1. HABERLER

  2. SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

  3. Hollanda hükümeti iklim davasını bir kez daha kaybetti

Hollanda hükümeti iklim davasını bir kez daha kaybetti

Enerji Günlüğü - Lahey İstinaf Mahkemesi, daha önce Hollanda Hükümeti aleyhine verilen emisyon azaltımına ilişkin hükmü onadı.Urgenda Vakfı ve 886...

Hollanda hükümeti iklim davasını bir kez daha kaybetti

Enerji Günlüğü - Lahey İstinaf Mahkemesi, daha önce Hollanda Hükümeti aleyhine verilen emisyon azaltımına ilişkin hükmü onadı.

Urgenda Vakfı ve 886 vatandaş tarafından 2013’te açılan iklim davasını kaybeden Hollanda Hükümeti için verilen karar, geçtiğimiz Ekim ayında Lahey İstinaf Mahkemesi tarafından onandı ve hükümetin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne de aykırı davrandığına hükmedildi. 

Bu hükme yönelik istinaf taleplerinin üç yıldır beklenen sonucuna göre ise Lahey İstinaf Mahkemesi, daha önce emisyon azaltımına ilişkin verilen hükmü onamakla kalmadı, ayrıca Hükümetin hukuka aykırı tutumunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yaşam hakkına ilişkin 2. maddesi ile özel hayat ve aile hayatı hakkına ilişkin 8. maddesine de aykırı olduğu kanaatine vardı.

Hollanda’da faaliyet gösteren Urgenda Vakfı ve 886 vatandaş tarafından 2013’te açılan davada Hollanda mahkemesi Hollanda Hükümeti aleyhine karar vererek devletin küresel iklim değişikliği ile mücadele için yeteri kadar iddialı bir hedef koymadığına karar vermişti. 2020 için öngörülen emisyon azaltımı hedefinin uluslararası yükümlülüklere de aykırı olduğunu belirten mahkeme, Hükümete 2020 sonuna kadar 1990 emisyon oranlarına kıyasla en az yüzde 25 azaltım gerçekleştirmesini emretmişti.

ADAPTASYON İÇİN DE HUKUK GEREKİYOR

Söz konusu istinaf mahkemesi kararına yönelik “Urgenda İklim Değişikliği Davası” yayınını hazırlayan Ekoloji Kolektifi Derneği’nden Avukat Fevzi Özlüer konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, “İklim değişikliğinin ortaya çıkardığı ekolojik felaketlerle, bu felaketleri aşmaya yönelik toplumsal ve uluslararası farkındalık arasında derin bir uçurum var. Bu davalar hem bu derin uçurumu hem bize gösteriyor hem de toplumların iklim krizini aşma iradesi haline dönüşüyor. Farklı ülkelerde farklı biçimlerde ortaya çıksa da almamız gereken temel bir ders var: adaptasyon için de hukuk gerekiyor. Dünya robotik çağ, teknolojik atılımlarla iklim krizini yenebileceği dönemeci çoktan geçti. Toplumsal çözümler ortaya çıkmalı ve bu çözümler, siyaseti, hukuku ve ekonomiyi belirlemeli. Tam da bu bağlamda, Urgenda ve benzeri davalar, Türkiye’de bir iklim davaları gündemi oluşturmak ve uluslararası ivmeyi yakalamak için benzersiz bir fırsat sunuyor. Bu fırsatı değerlendirerek kendi hukuk sistemimiz içindeki araçları ve imkanları keşfedip harekete geçmekte geç kalmamalıyız” dedi.