüzde yüzlere ulaşan rüzgar elektriği üretiminin yüzde yirmilere bile ulaşamayacağına dikkat çekti. 

Önceki gün Trabzon’da bu konuda düşüncelerini sorduğum EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz da Kuzey Kıbrıs’ın Türkiye şebekesine bağlanması konusunun önemini onayladı. Bu konuda bazı çalışmalar da yapılmış. K. Kıbrıs Devlet Planlama Örgütü tarafından 2016-2023’te Türkiye ile kablo bağlantısı sağlanarak sisteme entegrasyonunun sağlanması amacıyla KKTC Enerji Verimliliği Strateji Belgesi hazırlanmış. Projenin bitiş tarihi ise 2020 yılı Aralık ayı olarak belirlenmiş. Ama böylesi bir projenin bugün başlansa bile en az beş yıl sürdüğünü düşünürsek bu tarihi tutturmak şimdiden mümkün görünmüyor. Ayrıca, bence bu projelerde Kuzey Kıbrıs yönetiminin ufku geniş olmalıdır. Türkiye’den gönderilecek suyun ardından elektriği beklemek yerine, kendi üreteceği elektriği Türkiye şebeke bağlantısıyla Avrupa’ya iletmeyi hedeflemelidir. 

AB üyesi olan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Dünyanın artık yavaş yavaş enterkonnekte olduğu gerçekliğinin farkında olarak, üç yıl önce İsrail şebekesine bağlanmak için fizibilite çalışmalarına başlamış. İsrail, Güney Kıbrıs, Girit Adası ve Yunanistan rotasıyla elektrik şebekesini Avrupa kıtasına birleştirecek olan denizaltı elektrik kablo bağlantısı projesinin 2022 yılında tamamlanması planlanıyor. Ancak Doç. Fahrioğlu’na göre, Girit Adası yerine Kuzey Kıbrıs üzerinden Türkiye ile bu bağlantıyı sağlamak çok daha mantıklı ve ucuz. Çünkü Girit Adasına uzaklık 800 kilometre iken Türkiye’ye uzaklık sadece 80 kilometre. 

Güven Artırıcı Önlemler kapsamında Kıbrıs’ın elektrik şebekesinin birleştirilmesi çalışmalarında bu yılın ilk gününde atılan adımları da dikkate aldığımızda, elektrik şebeke bağlantısının daha mantıklı ve kestirme yoldan, Türkiye üzerinden Avrupa'ya bağlanması mümkün. Ayrıca Doğu Akdeniz doğalgazını da hesaba katarsak avantajlar daha da katlanacaktır. Yeri gelmişken, Rumların Doğu Akdeniz gazına da hazırlığa başladıklarını belirtelim. Petrol yakıtlı elektrik santrallerini doğalgazı da kullanmak üzere çift yakıtlı santrallere dönüştürme projelerine hız vermişler. 

Tabi bütün bu avantajlardan yararlanabilmek Kıbrıs sorununun siyasi çözümüyle mümkün. Ne dersiniz, Doğu Akdeniz'in en stratejik noktasında yer alan Kıbrıs, istese de istemese de siyasi bir çözüme doğru mu yol alıyor?

 

Önceki ve Sonraki Yazılar