1. HABERLER

  2. ELEKTRİK

  3. Gençer: Yeşil hidrojende rekabetçi fiyat kaynakların doğru optimizasyonuyla mümkün

Gençer: Yeşil hidrojende rekabetçi fiyat kaynakların doğru optimizasyonuyla mümkün

MIT Enerji İnisiyatifi Araştırmacısı Dr. Emre Gençer, yeşil hidrojenin rekabetçi bir fiyata erişmesi için varolan kaynakların doğru şekilde optimize edilmesi ve doğru mekanizmaların kurulması gerektiğini söyledi. 

Gençer: Yeşil hidrojende rekabetçi fiyat kaynakların doğru optimizasyonuyla mümkün

Enerji Günlüğü - MIT Enerji İnisiyatifi Araştırmacısı Dr. Emre Gençer, yeşil hidrojenin rekabetçi bir fiyata erişmesi için varolan kaynakların doğru şekilde optimize edilmesi ve doğru mekanizmaların kurulması gerektiğini söyledi. 

Sabancı Üniversitesi IICEC “Türkiye Hidrojen Ekonomisi” konulu bir webinar düzenledi. Etkinlikte değerlendirmelerde bulunan MIT Enerji İnisiyatifi (MIT Energy Initiative) Araştırmacısı Dr. Emre Gençer, yeşil hidrojenin rekabetçi bir fiyata erişmesini istiyorsak, şu anda varolan kaynakların doğru şekilde optimize edilmesi gerektiğini ve varolan kaynaklarla doğru mekanizmaların kurulması gerektiğini söyledi.

Farklı bölgelerin hidrojen için birincil rolünün farklı olacağını belirten Gençer, tek bir çözümün her yere uygulanmasının mümkün olmadığını ifade etti. Bunun bazı ülkelerde ulaşımla, bazılarında depolamayla olacağını kaydetti. 

SERA GAZI SALIMI RÜZGAR ELEKTRİĞİYLE ÜRETİLEN HİDROJEN KULLANIMINDA BİLE SIFIRLANMIYOR

Her hidrojenin eşit olmadığını ve eşitliğin hidrojenin nasıl üretildiğiyle alakalı olduğuna dikkat çeken Gençer, sera gazı salımının rüzgarla üretilmiş yeşil hidrojende bile sıfırlanmadığına vurgu yaptı. Gençer, “Bunun da sebebi aracın üretiminden rüzgar türbininin üretimine bir sürü karbondioksit salınan aşama var. Ve biz bütün endüstriyi dekarbonize etmediğimiz sürece sürekli olarak karbon salımı olacaktır, yaşam döngüsü olarak baktığınız zaman” ifadesini kullandı. 

ARAÇLARDA KULLANILAN HİDROJENİ NASIL ÜRETTİĞİNİZ ÖNEMLİ

Hidrojeni nasıl ürettiğinize bağlı olarak hidrojenli bir aracın diğer araçlarla karşılaştırmasının tamamen değişebildiğine dikkat çeken Gençer, “ Mesela ABD’de şebeke ile üretilmiş bir elektrikle elektrolizör kullanıyorsanız bu aracın saldığı sera gazı benzinli araçtan daha fazla. Eğer bizim amacımız dekarbonizasyonsa bunu kullanmak bizim sadece karbon salımını arttırmamıza neden olur. Ancak, doğalgazdan yada karbon yakalama dışında green hidrojeni kullanırsak, bu benzinli araçlara göre ciddi bir avantaj sağlıyor ve hibrit araçlarla aşağı yukarı aynı miktarda salım sağlıyor. Eğer doğalgazdan üretilmiş hidrojene karbon yakalamayı eklersek, şu andaki ortalama Amerikan elektrikli aracına göre daha az bir karbondioksit salımına sebep oluyor. Ve son olarak da, tamamıyla rüzgardan üretilmiş bir şekilde yaparsak, en düşük sonucu görüyoruz” ifadesini kullandı.

Gençer ayrıca hidrojenin çok yönlü bir enerji taşıyıcısı olduğunu ve bütün sektörlerde kullanılabildiğini belirterek, yenilenebilir enerjinin büyümesinde, özellikle uzun vadeli ve mevsimlik enerji depolama ihtiyacı açısından hidrojenin çok önemli bir etkisi olduğunu kaydetti. 

TÜRKİYE YENİLENEBİLİRDEN ÜRETİLEN HİDROJENE ÖNCELİK VERMELİ

Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarının çok bol olduğuna ve bu kaynaklardan üretilen hidrojene öncelik verilmesi gerektiğine değinen Gençer, hidrojenin doğrudan veya doğalgaza karıştırılması yöntemiyle kullanılmasının mümkün olduğunu ifade etti. Hidrojenin enerji depolama amaçlı kullanımının da çok önemli olduğunu kaydeden Gençer, ulaşımda hidrojen kullanımının, özellikle de toplu taşımada kullanımının son derece mümkün olduğunu belirtti. 

TÜRKİYE AVRUPA HİDROJEN İHTİYAÇ BOŞLUĞUNU DOLDURABİLİR

Gençer, Türkiye’de üretilen düşük karbonlu hidrojenin ihracatının da son derece mümkün olduğunu, özellikle de Avrupa’nın çok büyük miktarlarda hidrojene ihtiyacı olduğunu ve Türkiye’nin bu boşluğu doldurabileceğini kaydetti.

Sabiha KÖTEK - Enerji Günlüğü/Antalya-Olimpos