1. HABERLER

  2. ELEKTRİK

  3. Görevli elektrik tedarikçilerine eleştiri

Görevli elektrik tedarikçilerine eleştiri

2M Enerji Genel Müdürü Mehmet Yükselen, serbest tüketici olmayı tercih eden elektrik abonelerinden sadece yüzde 96’sının elektriğini görevli tedarikçilerden aldığını belirtti.

Görevli elektrik tedarikçilerine eleştiri

Enerji Günlüğü - 2M Enerji Genel Müdürü Mehmet Yükselen, serbest tüketici olmayı tercih eden elektrik abonelerinden sadece yüzde 96’sının elektriğini görevli tedarikçilerden aldığını belirtti. Yükselen, bağımsız tedarik firmalarının yüzde 4’le sınırlı kalmasının, görevli tedarikçilerin rekabeti engelleyici tutumlarının büyük rolü olduğunu ileri sürdü. 

2M Enerji Genel Müdürü Mehmet Yükselen, ICCI 2016 kapsamında düzenlenen Elektrik Ticareti Derneği (ETD) Özel Oturumu’nda serbest elektrik ticaretinde yaşanan sıkıntıları anlattı. Şirketin 100 TL’lik cirosunun yüzde 97’sinin satılan malın maliyetinden oluştuğunu kaydeden Yükselen, “Brüt kar marjımız yüzde 3. Yüzde 1.5 operasyonel maliyeti, kalıyor geriye yüzde 1.5 vergi öncesi kar. Yüzde 1.5 denilince, bizim MWh başına kazandığımız para 2.25 TL” dedi. 

Büyük oyuncuların müdahalesi nedeniyle elektrik ticaretinin gelişemediğini belirten Yükselen, “Dolayısıyla perakende de bundan payını alıyor” diye konuştu. Elektrik ticaretinin gelişimi için öngörülebilirliğin sağlanması gerektiğini kaydeden Yükselen şunları söyledi: 

“Benim için fiyat önemli değil. 1000 TL de olabilir. Alır satarım. Ama 1000 TL’ye çıkıp çıkmayacağını makul şekilde öngörebilmem lazım. 1 Nisan’dan sonra fiyatlar bir anda arttı. Daha sonra yumuşadı ama bunu hiç kimse izah edemiyor. 

Öngörülebilirliğin sağlanabilmesi için büyük oyuncuların altı ayda bir yılda nasıl opere edileceğini bilmemiz lazım. Sektördeki oyuncular olarak bunları bilirsek ileriye doğru tahmin öngörü yapma imkanımız olur. Son 10 günün VİOP piyasasına bakın çok düşmüş durumda. Çünkü TETAŞ ve EÜAŞ portföyünün nasıl işletileceğini bilinmiyor.” 

ÖNGÖRÜLEBİLİRLİĞİN KARDEŞİ ŞEFFAFLIK 

Şeffaflığın da öngörülebilirlikle el ele giden bir konu başlığı olduğunu kaydeden Mehmet Yükselen, “Biz bazı şeyleri piyasadaki dostlarımızdan öğreniyoruz. Orta ve uzun vadeli stratejiler, kamunun elindeki santrallerin nasıl çalışacağı belirlendikten sonra arada bazı farklı kararlar alınabiliyor. Doğru kararlar da oluyor. Ama en çok dağıtım firmalarını ilgilendirdiği için onlar çağrılıp bilgiler kendilerini anlatılıyor. Ama Kamu Aydınlatma Platformu’ndan eş zamanlı yayınlanıp şeffaflığın artırılması sağlanmalı” dedi. 

KAYIP-KAÇAK İADELERİ GERİ VERİLMELİ

Elektrikte kayıp-kaçak rakamlarının hem dağıtıcıyı, hem görevli tedarikçiyi ve hem de toptan tedarikçileri etkilediğini kaydeden Mehmet Yükselen, “10 yıl geriye doğru hesapladığımızda 70 milyar TL’lik bir rakamdan söz ediliyor. Üçe böldüğümüzde 23 milyar dolar ediyor. Ben hayatımda böyle bir dolar görmedim ama bütün dağıtım özelleştirmesi ihalelerinde devlete ödenen tutar 13 milyar dolar. Bunun yaklaşık 2 katına yakın bir paranın kayıp-kaçak davalarından ötürü geri ödenmesi isteniyor. Davalar sürüyor. Bunların çoğu ne yazık ki tedarikçi aleyhine sonuçlanmaya başladı. Biz hepsini temyize götürüyoruz. Şu anda bir yasa tasarısı var. Kayıp kaçak davalarından çıkan meblağların tekrar ödenmesi ve bunun bir şekilde tarifeye konması gerekiyor. Konuyla ilgili yasa tasarısı gündemde, aslında bu seçimden önce Meclis’teydi. Mutlaka çıkmalı. YEKDEM ne kadar önemliyse, ivedilikle bunun da yasalaşması gerekiyor. Çünkü sadece benim 3 milyon TL dava riskim var. Ve de mahkemeye yeni yasa çıkacak, bu parayı nasıl olsa geri alacağız, dur bekle diyemiyorsunuz. Ödemek durumundasınız. Sektör ve firma olarak ricamız bu yasanın ivedilikle çıkarılması. Ayrıca, alt mevzuatla hem mahkeme organlarını daha fazla iştigal etmemek için mahkemeye gitmeden bu ödemelerin geri tahsiline imkan sağlanmalı.” 

SADECE YÜZDE 4’Ü GÖREVLİ TEDARİKÇİ DIŞI

Halen kabaca 2 milyon serbest tüketicinin, bu hakkını kullandığını kaydeden Mehmet Yükselen, “Bir o kadar kadar da kullanmayan var. Bunların tüketimi toplamın yüzde 50’sine tekabül ediyor. Diğer 2 bin kişi de kullansa bu oran yüzde 80-85 mertebelerine yükselecek. Serbest tüketici olmak demek. Ulusal tarifeye göre belli bir miktar indirim almak demek. Bu serbest tüketiciye bağımsız ve görevli tedarikçiler önemli hizmet veriyorlar. Pazar payı ne durumdadır dediğimizde 2 milyon serbest tüketicinin sadece 80 bini bağımsız serbest tedarikçilerde. Bu da tüm serbest tüketecilerin yüzde 4’ünü oluşturuyor. Demek ki yüzde 96’sı serbest tüketici hakkını, görevli tedarikçiden kullanıyor.” 

GÖREVLİ TEDARİKÇİLERE ELEŞTİRİ 

Serbest tüketicilerin sadece yüzde 4’ünün bağımsız tedarikçilerle çalışmasını, görevli tedarikçilerin rekabete aykırı davranışlarından ileri geldiğini öne süren Mehmet Yükselen “Hipotez olarak söyleyeyim. Çünkü ispatlamadım. Ama bağımsız tedarikçiler büyük ihtimalle yüzde 96’nın aldığı indirimden daha iyi indirimler verebiliyorlar ve de hizmet kalitesi olarak belli noktalarda daha iyi durumda. Çünkü bağımsız tedarikçilere telefonla daha kolay ulaşılabilir. Ben yüzde 4 payı almış grubun içinde bulunup ondan daha düşük bir kar marjıyla çalışıyorsam bunun nedeni ne? Ne yazık ki cevabım, bu noktada görevli tedarikçilerin rekabete aykırı davranışlarından ileri geliyor.” 

ANLAŞTIĞIMIZ MÜŞTERİYE ÇENGEL ATIYORLAR 

Görevli tedarikçilerin rekabete aykırı davranışlarını bir örnekle anlatan Yükselen şöyle dedi: 

“Biz kendimiz ya da bayilerimiz kanalıyla müşteriye gidip onu ikna ediyoruz, iyi bir indirim veriyoruz, anlaşmayı imzalıyoruz. PMUM’dan müşteriyi talep ettiğimiz gün, görevli tedarikçiden arkadaşlar hemen gidip, siz onlardan alırsanız sıkıntı olur, onların verdiği indirimin bir puan fazlasını verelim gibi rekabeti ihlal edici, bazı noktalarda da yanlış yönlendirici pek çok söylemler kullanıyorlar. Ve bunları biz defalarca EPDK ve RK nezdinde söyledik. İkinci örnek. Bazı görevli tedarikçilerde yüzde 12’nin üzerinde serbest tüketici oranı, penetrasyonu var. Yani mevcut aboneler nezdinde iyi bir çalışma yapmış tedarikçi şirketler ve kontrata bağlamış. Fakat pek çoğu şunu yapıyor. Sizin buradaki görevli tedarikçiyle anlaşmanız var mı dediğimizde hayır diyorlar. Biz EPİAŞ üzerinden talep ettiğimizde hakikaten imzalar tarihi geçmiş, doğru olmayan imzalar gibi pek çok örnekle karşılaşıyoruz. Bunların hepsini usanmadan şikayet ediyoruz. Her ay bizden bu sayaçlar ve sözleşmelerle ilgili EPDK’ya yazılar gidiyor. Lütfen yazın, şikayet edin, dokümante edin. 

REKABET KURUMU’NA ELEŞTİRİ 

Mehmet Yükselen, görevli tedarikçilerin rekabete aykırı davranışlarını Rekabet Kurumu’na şikayet etmelerine rağmen sonuç alamadıklarından yakındı. Yükselen şöyle dedi: 

“Bir aylık ön soruşturma sonucunda bulgular elde ediliyor. Raportörlerle de konuştum. Çoğunda bulduğumuz deliller, ön soruşturmadan soruşturmaya gitmek için yeterli. Ama beş kişiden oluşan Kurul soruşturmaya gerek yok kararı veriyor. Sebebini sorduğumuzda EPDK’nın mevcut mevzuatında EPDK’nın bunlar yasaklayabilecek mevzuatı olduğunu söylüyorlar. EPDK’da da bu şirketler hakkında inceleme var, EPDK’nın önce aksiyon alması daha doğru olur diye bir görüş var. Lütfen Rekabet Kurulu ile ilgili ön araştırmaları artıralım. Çünkü rekabeti engelleyen, serbest tüketiciyi korumayan noktalar var.” 

ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK İÇİN ÖNLEM

Elektrik piyasasında öngörülebilirliği makro düzeyde artırmak için devletin 5-10 yıllık planlarını tekrar revize edip sektörle paylaşması gerektiğini savunan Mehmet Yükselen, “TETAŞ ve EÜAŞ’ın ne yapacağını görmek önem arzediyor. YEKDEM’in tarifenin bir parçası olması gerekiyor. Önümüzde altı ay kaldı, çalışmalıyız. Kayıp kaçak düzenlemesinin çıkması lazım. Mahkemeleri işgal etmeden bu sorun çözülmeli. Eğer ödediğimiz bir para varsa bu düzenlemelerin çıkarılması ve rekabet ihlallerinin ortadan kaldırılması lazım. Tüketici Yönetim Sistemi ivedilikle bu yıl içinde hazırlanmalı. 4 milyon tüketici için altyapıyı oluşturursak, ileride de işimize yarayacaktır.” 

KAMU SPOTU HAZIRLANMALI

Elektrik faturalarında başlangıç ve bitiş süresi konulması ve  sözleşmelerin süresinin bir yıl ile sınırlandırılması önerisinde bulunan Mehmet Yükselen, “Kesinlikle tüketiciyi bilgilendirmek için kamu spotu lazım. Kamu spotunda iki mesaj verilmeli. Ey tüketici, serbest tüketici hakkın var. Serbestsin. İkincisi dağıtım şirketin herkese eşit hizmet vermekle mükelleftir. Ey tüketici bundan korkma. Bu bilhassa bilgilendirme için çok önemli” diye konuştu.  

Mehmet KARA - Enerji Günlüğü