Enerji Günlüğü - Greenpeace, Akkuyu'da kurulması planlanan nükleer santralin ÇED raporunda sorumluluk konusundan nükleer atıklara ve güvenlik konusuna kadar pek çok alanda eksiklikler bulunduğunu savundu.
Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanyası Sorumlusu Pınar Aksoğan yaptığı açıklamada, nükleer santraldeki risklerin hiçbir koşulda sıfıra indirilemediğini belirtti. Özellikle tasarım hataları, doğal afetler ve insan hatalarının en iyi teknoloji kullanılsa bile risk faktörleri olmaya devam ettiğini ifade eden Aksoğan, "Bu gerçeği en son Fukuşima kazasında gördük. Bugün Akkuyu Nükleer Enerji Santrali Projesi'nin şeffaf olmayan bir şekilde işletilen ÇED süreci sonucunda ortaya çıkan rapor, projeye ilişkin her türlü maliyet analizine yer verirken, nükleer kaza halinde ortaya çıkacak zararın sorumlusunun kim olacağı sorusuna cevap veremiyor" dedi.
KAZA OLURSA ZARARI HALKIN CEBİNDEN...
Fukuşima kazası sonrası, santralin işletmecisi TEPCO'nun hukuki sorumluluğu üzerine almamış olmasının, sorumluluk konusunun, nükleer enerji santrallerinin meydana getirdiği felaketlerin yeni ve saklı kalan boyutunu ortaya koyduğunu savunan Aksoğan şöyle devam etti:
"Rapor'da tüm hukuki sorumluluğun adresi olarak gösterilen Akkuyu NGS şirketi, sermayesiyle sınırlı bir şirket olduğu için, Akkuyu'da gerçekleşmesi olası bir kaza sonrası, şirketin hukuki sorumluluğu üzerine alma kabiliyeti yok. Ayrıca ÇED'de referans verilen, sorumluluğun nasıl düzenleneceğini belirten uluslararası anlaşmalar da yetersiz. Kısacası mevcut durumda, olası bir kaza halinde maddi zararın halkın cebinden çıkan vergilerden alınacağını anlıyoruz" dedi.
Aksoğan, ÇED raporundaki eksikliklerle ilgili başka bazı noktaların da altını çizdi:
Denenmemiş bir reaktör: Henüz dünyada denenmemiş bir reaktör tipi kullanılacak ve rapor da buna dayalı tahminlerle yazılmış durumda.
Güvenlik şartları ile ilgili bilgiler sınırlı: Türkiye'de uygulanacak ulusal güvenlik şartları ve bunların nasıl uygulanacağına dair bilgiler yetersiz.
Acil durum planı sadece 5 kilometre çapını kapsıyor: Oysa bir kaza olması durumunda Türkiye'nin tamamı ve komşu ülkeler de radyasyondan etkilenecek.
Fukuşima'dan alınan dersler entegre edilmemiş: Sismik araştırmalar, sel ve tsunami gibi etkilerin inşaat lisansıyla birlikte değerlendirilecek olması, Fukuşima kazasından sonra alınan derslerin Akkuyu ÇED raporuna yeterince entegre edilmediğinin bir göstergesi.
Atıklarla ilgili bölüm gizliliğini koruyor: Atıkların Boğazlar yoluyla Rusya'ya gönderilmesi durumunda oluşabilecek riskler raporda belirtilmiyor. TAEK'in etkisizleştirildiği bu süreçte, nasıl bir denetim mekanizması işletileceği açık değil.
Greenpeace'in nukleer.greenpeace.org adresi üzerinden yürüttüğü ve ÇED'in onaylanmamasını talep eden kampanyaya bugüne dek 200 bine yakın kişinin imza verdiği de belirtildi.