Enerji Günlüğü - Yenilenebilir kaynaklardan elektrik üreten santral yatırımcıları, yasal olarak santrallerini hibrite çevirme imkanı verilse de pratikte bunun mümkün olmamasından şikayetçiler. Jeotermal santraller tarım arazisinde bulunduğu için, rüzgar santralleri ise orman arazisinde oldukları için öztüketime yönelik santral yatırımı yapacak arazi bulmakta zorlanıyor.
Güneşli Sohbetler’in 4’üncü bölümü, Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği JESDER Başkanı Ufuk Şentürk, Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği TÜREB Başkanı Ebru Arıcı, Kalehan Enerji Genel Müdürü Gültekin Keleş ve GTC Solar CEO'su Çiğdem Besen’in katılımıyla canlı olarak yayınlandı. Oturumun moderatörlüğünü Enerji Günlüğü Genel Yayın Yönetmeni ve Dünya Gazetesi Enerji Editörü Mehmet Kara üstlendi.
Toplantıda ilk sözü Kalehan Enerji Genel Müdürü Gültekin Keleş aldı. Murat Nehri üzerinde kurulu üç baraj ve hidroelektrik santral (HES) projesi gerçekleştirdiklerini anlatan Keleş, HES’lerin normal şartlarda yüzde 20-30 güç faktörüyle çalıştıklarını, ancak kendi projelerinin daha kısıtlı bir sürede üretim yaptığını anlattı. Toplam enerji üretimlerinin yüzde 65’ini Mart - Haziran arasındaki 4 aylık bir dönemde gerçekleştirdiklerini ifade eden Gültekin Keleş, kalan 8 ayda tüm personelin iş başında olmasına rağmen çok düşük bir üretim gerçekleştiğini, tesislerin ıslak dönemi beklediğini belirtti.
EKİMDE LİSANS ALDI, NİSANDA ÜRETİME GEÇTİ
Yeni çıkan yasayla kendilerine 80 MW’lık güneş enerjisi santrali kurma imkanı ortaya çıktığını söyleyen Gültekin Keleş, ilk dönemde ortaya çıkan belirsizlikler nedeniyle çok sayıda merciden görüş almak zorunda kaldıklarını, zorluklarla karşılaştıklarını da sözlerine ekledi.
Keleş, 80 MW’lık tesislerinin ekim ayında lisans alıp, nisanda faaliyete geçtiğini, tesise rüzgarı da eklemek için çalışmalar yaptıklarını kaydetti.
YADEF, GÜNEŞ HÜCRESİNİ ‘YERLİ’DEN SAYMIYOR
Ardından söz alan GTC Solar CEO’su Çiğdem Besen de tam kapasite çalışamayan enerji santrallerine hibrite santral ismi verilmesinin çok olumlu bir gelişme olduğunu, bu sayede verimli enerjiye dönüşümün ileride görüleceğini ifade etti.
Bu konuda başlıca iki sıkıntı bulunduğuna dikkat çeken Besen, bu sıkıntılardan ilkinin prosedür olarak hibrit santrallere izin verilmesine rağmen lisans tadillerinde fiilen bir gecikme yaşandığını ifade etti. Çoğu santral yatırımcısının lisans tadil başvurularına cevap beklemekte olduğunu anlatan Besen, YEKDEM’in bu taleplere vereceği cevaplarda 60 günlük süreye uymasının çok önemli olduğunu kaydetti.
Besen, ikinci sıkıntı olarak ise 28 Mayıs 2021’de yayınlanan yönetmelikle Yerli Aksam Desteği (YADEF) alan santrallere getirilen bazı koşulların, yerli güneş hücresi kulanımının önünün tıkamasını gösterdi. Türkiye’de güneş hücresi üreten 3 firma olmasına rağmen YADEF’in bu hücreleri yerli kabul etmediğine işaret eden Çiğdem Besen, bu bürokratik hatanın yerli üretimin teşviği açısından büyük bir yanlış olduğunu söyledi. Besen, YADEF’in sene sonuna kadar gerekli düzeltmeleri yaparak yerli kaynağı ve istihdamı desteklemeye başlamasını arzu ettiklerini ifade etti.
HİBRİTE ÇEVRİLMİŞ JES’İN ÖRNEĞİ YOK
Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği JESDER Başkanı Ufuk Şentürk, yasanın çıkmasından mutlu olduklarını, ancak tesislerin çoğu tarım arazisi olan büyük ovalarda bulunduğu için bugüne kadar hiçbir jeotermal santralin yanına güneş veya rüzgar santrali kuramadıklarını bildirdi. Şentürk, santrallerin çevresinde bulunan tarıma elverişsiz arazilere hibrit santral kurulmasına izin verilmesi için devlet kurumlarını harekete geçmeye davet etti.
İzin çıkmaması halinde maliyetlerle başedemeyecek santrallerin kapanmak zorunda kalacağını ve bunun da farklı sonuçlar doğuracağını ifade eden Ufuk Şentürk, Türkiye’nin yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına ihtiyacı olduğunun altını çizdi.
Jeotermallerin çevreye, tarımsal ürünlere zarar verdiğiyle ilgili iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyleyen JESDER Başkanı, bakanlıkların bu yanlış bilgilere itibar etmemesini istedi.
RÜZGARCILAR, ORMAN KENARINA GES İZNİ ALAMIYOR
Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği TÜREB Başkanı Ebru Arıcı da yasayla ilgili şikayetlerini dile getirirken, rüzgar santrallerinin çoğunlukla orman arazilerinde veya yakınlarında bulunduğunu, bu arazilere de güneş enerjisi santrali kurulumuna izin alınamadığını anlattı.
Rüzgar yatırımcılarının santrallerini hibrite çevirmek için arazi arayışında olduğunu ifade eden Arıcı, diğer tip santrallere hibrit olarak rüzgar türbini kurulumunu teşvik etmek için çalıştıklarını kaydetti.
YÜZER GES’İN MALİYETİ, KARADAKİNİN İKİ KATI
Moderatör Mehmet Kara’nın “baraj göllerine yüzer GES kurulup kurulamadığı” yönündeki sorusunu yanıtlayan Çiğdem Besen, yüzer GES kurulumunun oldukça maliyetli olduğunu, ekipmanının da büyük oranda yurtdışından ithal malzeme olduğu için YADEF desteği alamadığını, bu nedenle şimdilik tercih edilmediğini belirtti.
Aynı soruyu yanıtlayan Gültekin Keleş ise yüzer GES’lerin genellikle derinliği 5-10 metre olan baraj göllerine yapıldığını, kendi baraj göllerinde derinliğin ise 70 ila 150 metreler arasında bulunduğunu söyledi. Keleş, yüzer GES’in karada kurulu bir GES’e kıyasla maliyetinin neredeyse iki katı olduğuna da dikkat çekti.
Araştırmaları sırasında göle kurulacak yüzer GES için DSİ ile bir kira sözleşmesi yapılması ihtiyacını dile getiren Keleş, bu noktada da bir belirsizlik olduğunu, bu sözleşmenin alan üzerinden mi, üretim miktarı üzerinden mi, megavat üzerinden mi yapılacağının netleşmediğini, bunun da yatırımcı açısından soru işareti yarattığını kaydetti.
Mehmet DAYIOĞLU - Enerji Günlüğü